🪖
Bir yerde okumuştum...
Bir insanın sesine aşık olabilirsiniz. Onu hiç görmeden, nasıl biri olduğunu tahmin bile etmeden, sadece sesine aşık olabilirsiniz.
Sürekli onun konuşmasını istersiniz, onun birşeyler anlatmasını; Halının desenini, kuşları, adaları, adını bilmediğiniz çiçekleri hatta uyumak için hikaye bile anlatsın istersiniz. Öyle bir tonlama ile konuşur ki sanki çoktan uykuya dalmış rüya gördüğünüzü sanırsınız.
Bir insanın sesine aşık olursanız eğer
duyamadığınız o ses için geçen her saniye;
sesine susamışlığınız artar. Sesini duyamadığınız her dakika beyninizin içinde onun sesini ararsınız. Yoldan geçerken gözlerinizle değil, kulaklarınızla algılarsınız.
Tanıdık bir sese rastlamak için durmadan etrafı dinlersiniz. Onu görmekten çok duymak istersiniz.Ama hiç kimsenin sesi onun gibi değildir, hiç kimse onun gibi konuşmaz.
Eğer bir kişinin sesine aşık olduysanız; bir daha aşık olmazsınız. Çünkü her gelen kişi de onun sesini, onun tonlamasını ararsınız. Ama bulamazsınız. O ona özeldir.Ve her zaman sadece sesine susamışlığınız kalır.Göktuğ gözlerini araladı boğazındaki kuruluk yüzünden bir kaç kez öksürdü.Sibel baş ucunda onun uyanmasını beklerken kendine geldiğini farkedip onu ani hareketlerde bulunmaması için uyardı.
"Nasılsın ağrın sızın varmı?"
Göktuğ bakışlarını Sibel'e çevirdi bu kadında anlamlandıramadığı bir şey vardı kokusu tanıdıktı onu her gördüğünde içinde güven ve sebepsiz bir heyecan oluşuyordu, neyseki duygularını gizlemekte ustaydı." İyi.. İyiyim sadece susadım biraz." diyebildi Sibel durumunun iyi olduğuna kanaat getirdikten sonra ona biraz su verdi yandaki butona basıp hemşirenin gelmesini sağladı artık Göktuğ kendine gelmişti onu odaya çıkarabilirdi. Henüz timdekilerin telefonlarını almadığını farkedip kendi telefonundan Güneşe mesaj attı. Göktuğ'un iyi olduğunu odaya çıkardığını bilgisini verdi.
"Serumuna biraz daha ağrı kesici koydum, ameliyatında zordu vücudundan 2 kurşun çıkardım birisi riskli bölgedeydi neyseki her hangi bir sorun oluşmadı, uzun bir istirahat yazdım Yüzbaşı yaraların iyi olmadan görev falan yok sana."
Aramızdaki saçma samimiyeti ortadan kaldırıyorum zaten bizim geçmişten gelen bir hukukumuz var ama bunu bilmesende olur. İnsan zahmet edip beni bir arar sorar ama nerede bunda o ince görüş." Teşekkür ederim, sanada zahmet oldu diyeceğim ama bu senin görevin zaten. Neyse kaç saate çıkarım buradan sıkıldım." Kurduğu sarkastik konuşmayamı kızayım yoksa sondaki cümlesinemi bilemiyorum yayılmış yatağa geniş geniş gülüyor yok bu adam beni verem eder.
" Aynen canım ya görevim, hayrola tabak haneye bokmu yetiştireceksin? Kaç saate çıkarım derken nereye gidiyorsun be adam!? Diyorum ki vücudun delik deşikti tek tek diktim kan kaybettin yahu 2 3 gündür komadasın bismillah dur daha en az 2 hafta hastanedesin 1 ayda görev yok sana bana bak üstlerine götürme beni. " Ay yok bu adamla 2 dakika sakin konuşulmaz sanki alalade bir şeyden bahsediyor.
" Abartma doktor ilk kez vurulmadım tamam zor bir ameliyatmış tamam kaporta dağılmış ama toplamışsın çok ısrar ettin bugün yatayım yarın giderim ama." konuşurken bile nefes nefese kalıyor halen bana laf yetiştiriyor, yok bu adam beni delirmekten zevk alıyor. Yoksa bu sırıtmanın başka bir açıklaması olamaz.
" Yok kaportadaki çizikleri saymıyorum sen direk şanzımanı dağıtmışsın motor pert tamiri yaptım ankaradan parça gelecek abi onun gelmesi en az 2 hafta sürer o yüzden sen boşa bekleme " Sözlerimle kaşları şekilde şekile girdi o sırıtan tip gitti yerine kırılmış, üzülmüş bir ifade geldi normalde yüzü sürekli ciddidir güldüğünü nadir anlarda gördüm ve şuan ilk kez mimikleri bu kadar belirgindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acem Kızı 🐺
Genel KurguBir insanın sesine aşık olabilirsiniz. Onu hiç görmeden, nasıl biri olduğunu tahmin bile etmeden, sadece sesine aşık olabilirsiniz. "Yer yerinden oynasada seni yerinden oynatmam çünkü senin yerin benim kalbim. " O gün iki farlı kalpten iki farklı du...