Ö ~ 8

1.1K 91 15
                                    

Yeni bölüme hoş geldiniz. Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Özellikle yorumlarınızı. İyi okumalar <3

Evimize döndüğümüzde, Atakan yine çokça öpüp gitmişti. Sezin ise yanağımı öpüp, iyi geceler dilemiş ve uyumaya odasına gitmişti. Ben de Ayza'nın ceketini alarak, Sezin'in yanına yerleştim. Kokusu hayli bir azalmıştı ve bu benim sinirimi, ister istemez bozmuştu. Gözlerimi kapadığımda, balkonda ki konuşmamız ve yaşanmışlıklarımız bir çığ misali dadanmıştı zihnime. Neyseki, Ayza'nın ceketi imdadıma yetişmiş, bana nadir olan uykulardan birini vermişti. Kokusu toprak gibiydi. Yağmur yağdıktan sonra kokan o ıslak toprak kokusu. En sevdiğim kokuların başını çekiyordu. Daha da burnuma götürdüm ve azalan kokusunu içime çekmek istedim. Ondan hoşlanıyordum. Evet, bunu bundan sonra reddetmek büyük bir aptallık olurdu. Sonuçta hoşlanmadığınız birinin kokusu ile uyuyabilir miydiniz?

Ayza'dan:

Birlikte oturduğumuz balkonda oturmuş, sigaramı içerken yıldızlara bakıyordum. Akel'in çillerine benziyordu. Gerçi, onun çillerinden daha güzel hiçbir şey olamazdı. Birlikte kullandığımız örtünün altında, öylece oturuyordum. Akel'in kokusuna muhtaç gibi hissediyordum. Gözlerimi kapayıp içime çektim. O kadar az geliyordu ki, sanki kendimi kandırıyordum. Minderle uzanıp, onun kokusunu alıyormuş gibi uykuya daldım.

Sabah olduğunu, güneşin gözlerimi rahatsız etmesiyle anlamıştım. Ağırca doğruldum ve doğan güneşe baktım. Bugün dersim yoktu, yani Akel'i görebilirsem çok az görecektim. Derin bir nefes bıraktım ve balkondan çıkıp odama geçtim. Şirkete gitmem gerekliydi. Bu yüzden resmi olmaya dikkat ederek, siyah kumaş pantalonumu ve üzerime de blazer siyah ceketimi giydim. Makyaj masasına oturup önce saçımı sonra da makyajımı yaparak hazırlanmıştım. Acaba Akel'i görebilir miydim? Çantamı alıp, siyah ince topuklu ayakkabılarımı da giydiğimde hazırdım.

Aşağıya inerken, Akel ve Sezin'de evden çıkıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşağıya inerken, Akel ve Sezin'de evden çıkıyordu. Sanırım başka bir şey dilemeliydim. Adımlarım istemsizce dururken, Sezin "Günaydın hocam." demişti. Gözlerim Akel'den ayrılmıyordu. Sanki gerçek mi diye sorguluyordu. Ayrıca, üzerinde benim ceketim vardı. Zor gülümseyen ben, 32 diş sırıtacaktım. Yüzüne baktım bu sefer. Sanki uykusunu almış gibiydi. "Günaydın. Okula değil mi?" Akel beni süzerken, dudağımın kenarını kırıldı. "Evet hocam." "Gelin, ben bırakayım sizi. Otobüsle yetişemezsiniz." dediğimde, Akel gözlerime baktı.

Güzel mavi gözleri... İnsanı rahatlatıyordu. "Zahmet olmazsa eğer." "Zahmet olmaz Akel. Hiç hem de." sonda ki gereksiz detayla kafamı çevirip boğazımı temizledim. Sezin hızlıca teşekkür etti. "Ben evde bir şeyimi unuttum. Siz inin ben gelirim." dediğinde eve girmişti. Akel ise şaşırmıştı. Bu durum işime gelirdi. Elimle merdivenlere gösterdim. "Önden geç bakalım." kafasıyla onayladı ve inmeye başladı. Ben de arkadasından iniyordum. Eteği biraz fazla mı kısaydı?

Kafamı olumsuz anlamda sallarken, en sonunda arabamın önüne gelmiştik. Kaputa yaslanıp bir sigara yakmıştı. Sabah sabah hemde. Ağırca yanına gittim ve iyice yaklaşıp dudaklarında ki dalı aldım. O bana merakla bakarken, sigarayı kendi dudaklarıma götürdüm. "Öğrencimin aç karına bu zehirli şeyi içmesine izin veremem. Nasıl bir öğretmen olurum yoksa?" onun dudaklarına değen sigara benim dudaklarımdaydı.

Öğretmenim / gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin