Kapının deliğinden baktığımda askerleri gördüm. Yavaşça kapıyı açtım. Bir anda içeriye daldılar ve kolumdan tutarak beni kelepçelediler. Aralarından biri
"Diğerleri öldü ama sen kaldın. Ölmediğine pişman olacaksın " dedi.
Ne olduğunu anlamadığım bir şekilde kendimi askeri arabada buldum.
Karşımda iki yanımda bir kişi vardı.
Biri esmer diğeri kumral sonuncusu da sarışındı ve hepsi de yakışıklıydı.
Galiba erkek cennetine düşmüştüm.
Esmer olan "Sonunda birini de öldürmeden getirdiniz " dedi. Yanımdaki sarışın "Valla bende öldürmeden getirdiğimize şaşırdım " dedi. Kumral olan bana iğrenerek baktı ve "Allah bilir kaç tanesinin altına girmiştir bu sürtük" dedi. Tabi bunu söyleyince ben sinirlenmiştim. "Bak ortada bir yanlış anlaşılma var. Benim kim olduğumu bilmiyorsun. Kim olduğumu bilsen karşımda titrerdin" dedim. Alaylı bir şekilde güldü ve "Sizin gibi itler başta böyle konuşur ama sonra hepsini yola getiririz " dedi. "Kim olduğumu öğrendiğin de özür dileyeceksin ama ben sana 400 tür askeriyeyi koşturucam" dedim. "Evet evet kesin öyledir " dedi.
Hah beni tanısa karşımda titrerdi.
Ben Asena. Asena Aydoğan Türkiyenin yetiştirdiği en iyi bordolardan biriyim.
Diğer adımla Sisim....🌪
Beni bir sorgu odasına almışlardı.
Yol boyunca onlar ne kadar teröristler hakkında konuşup beni suçlasa da gerçekler elbet ortaya çıkacaktı.
Karşımda bir adam oturuyordu.
Odaya gireli beş dakika olmuştu ve iki dakikadır bakışıyorduk. Üniformasının üzerinde "Sağlam " yazıyordu. Ellerini masanın üzerine koydu ve yüzünü bana doğru eğdi. "Bak ben seni zorlamadan Kim olduğunu ve suçlarını itiraf et " dedi. Histerikçe güldüm. Bu yakışıklı komutanla biraz oynasam fena olmazdı.
"Aslında yakışıklı adamsın Türk askeri olmasan seninle neler yaşardık " diyerek dudaklarımı ısırdım. "Aslında sende terörist olmasan birşeyler yaşayabilirdik" dedi. Normal bir insandım. Öyle aham şaham bir güzelliğim yoktu. Kızıl saçlara ve koyu kahve gözlere sahiptim. "Askerlere söyle beni araştırt " dedim. "Bunu sen söylemeden önce yaptım zaten " dedi.
"Nerdeyiz " dedim. Arabanın camları kapalıydı ve tellerle örgülü olduğundan pek görmemiştim. "Şırnak askeriyesi" dedi. Hayri albay burda görev yapıyordu. Onu çağırtsam burdan kurtulabilirdim. "Bana albayı çağır " dedim. Alaylı güldü ve "Başka emriniz " dedi. "Ha bide seninle bir yemek randevusu istiyorum " dedim. Büyük bir kahkaha attı. "Sen bunların olacağına inanıyormusun" dedi. O sırada kapı açıldı ve içeriye bir asker girdi.
"Komutanım sorguya albay gelmek istiyormuş" dedi. "Bak bu istediğim oldu sıra diğerinde " dedim. "Bu şans eseriydi ama diğerinin olması imkansız " dedi.
Ayağa kalkti tam kapıyı açacakken "Asker" dedim. Bana doğru döndü.
"İmkansız diye birşey yoktur sadece düşük ihtimaller vardır " dedim.
Daha o kapıyı açmadan kapı açıldı.
Ve Hayri albay içeri girdi. Beni görünce şaşırdı ve "Senin burda ne işin var hemde bu halde " dedi. Komutan "Komutanım onu tanıyormusunuz" dedi.
Hayri albay "Hemen kelepçeleri çıkartın" dedi. Onun sesiyle ellerimdeki kelepçeleri çıkardılar. Ayağa kalktım ve asker selamı verdim.
"Asena Aydoğan Adana emderin Komutanım " dedim. Ben böyle deyince herkes şaşırmıştı. İnsanları şaşırtmayı severdim.....Evet ikinci kitap nasıl
Kurgu güzelmi?
Asena"yı beğendiniz mi?Bu arada eğer aranızda fantastik kurgu sevenler varsa üçüncü kitabim onun üzerine yazılı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öfke Timi
Genç Kurgu(Şiddetle okunmasını tavsiye ederim!!) Asena timini kaybeder ve intikam almak için teröristlerin arasına sızar. Fakat bazı aksilikler sonucunda kendisi terörist sanılır. Mirza öfke timinin soğuk ve sert komutanıdır. Bakalım Asena'ya nasıl davranac...