2.BÖLÜM

108 18 0
                                    

SELAM. KİTABIMA BİR ŞANS VERİRMİSİNİZ? ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER. BİRDE YORUM VE VOTE VERİRSENİZ ÇOK SEVİNİRİM. YORUMLARINIZ BENİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ. BU HİKAYEYİ ÖYLESİNE KEYİF ALDIĞIM İÇİN YAZIYORUM. İYİ OKUMALAR.

"Kalk, kalk, kalk"

Diyerek yetimhanenin en sinirli hocası odanın içinde uyanmaları için bağırdı. Herkes ayağa kalkmıştı. Fakat bir kişi hariç. Beste!
Beste'nin uykusu derindi . O'da ne zaman isterse o zaman kalkardı.
Terminatör, Beste'nin kalkmadığını fark etti. Yanına yavaş yavaş gitti. Beste'nin kulağına eğildi ve;
"Besteeee!" Diye bağırdı. Beste gözlerini açmaya çalıştı. Gözlerini tam açamadığı için biraz kırpıştırdı. Öğretmenin daha kim olduğunu çözemedi. Gözlerini net bir şekilde açtığında gözleri büyüdü. Hızlıca ayağa kalktı.

"Terminatör, daha erken değil mi bebeğim?"oldu Beste'nin ilk cümlesi. Yetimhanenin en sinirli öğretmeni olduğundan herkes O'na terminatör diyordu. Bu lafa uyuz oluyordu. Fakat Beste her seferinde onu kızdırırdı. Cidden korkusuz bir kızdı. Terminatör hocanın gözleri sinirden kıpkırmızı oldu ve elindeki cetveli Beste'nin kafasına indirdi. Beste hiç bir şey demedi sadece güldü. Bu hocanın kanına gitmeyi çok iyi biliyordu.

"5 dakikaya üstünüzü giyin ve aşağıya yemeğe inin çabuk. Sonrada bahçe temizlenicek. İtirazı olan?"
Dedi terminatör. Beste'nin suratında aptal bi gülümseme yerleşti. Verilen bu görevi yapmayacaktı.

"Hocam bir şey sorabilirmiyim ?" Dedi gülümsemesine devam ederken. O kadar içten gülüyordu ki yanağında ki küçücük gamzesi belli oluyordu.

"Ne var Beste? Senin soruların hiç bitmedi zaten. Bıktım sorularından. Ne söyleyeceksin çabuk söyle hadi"

"Şimdi öğretmenim. Siz gençliğinizde bir çocuğu seviyordunuz ya , hani şu mavi gözlü, uzun boylu,kaslı, yakışıklı,kumral,kahverengi saçlı biri. Neydi adı?..Heh hatırladım Talha. Siz O'na nasıl aşık olmuştunuz?"

İşte hocanın en hassas noktasına tuz basmıştı. Terminatör, bir tek bu konuda yumuşuyordu vakit geçsin diye hocayı her seferinde böyle oyalardı. Terminatör'ün hikayesi ne kadar iğrenç olsada vakit kaybından dolayı dinlerdi. Terminatör, bir tane sandalye çekti ve üzerine oturdu. Giydiği kalem etekden dolayı bacak bacak üzerine atmakta biraz zorlandı. Uzun uğraşlardan sonra en sonunda başardı. Ve başladı anlatmaya;

"Lise de Talha ile tuvalette tanıştık. Ben yanlışıkla erkekler tuvaletine girmiştim. O kadar dalmışım ki oranın erkekler tuvaleti olduğunu anlamadım. Ben tuvaletimi yaparken içeri 2 erkek geldi konuşmaya başladı. Sarışın kızların çekici olduğunu konuşuyorlardı başta. Sonra iğrençleştiler. Ben oranın erkekler tuvaleti olduğunu o an anladım. Çıkamamıştım. Onların gittiğini fark edince çıktım. Kimse yokken elimi yıkamaya başladım. Birden feci şekilde gaz sesi geldi. Miğdem bulanmıştı. Sonra ben panikledim. Tuvalet kapılarından birinin kilidi açıldı ve ordan Talha çıktı. Başta şaşırdı. Göz göze geldik. Ben o an tutulmuştum.Talha, "şey... Yediğim yemekten olsa gerek." dedi ve elini hızlıca yıkayarak tuvaletten çıktı. Ben bir şey diyememiştim. O sırada aşk'ın ne olduğunu öğrendim. Ben kapıya doğru giderken Talha geri döndü. "Burası erkekler tuvaleti" dedi. Ben önce bir şey diyemedim. Kızardım. Kafamı eğdim ve, "özür dilerim karıştırdım" diyerek çıktım. Talha o günden sonra hep benimle dalga geçti. Ben onu sevdiğim için dalga geçememiştim. Aşkımı içten içe yaşadım. O günden bu yana erkeklerden nefret ederim. Erkek gibi davrandım belki sever diye ama ne yaptıysam nafile." Dedi terminatör. Sonra Beste'nin onu oyaladığını farkına varınca kaşlarını çattı. "Derhal üstünüzü giyin!" dedi ve odadan çıktı.
Beste kıyafetlerini dolabından aldı. Hafif gözleri yana kaydı o sırada Zeynep'i gördü gülümsedi ve kıyafetlerini giydi.
Yemekhaneye herkes geldiğinde yemekler servis edilmeye başladı. Terminatör Beste'yi her gördüğünde sinirli bir bakış atıyordu. Beste sadece yemeğine odaklanmış çatalıyla bezelyesiyle oynuyordu. Beste daha fazla yemek istemedi. Bugün verilen görevi yapıcaktı. İlk defa Beste verilen bu görevi yapıcaktı. Yerinden kalktı ve terminatörün yanına gitti. Terminatörden çöp poşetti aldı ve dışarı çıktı. Terminatör, başta hasta olduğunu felan düşündü. Beste'nin bu görevi yapıcağına belkide en çok o şaşırmıştı.
Beste, poşetle dışarı çıktı. Gözü ile bir yeri kestirdi. Oradan başlıyacakdı. Yerdeki çöpleri kaplumbağa hızında alıyordu. Erkeklerinde dışarıda çöp topladığını gördü. Hemen elinde poşeti bırakarak erkekleri tek tek gözden geçirdi. Aradığı kişiyi bulamadı. Üzgün, birazda meraklı bir şekilde arkasını döndü. Yere bıraktığı çöp poşetini aldı. O sırada ağacın arkasından ses geldi. Merak ederek ağacın olduğu tarafa doğru yürüdü. Ağacın arkasında aradığı kişiyi gördü. Burak'ı!
Burak, Beste'nin çocukluk aşkı. Kimilerine göre saçma gelebilir. Sonuçta kim daha 8 yaşında aşık olabilirki ? Beste, Berke ile top oynarken tanıştı. Ama uzun uzun konuşmamışlardı. Burak, Beste'nin onu sevdiğini bilmiyordu. Ara sıra göz göze gelirlerdi ama hemen bakışlarını ikiside yere çevirirdi. Burak'da Beste gibi. Cesur,yaramaz,korkusuz. Daha Beste'de olabilicek bir sürü özellik. Beste için aşk kolay değildi. Hangi platonik aşk kolay olabilir ki? Üstelik doğru düzgün konuşmuşluğu yoktu. Beste, Burak'ın kokusunu bilmiyordu. Tam olarak ses tonunu bilmiyordu. Beste, Burak hakkında bir sürü şey biliyordu. Tam 10 yıldır seviyordu. Bunu Beste ve Besilay biliyordu sadece. Besilay, Beste'nin en yakın arkadaşı küçüklüğünden beri beraber büyüdüler. Besilay,Beste'nin tam zıttıydı.
Beste, Burak'ı görür görmez oradan uzaklaştı. Burak onu görmemişti ve bu Beste'nin işine gelmişti. Beste'nin kalbi yerinden çıkacak gibi atmaya başladı. O'nu unutmayı çok denemişti. Fakat yapamamıştı. Kalbini hızlandıran kişiyi kim unutur ki? Kim yüreğini ısıtanı unutur ki? Kim kaşılıksız sevdiğini unutur ki? Karşılıksız sevmek belkide sevgilerin en büyüğüydü.
Beste, Besilay'ın yanına gitti olanları anlatmak için. Besilay o sırada kitap okuduğu için pek umursamadı. Beste, Besilay'ın onu dinlemediğini fark etti.

KARABİBER ⏳Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin