Arda koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu, sıkıntıyla ofladı.
"Sıkıldııım!"
Salonun ortasında ki sehpanın üzerinde yere oturmuş ders çalışan Kenan'da kalemi test kitabının üstüne bırakıp -fırlatıp- ofladı.
"Bendeee!"
Kenan'ın yanında oturmuş olan Efe'de son yapoz parçasınıda yerine koyduktan sonra başını kaldırdı.
"Benimde pek eğlendiğim söylenemez."
Kerem elindeki kaseyle içeri geldi. Elindeki çırpma teliyle kasenin içindeki kremayı karıştırıyordu.
"Bende sıkıldım."
Emre tuvaletten bağırdı.
"BENDE SIKILDIM!"
"Bağırma orda, hayvan!"
Dedi, Kerem Emre'ye. Emre tuvaletten çıktı ve Arda'nın bacaklarını itip kendisi de koltuğa oturdu. Eve taşınalı üç gün olmuştu.
"Eee, boş boş oturcaz mı? Birşeyler yapalım madem herkes sıkılmış."
Dedi, Emre. Sebastian koşarak içeri geldi.
"Bensiz plan mı yapiyonuz? Vay şerrolar... Nasıl arkadaşınız siz beh!?"
"Daha ne yapacağımıza karar vermedik, Seba."
Dedi, Arda.
"Sadece gezelim?"
Diye fikrini sundu, Efe.
"Mantıklı aslında, etrafı öğrenmiş oluruz hem."
Dedi, Kerem.
"Tamam anlaştık o zaman, kız kıza geziyoruz bu gece."
Dedi, Seba.
"Kız kıza mı geziyoruz?"
Diye sordu Arda.
"Evet."
"O zaman..."
Arda hoparlöre bağlı olan telefonundan 'kız kıza gezelim bu gece' şarkısını açtı.
"O zaman ben şu keki yaparken siz hazırlanın, ben zaten hazırım."
Dedi, Kerem ve mutfağa döndü. Diğerleri şarkı eşliğinde ayağa kalkıp kıyafet seçmeye gitti.
"OF SIKILDIMĞ! ÇOKĞ BUNALDIĞMMMM! YETERĞ EVE TIKILIPĞ KALDIĞM!"
Arda üstüne beyaz bol bir tişört, üstüne siyah bir gömlek ve altına siyah abibas şortunu giyinirken şarkıyı söylemeye başladı.
"Oku, oku kitap kalmadı."
Diye, devam ettirdi Kenan. Üstüne beyaz atlet ve siyah ceketini, altına siyah bol eşofmanını giyinirken.
"Biraz gezmek lazım."
Dedi, Efe. Mor kapşonlusunu giyinip altına beyaz şortunu giyinirken.
"Hadi kalk, çıkıp atıştıralım!"
Sebastian araya girdi, o da bol mavi tişört ve baya kısa bir şort giyinirken.
"Akalım geceye, can yakalım!"
Diyerek yetişti Emre, o da üstüne abibas ceketini ve abibas şortunu giyinmişti. Tam bir kekoydu bu çocuk...
"Hadi sür savaş boyalarını, bu gece bu şehri dağıtalım!"
Sebastian ve Emre Sebastian'in elindeki tarağa doğru bağırıp aynı anda söylemişlerdi.