✮ 1 ✮

445 46 5
                                    

Sehun: Burada olmak benim için gerçek bir onur, tekrar davet ettiğin için teşekkür ederim. Aynı zamanda değerli vaktini ayırıp ekran başında bizi izleyen hayranlarıma da  minnettarım, sizler benim en büyük moral kaynağımsınız. 

(Sehun ulusal kanalda yayınlanan talkshowda tabi ki de herkesin duymak istediklerini söylemek zorundaydı, buna sahte bir gülüş ve yapmacık bir heyecan da dahildi ama kim anlayabilirdi ki? O, Oh fazlasıyla meşhur Sehun'du, oyunculuğu dünyaya neredeyse o öğretmişti. Tam bir idoldü, bu yüzden şuan yapmakta olduğu şey tüm hayranlarına gerçekmiş gibi yansıyordu. Sonuçta kimse madolyanın gerçek yüzünü bilmek istemezdi, değil mi? Sehun'un baştan aşağı küstah, kibirli ve şımarığın teki olması gibi... Şimdilik bu ufak detayları geçelim..)

Mi Cha: Çok zarifsin Sehun, sizce de öyle değil mi? -bunu stüdyoda onları sadece bir kaç metre öteden izleyen heyecanlı seyirci kitlesine sormuştu, hepsi aynı anda alkışlamaya başladı- 

Mi Cha ünlü kahkahasıyla stüdyoyu şenlendirirken alkışlar son bulmuyordu. Bunun bir sebebi de ekran başındaki izleyiciler göremese de stüdyonun en tepesinde bulunan ekranda tam da bunun talimat olarak verilmesiydi. Ekran bir kaç saniye sonra değişip, onlara durmalarını söyleyen bir yazı geldiğinde herkes buna itaat etti ve dikkatini birer inci kadar beyaz dişleriyle gülümseyen Oh Sehun'a çevirdi. 

Mi Cha: Hayranların seni çok seviyor. Çok fazla sasaengle uğraşmak zorunda kaldığını duydum, bunların bir kısmı da erkekmiş. Bu konuda ne düşünüyorsun?

Sehun bileğindeki rolex saatiyle bir yandan oynarken onları ekrana aktaran kameraya bakıyordu. Kamera konuşmaya başladığı sırada ona bir nebze daha yaklaşarak, tüm suratını boylu boyuna ekrana resmetmişti. 

Sehun: Gerçekten tüm hayranlarıma minnettarım ama sasaeng görmeye tahammül edemiyorum. Her nasılsa beni duştayken bile resmetmeyi başarıyorlar ve biz de daha fazla güvenlik önlemi almaya başladık. Çocuklar, hepinizle tanışmayı çok isterdim ama bunu lütfen özel alanımı ihlal ederek yapmayın. 

(Ufak bir detaya değinmek gerekirse, Sehun 'hepinizle tanışmayı çok isterdim' derken aslında bunu kameraya belli etmese de tiksintiyle söylemişti. Sasaenglerden nefret ediyordu ama tüm nefreti bundan ibaret değildi. Onunla muhattap olabileceğini düşünen herkesten nefret ediyordu, setteki amatörlerden bile.)

Mi Cha: Duşta mı dedin? Aman tanrım, bu çılgınca! Sana gerçekten bayılıyorlar -kameraya doğru döndü- Yine de lütfen abartmayın, olur mu? 

Mi Cha ne zaman gülse gözleri kısılırdı ve o kadar çok gülüyordu ki insanlar acaba yürümeyi nasıl başarabiliyor diye merak ediyordu. O, Sehun gibi yapmacık biri değildi, bu tarz şeyleri rol icabı yapmazdı. Gerçekten aşırı kafein almış veya bir kavanoz balı hüpletmiş kadar enerjik olurdu ve tüm gün kahkaha atardı. 

Mi Cha elindeki sunucu kartlarını değiştirirken "Bir bakalım..." diye mırıldandı. 

Mi Cha: Yeni bir projeye başlamak üzere olduğun bir kaç gün önce gazetede yazılmış. Hayranların bu konu hakkında bir sürü tweet atmış, bunu herkes için açıklığa kavuşturabilir misin? Yakında seni tekrardan dev ekranda görebilecek miyiz?

Sehun: Biliyorsun ki, ekranda olmak benim hayatımın büyük bir kısmını oluşturuyor. Fakat ne yalan söyleyeyim, gerçekten zor seçerim. Rolü kabul edebilmek için senaryoyu okurken kendimi içinde hissedebilmem lazım. Kyung Sam-sunbae bana harika bir senaryoyla geldi ve çoğu filminde başrolü yine ben almıştım, bu yüzden teklifini senaryoyu okur okumaz kabul ettim. 

Mi Cha: Burada iki tane başrol olduğu yazıyor -elindeki kartları inceliyordu-, bu konu hakkında ne düşünüyorsun? Daha önce böyle bir durumla karşılaşmış mıydın? 

Mr. ArroganceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin