north london forever

64 11 20
                                    


"Masa 19'un 10 bira siparişi hazır."

"Yani?"

"Yani mi?"

Çömeldiğim yerden kafamı çevirerek Louis'e doğru baktım.

"O masa numarası sana ait ve benden mi götürmemi bekliyorsun?"

Louis mahçup bir bakış atarken kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Siktir git Loui"

"Hadi ama helga,kolum ağrıdığını söylemiştim,birkaç bira bardağı olsa tamam ama tanrı aşkına 10 tanesini nasıl taşıyabilirim?"

Çömeldiğim yerden kalktım ve elimin tersiyle alnımda biriken terleri sildim.

Louis'nin koymuş olduğu bira bardaklarını üst üste koyup ellerimi kulptan içeriye doğru geçirdim.

"Tinder biyogrofinde ki fitness yazısını kaldırıp yoga yazmalısın"

"Siktir git"

"Sen de"

Biraları götürüp tek tek servis ettiğimde tezgaha geri dönmüştüm. Pub'ın kapısı açıldığında içeriye yaklaşık 15-20 kişilik taraftar grubu girmişti.

Tezahüratlar eşliğinde bir masaya geçerlerken Louis'ye gözümle işaret etmiştim. Louis geri geldiğinde ne oluyo der gibi baktım.

"Bugün kuzey londra derbisi var ve bilmem farkında mısın ama arsenal stadının yakınındayız."

"Evet?"

"Helga bazen bu zeka ile buraya kadar gelebilmene bile şaşırıyorum."

Tezgahı silerken bi omzumu silktim.

"Tinder hesabından birileriyle buluşan biri için iddialı sözler."

"Yakalandığım güne lanet olsun."

Louis gelen taraftarlar ile ilgilenirken ben de depodan buz tedariği yapıyordum. Yaklaşık yarım saat sonra taraftarlar maç için Pub'tan ayrılmıştı.

İki buçuk saate yakın Pub'ta huzur veren bir sessizlik oluşmuştu. Bugün oldukça yorucu bi gündü ve bu iki saatlikte olsa sessizlik benim için çok büyük bir nimetti.

Biraz etrafı toparlayıp stokları yenileme ve biraz da Louis ile konuşma derken tekrardan kalabalık doluşmuştu.

Klasik döngümüze devam ederken ara sıra mesai saatimin bitiş saatine bakıyordum. Louis arkamdan geldiğinde heyecanlı görünüyordu.

"İnanmayacaksın ama masa 24'e doğru bak."

Kaşlarımı çatarak oraya doğru baktığımda arkası dönük sarı bir adam karşısındaki kişiyle hararetli bir şekilde tartışıyordu.

Louis'e doğru geri döndüğümde bana inanamaz gibi bakıyordu.

"Cidden tanımadın mı yoksa salağa yatma numaran mı?"

"Tinder'da randevulaştığın kişi mi?"

"Hayır gerizekalı arsenal kaptanı ødegaard ve kai havertz. Bir de ülkeni ne kadar çok özlediğinden bahsediyorsun daha kendi ülkenin kaptanını tanımıyorsun."

Bir yandan kokteyl siparişini hazırlarken bir yandan da louis'ye laf yetiştirmeye çalışıyordum.

"Adamı götünden tanımadığım için özür dilerim şimdi git ve siparişleri götür eve gitmek istiyorum."

Louis bugüne kadar ki en modu yerinde haliyle yanlarına giderken fotoğraf çekinmeyi de unutmamıştı.

Adamların moralleri pekte iyi gözükmezken louis'nin bu haline gülmeden edememiştim dayak yeme olasılığı kesinlikle çok yüksekti. Ve tanrı aşkına bunu görmek için bir maaşımı harcayabilirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 24 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

pesa | ødegaardHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin