°~UNUTULAN SÖZ~°

17 3 2
                                    

"Seneler evveldi," diye söze girdi Akif Bey. Şuan elindeki fotoğraf albümüne dalmış sanki yeniden o anlara dönmüştü. Baktığı resimde çocukluğu vardı. Şüphesiz altmış yaşına gelen her insan eline gençliğine dair bir kare geçtiğinde duygulanır ve o günlere özlem duyardı. Karısı Zenia Hanım ve torunu yanı başına dizilmiş fotoğrafa uzun uzun bakan ve anlatacağı şeyleri merakla bekleyen Akif Bey'i izliyorlardı. "Bak burada yedi yaşındayım Elif." dedi, resmi torununa göstererek. Elif dedesinin gösterdiği fotoğrafa heyecanla baktı.

"Dede ne kadar da küçüksün burada." dedi Elif albümü incelerken. Akif Bey güldü. Karısı Zenia'ya döndü. "İlkokula gidiyordum bu fotoğrafta. Annem tarafından zorla çekilmiştim bu resmi. O yüzden bu kadar somurtmuşum." Zenia Hanım, kocasının sözlerine büyükçe gülümsedi.

Akif Bey, sırtını sandalyeye iyice yasladı ve derin bir nefes alarak albümün sayfasını çevirdi. Karşısına çıkan fotoğraf sekizli yaşlarında çekilmişti. Sınıfça çekilmiş fotoğrafta Akif Bey sıranın en sonundaydı ve yanında omuz omuza verdiği sarışın bir çocuk vardı. Kocaman gülümsemişti fotoğrafta. Gözleriyle elinde duran fotoğrafta kendini aradı.

"Hah, işte buldum." dedi eliyle kendini işaret ederek. Masanın üzerinde duran yakın gözlüğünü alıp taktı. Resmi dahada ayrıntılı incelediğinde yanında duran sarışın sınıf arkadaşını farketti. Bir an duraksamış gibi oldu. Bu yüz tanıdık gelmiyordu kendisine ama yabancıda değildi. Eşi Zenia Hanım Akif Bey'e dönerek, "Bu kim?" diye sordu. Fotoğrafta oldukça samimi duruyorlardı. Zenia Hanım merakla eşine döndü.

"Hatırlamıyorum..." dedi Akif Bey sessizce. Sonra albümün diğer sayfasına döndü. Yine aynı çocukla başka bir zaman ve karede yan yanalardı. Akif Bey yanındaki çocuğu iyice merak etmişti. Tanıyamıyordu. Yaşlılığın getirdiği unutkanlığı vardı üzerinde. Fotoğrafı iyice yaklaştırdı kendine. Bir şeyler anımsar gibi oldu.

"Akif, o elindeki bıçakla ne yapacaksın?"

"Bu bıçak sayesinde artık benim kardeşim olacaksın Selim. Kan kardeşi olacağız."

Akif Bey sonunda fotoğraftaki kişiyi tanımıştı. Gözleri yaşarmıştı. O sarışın çocuk onun kan kardeşi Selim'den başkası değildi. Kırk beş yılı aşkın hiç görüşmemişlerdi. Zamanla Selim'i unutmuştu. Zenia Hanım, Akif Bey'in aniden değişen rengini fark edip telaşlandı.

"Akif, iyi misin Allah aşkına? Bir şey söyle. Daldın gittin. Betin benzin attı. Bu çocuk kim?"

Zenia Hanım'ın sözleri uğultulu bir şekilde geliyordu kullaklarına. Eşine dönerken zihninde canlanan tek şey ufak tefek hatırladı Selim'di.

"Akif, gel hadi. Taş sektirelim." dedi Selim, kumsalda oturmuş kitap okuyan Akif'e.

"Olmaz Selim, ders çalışmam lazım." dedi Akif, arkadaşını kırmayacak bir ses tonuyla.

Selim, Akif'in hemen yanına, kuru kumların üstüne oturdu ve denizi izledi.

"Neden bu kadar ders çalışıyorsun? Seninle zaten sadece günde birkaç saatliğine görüşüyoruz. Sen bu zamanlarınıda benimle oynamak yerine ders çalışmaya ayırıyorsun." dedi Selim sitemle arkadaşına dönerek. Akif sessizce kitabın kapağını kapattı ve kumun üzerine koydu. Selim onu anlamıyordu. O bu hayattan kurtulmak istiyordu. Babası gibi tamirci olmak istemiyordu. Okuyup hayattını kurtarmak, hayallerini gerçekleştirmek istiyordu. Nefes verdi ve Selim'e döndü.

"Buna mecburum çünkü. Beni ancak ben kurtarabilirim. Neden beni anlamak istemiyorsun ki? Ben bu hayatı istemiyorum Selim. Sen çok memnun olabilirsin, mutlu olabilirsin ama ben değilim. Çalışmam lazım çünkü hayallerim var. Ben zengin olmak istiyorum. İstediğim zaman istediğim şeyi almak istiyorum. Birilerinin cebine bakmaktansa kendi paramı kendim kazanmak istiyorum. Lütfen beni anla artık. Destek ol bana, yanımda ol." dedi Akif arkadaşından anlayış bekleyerek. Selim onu elbet bir gün anlayacaktı. Lakin şimdi yaşı çok küçüktü, Akif gibi olgun düşünemiyordu. Onun için hayat oyunlardan ibaretti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GÜÇ VE İKTİDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin