: 1 :

30 13 0
                                    




Belcher pazarları her zaman olduğu gibi iş yoğunluğuyla doluydu. Küçük dükkanların arasında ki dar sokak insanlar, atlar ve arabalarla doluydu.

Beklenenin aksine renkli ve mutlu yüzler yerine, donuk ve mutsuz yüzler vardı.

Belcher, ahlaksız ve açgözlü olmakla nam salmış, nesiller boyu süren KİM alfa soyunun yönettiği büyük bir krallıktı.

Ve bu durum pazar yerlerine de yansıyıp, insanlar sahip oldukları her şeyi satmaya çalışıp, geçimlerini sağlamaya çalışıyorlardı.

Kalabalık caddede yavaş yavaş yürüyen genç, güçlü bir alfaydı; yüzünün yarısı temiz bir borda eşarp ile örtülmüştü.

"Buraya gel çocuğum. Şu güzel taşlarıma bak."
Neredeyse dişlerinin tamamını kaybetmiş olan zayıf ve yaşlı bir kadın, el yapımı kolyelerini satmayı umarak alfanın dikkatini çekti.

Alfa yaşlı kadının dediklerine uyum sağladı ve bir masının üzerinde renkli basit pandantiflerin bulunduğu eski püskü tezgahın önüne gelip incelemeye başladı.

Yaşlı kadın sonunda müşteri bulduğu için heyecanlanmış görünüyordu.

" genç delikanlı, eminim kendin için yada muhtemelen sevgilin için bir şeyler bulursun."
Çilimsiz kadın müşterilerini eğlendiriyordu, eksik dişleri sebebiyle sözleri hafif ıslık seslerine dönüşüyordu.

Genç alfa sergiye oldukça ilgisiz baktı, eldivenli parmağı gümüş zincirlerin altındaki çeşitli taşların arasında geziniyordu. Sonra parmakları dikkatini çeken taşın üzerinde sabitlendi.

"Aman tanrım, tıpkı omega prensimizin saç bukleleri gibi. İyi seçim delikanlı."
Buruşuk elleri ile küçük alkışlar yaptı.

Alfa taşı eline aldı ve keskin gözleri merak uyandırıcı şekilde kiraz gülü taşının parlamasını seyretti.

"Omega prens mi?"
Genç oğlanın boğuk sesi yankılandı.

Kadın derin nefes alıp verdi.

"Onu hiç duymadın mı? 'Belcher'in tek omega prensi, ay tanrıçasının hediyesi', tüm kainatın en güzeli?" Kadın tezgahının dışına çıktı.

Genç alfa karşılık olarak mırıldandı, kolyeyi cebine koydu ve fiyatını rahatça üç katı olan 5 gümüş parayı tezgaha fırlatıp uzaklaştı.

Kadının gözleri parladı ve genç alfanın uzaklaşıp kalabalığın içine karışmasını izledi.

"Tanrı onu kutsasın" diye dua etti zayıf ve yaşlı kadın.

Alfa kalabalığın arasından uzaklaşıp yolun en ucunda sahibini gördüğünde kişneyen siyah ata doğru ilerledi.

Uzun cübbesi ve atkısı rüzgarda uçuşurken atın yanlarını okşadı. Cebinde ki kolyeye gelinceye kadar etrafı gözetledi.

Atına binmeden önce gözleri kırmızı şekilde parladı.

Piyasa hareketliydi ve herkes, görünmeyen alfanın kendi topraklarında dolaştığını fark edemeyecek kadar meşgüllerdi.

Genç alfa görevde olan bir adamdı.

_____________

Merhaba 👋🏻
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir ve ilk bölümü beğenmişsinizdir?????
İlk kitabım o yüzden hatalarımla karşılaşma olasılığı çok yüksek ,
Şimdiden özür dilerim.

ALFA : taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin