Betül Umay Aydın & Pamir Gökalp Kızılkurt
2 yıl sonra...
25 Ocak 2024Gülüşmeler, konuşmalar, koyu sohbetler, içki şişeleri, sıcak bir ortam ve Diyarbakır'ın nemli havası ile balkonda değer verdiğim insanlarla oturuyordum.
Yuvam Diyarbakır'dı. Sur benim yuvamdı, bu lojman, bu diyar benim yuvamdı.
Uzun yıllar boyunca bu anların hayalini kurmuştum her zaman, asla yakasını bırakmazdım bu hayallerin. Kendime söz verirdim, Betül derdim. Seninde birgün bir ailen olacak, ailenin olması için illa ki evlenmek zorunda değilsin. Değer verdiğin insanlarda senin ailen olabilir. Sana bir aile sıcaklığından daha fazlasını bahşedebilirler, sadece buna inan derdim her zaman.
Efnan, Alptekin ve abim ile lojmanın balkonuna oturmuş güzel bir pazar günü akşam yemeği yiyorduk.
Pazar günleri her zaman travmalarımı geçirdiğim günler olurdu, nefret ederdim pazar günlerinden.
Travmalarının ve korkularının üzerine gitmeliydi insanoğlu. Üzerine gidilmeyen hiçbir şey aşılamazdı. Karşınızda Çin Seddi gibi dururdu o engeller.
Yalnızlığımın ezgileri vardı. Yalnız kalmaya mahkûm hâle gelen yalnızlığımın ezgileri vardı.
Her zaman yalnız kalacağımı, abim hariç kimsenin beni sevmeyeceğini hatta birgün abimin bile benden vaz geçeceğini düşünürdüm.
Ama her şeyi yanlış düşündüğümü geç olsada fark edebilmiştim.
Şanslı insanlardan birisiydim ben de. Bu kadar yalnızlığın içinde, yalnızlık denizinin içinde boğulurken birkaç insan beni oradan çekip kurtarmıştı. Onlara minnettardım. Minnettarlığımın ölçüsü olamazdı.
Alptekin benim ikinci abimdi. En zor anımda bile yanımda olan nadir insanlardan birisiydi. Efnan, kıskanmazdı beni. Ama başka bir kadın olsa saçını başını yolacağından emindim.
Bana güveniyordu.
Ağladığımda omzumu rahatça dayayabileceğim nadir omuzlardan birisiydi Alptekin ve Efnan. İki kişilik küçük bir aileleri vardı. Üç yıllık evli olmalarına rağmen ikiside çocuk düşünmüyordu.
Abim, bu iki yıl boyunca desteğini benden esirgememişti. Bana her zaman yardım etmişti. Operasyona gideceğini, onu ararsam açmayınca endişelenmemem gerektiğini bana sık sık hatırlatmıştı. Ayrıca vakit buldukça da aramıştı beni.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN FEDA
De TodoHızlı ama temkinli adımlarım karla kaplı yola bir hançer gibi saplanırken soğuktan dolayı ağzımdan çıkan dumanlar havaya karışıyordu. Arkamdaki silahlı adamı umursamayarak ölüme koşuyordum. Nihayetinde izimi kaybettirebilmiştim ona. Adımlarım yavaşl...