Han Jisung, henüz 16 yaşındaydı ama ona göre görmesi ve yaşaması gerekenden fazlasını görmüş ve yaşamıştı. düşünceli, stresli olduğu ve iyi hissetmediği zaman gittiği bir ağaç evi vardı Jisung'un. Tabi kimseler ne bilir ne de girebilirdi oraya. Ne ailesi ne de yakın arkadaşları bilmezdi orayı. Jisung'un güvenli alanıydı orası, kimsenin onu da yıkmasına izin veremezdi duyguları gibi.
✯*.✧
ALARMIMI KURMAYI UNUTMUŞUM. Ve şimdi kapının önünde annemi benim gelmem için darlayan arkadaşlarımın sızlanmaları arasında olabildiğince hızlı hazırlanmaya çalışıyordum.
''JİSUNG ÇABUK OL DEDİM ARKADAŞLARIN KAPIDA BEKLİYOR''.
Tamam. Hazırdım çantamı aldığım gibi kapıya koştum. ''Dostum nerde kaldın be'' diye sitem ediyordu Changbin. Göz devirerek konuşmaya başladım
''Alarmı kurmayı unutmuşum ilk defa oldu Binnie abartmaa''
diye kelimenin sonunu uzatarak şirinlik yaptım.
''Hayırdır sen asla unutmazdın böyle şeyleri birşey mi oldu iyi misin?''
diye panikle sorularını sıralayan Felix'e çevirdim başımı.
''Hayır hayır hiç bir şey olmadı sadece biraz yorgun olduğum için kestireyim demiştim sabaha kadar uyumuşum endişelenme Lix'' Üçümüz sessizce Chan Hyungun evine doğru ilerlerken aklımda düşünceler dönüp duruyordu. Sanki bir şeyin yanlış olma hissi içimi kaplıyordu...
Chan Hyungu alıp okula doğru yürümeye başladık. Chan Hyung birden bir şey hatırlamış gibi bize döndü ve
''Ha bu arada size bahsetiğim çocukluk arkadaşım vardı ya şu Jisung'un asla ama asla hatırlamadığı'' dedi.
Chan Hyung'u doğduğumdan beri tanıyordum, benden sadece 2 yaş büyüktü. Annelerimiz arkadaş ve aynı mahallede yaşadığımız için çok yakındık Chan Hyung'la. Küçüklüğümüzde bir arkadaşımız daha olduğunu söylerdi hep bu ise şuan bahsettikleri Minho Hyung'du. Ne kadar denersem deneyeyim onu bir türlü hatırlayamıyordum, birçok kez Chan Hyung'ların evine gelmişti ve bu konu her seferinde açılsada ben hatırlayamıyordum ve Minho Hyung nedense her seferinde çok üzgün duruyordu. Geldiğinde nedenini sormayı aklımın bir kenarına yazıp düşüncelerden sıyrıldım.
Changbin ''Lee Minho muydu ismi?'' dedi.
Ufak bir baş sallaması ile onu onaylarken Chan Hyung konuştu.
''Buraya taşınacaklarmış hatta taşınmış bile olabilirler ev topladıkları için fazla konuşamadık bu aralar.'' dedi.
Şaşkınlıkla gözlerim aralanmıştı hiç beklemiyordum çünkü.
Felix'in ''Sahi mi? Vay be hiç beklemiyordum'' demesi üzerine Chan Hyung ''Evet ve bu sefer Jisung'a bir sürprizi de varmış hatta'' Ben mi? Sürpriz mi? Ne sürprizinden bahsediyordu acaba o kadar yakın bile değildik ki?
''Ne sürprizinden bahsediyorsun Chan Hyung?'' diye sordum.
Kafasını iki yana sallayarak cevapladı sorumu ''Bende bilmiyorum Jis bana da söylemedi ne olduğunu'' dedi.
Tüm bunlar yaşanırken okulun önüne geldiğimizi fark ettim.Hepimiz içeri adımlarken sınıflara dağılmadan kantine gitmeye karar verdik. Kantine girdiğimizde masalardan birinde oturan Minho Hyung ile karşılaşmayı hiç birimiz beklemiyorduk. Minho Hyung ayağa kalkıp yanımıza ilerlerken Chan Hyung ona sarılmak için kollarını açmış bekliyordu. Kısa bir sarılmadan sonra ayrılıp konuuştu Chan Hyung.
''Hiç beklemiyordum Minho haber bile vermedin'' diye sesindeki sahte kızgınlık ile gamzelerini gösterip gülerken konuştu.
''Ee sürpriz dediğin böyle olur Chris'' dedi Minho Hyung. Ardından vücudunu bana çevirip birden sıkıca sarıldı. Bunu yapmasını beklemediğim için bir süre ellerim havada kalsa da hemen karşılık verdim. Gülümseyerek benden ayrılıp saçlarımı karıştırmaya başlarken ''Seni çok özledim Hanji'' dedi. Hanji mi? Bu lakap çok tanıdık gelmesine rağmen nerden bildiğimi hatırlayamadım ve bunları bir kenara atıp cevap verdim.
''Bende seni özledim Minho Hyung'' diyip gülümsedim. Özlemiş miydim? Evet özlemiştim. Ama ben daha Minho Hyung'u tanımıyordum bile... Niye özlemiştim ki? DÜşüncelerimi bölen ses Changbin oldu.
''Evet özlem gidericiler bu anlarınızı bölüyorum ama ders zilinin çalmasına iki dakikacık kadar var'' diyerek konuştuğunda Felix ile beraber kıkırdamadan edemedik. Chan Hyung ve Minho Hyung'un aynı sınıfta olduğunu öğrendikten sonra sınıflarımıza dağıldık. Felix ve ben aynı sınıftaydık,ikimiz de 10. sınıftık. Changbin, Chan ve Minho Hyung ise 12. sınıflardı ama Changbin farklı bir sınıftaydı. Eğer ona neden hyung demediğimi sorarsanız, hyung denilince kendini yaşlı hissediyormuş.
Okul sıkıcı bir şekilde geçip biterken 5 kişi birlikte okulun çıkışına doğru yuruyorduk. Changbin ve Felix'in evi diğer yönde kaldığı için o ikisi vedalaşıp ayrılmıştı. Bu ikisi de birbirlerinden hoşlanıyor tüm okul farkında ama tek bu iki aptal aşık farkında değil. Düşündüğüm şey ile istemsizce gülümserken arkadan bir ses yükseldi."Birşey mi oldu Jis neye gülüyorsun öyle?'' dedi Chan Hyungum.
"Changbin ve Felix'in birbirine olan ama fark edemedikleri ilgilerine gülüyordum hyung çok aptal ama tatlılar" diyerek yürürken ellerimi yanaklarıma koydum. Minho Hyung'un bana baktığını fark edip utanarak ellerimi hemen yanaklarımdan çekmem ile Minho Hyung bu hareketime gülmüştü. Neye güldü ya şimdi çok mu komik duruyordum ki ben?
Chan Hyungların evi bizim evin biraz gerisinde kaldığı için onların evinin önüne gelmiştik şuan, Chan ve Minho Hyung beni eve bırakmayı teklif etse de onları teşekkür ederek reddedip evin yolunu tuttum.Şimdi yatağıma uzanmış neden Minho Hyung'u hatırlamadığımı, Hanji lakabının nereden tanıdık geldiğini düşünüyor ve bunlara cevap arıyordum. Evde tektim ve arkada çalan şarkının ortamda olan sessizliği ele geçirmesi ile yavaş yavaş mayıştığımı hissediyordum. Düşünceler yavaş yavaş aklımdan uçarken kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Zilin çalma sesi ile gözlerimi açarken yataktan fırlayıp elime telefonumu aldım saat 20.13'tü ve ben uykuya dalalı yaklaşık 2 saat oluyordu. Annemler bugün eve gelmeyecekti ve yarın haftasonuydu. Tekrar çalan zil ile kapıya koşup kapıyı açmamla Minho Hyung ile karşılaşmam bir oldu.
"Ne oldu Hanji beni gördüğüne şaşırdın mı?" diyip gülümsemesini sunarken cevabımı beklemeye başladı.
"Hayır hayır hyung okuldan geldikten sonra uzanırken uykuya dalmışım şimdi uyandım, içeri geçmez misin?" diyerek onu içeri davet ederken Minho Hyung ayakkabılarını çıkarıp içeri geçerken konuştu.
"Ahh demek ki seni uykundan uyandırdım özür dilerim okuldan dolayı yorgun olmalısın, ama gelmemin de bir amacı var. Duyduğuma göre Chan sana hediyelerimden bahsetmiş, bende sana bu hediyeleri getirdim" dedi.
Şaşkınlıkla yüzüne bakarken gözlerimi ovuşturdum, hala tam uyanamamıştım ve şuan rüyada gibi hissediyordum. Minho Hyung elindeki kutuyu bana doğru uzatırken kutuyu aldım ve kapağını kaldırdım. "Beni hatırlamıyorsun Jisung, bu her ne kadar beni üzse de ilk başlarda şaka yaptığını düşünüyordum, sonra birşeylerin ters gittiğini fark ettim. Belki bunlar biraz da olsa hatırlamana yardımcı olur diye getirdim sana bunları" dedi "Ve lütfen bana Hyung deme eskisi gibi sadece ismim ile seslen" diye ekledi. Kutuda Minho ve benim yan yana olduğum küçüklük fotoğrafları vardı, hepsine tek tek bakmaya çalışırken başımın ağrıdığını hissettim. Bizim evde çekilmiş bir fotoğraf, ilkokulun ilk günü, Chan Hyung, Minho ve benim yan yana olduğumuz bir fotoğraf ve en altta bir not. Notu elime aldığımda Minho konuştu "Lütfen o notu ben yanındayken açma, ben gittikten sonra oku ve düşün. Aklını karıştırmak istemiyorum tek isteğim sadece beni hatırlaman. Bizi hatırlaman." dedi ve ayağa kalktı. Onunla beraber bende ayağa kalktım, Minho birden bana sarıldı ve "Seni çok özledim Hanji hemde çok.." dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı. Bende onunla beraber kapıya doğru ilerlerledim ve çıkması için kapıyı açtım, Minho ayakkabılarını giyip yüzüme bakmaya başlayınca "Bende seni çok özledim Minho" dedim. Minho bana gözleri kısık bir şekilde gülümseyip arkasını dönüp gitmeye başladı, o uzaklaşıp gözden kayboluncaya kadar onun gitmesini bekledikten sonra kapıyı kapattım ve kutuyu alıp evin arkasında kalan ormanın derinliklerinde olan ağaç evime doğru ilerlemeye başladım. Bu histe neydi böyle?
(人 •͈ᴗ•͈)
EVET BU ILJ BOLUMDY BURDA KESMEK ISTEMEZDIM AMA BEYIN OATLAMASI YASIYORUM SUAN. notta ne yaxiyo merak edjyor musunuzzz bende ediyorum merak etmeyin🤑🤑 notu okumak icin her bir like bir tokat ✌🏻🕊️🕊️🥀🥀 HRRRR haydin brn kactim......
yazim hatalarinin kusurhna bakmayin kizlar (arabanin kusuruna bakmayin kizlar)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Treehouse ✯*.✧
FanfictionKapı girişinde "girmeyin" yazıyor. Neden herkes uzağa gitmiyor? Sen hariç, sen kalabilirsin. ^_________^ Jisung'un her şeyden kaçmak için gittigi bir ağaç evi vardı. Kimse bilmezdi bilenler ise giremezdi. O hariç.