Mayda Demir
Atay'ın isteği üzerine gece yarısı kendi odamdan çıkarak onun kaldığı odaya doğru ilerledim. Alt kata ilerlerken kafamın içi çok doluydu. Ne konuşacaktık ki? Susmaya devam etsek olmaz mıydı?
Onun katına inerken odasının önüne gelmemle derin bir iç çektim. Kapıyı tıklatırken içeriden ses gelmemişti. Bir kaç kez daha tıklattım, ses yoktu. Gitmek için harekete geçmiştim ki kapı açıldı. Onu tam karşımda görürken hastane kıyafetlerinin aksine bir takım elbiseyle görmeyi beklemiyordum.
"Atay?"
Şaşkınca konuşurken belimi kavrayıp beni odaya çekti. İçeri girdiğimde gördüklerim karşısında gözlerim irileşti.
"Bu da ne?"
Yerlerde kurumuş güller vardı. Ortada küçük bir masa, yemekler ve mumlar. Odanın ışığını kapatırken farklı bir ışık açtı. Sarıya çalan loş kör bir ışık odayı yeterince aydınlatıyordu. Pencereden şehrin manzarası ve binaların ışıkları bizi selamlıyordu.
"Neler oluyor Atay?"
Bir şey demeden elimi tuttu ve sandalyeye oturttu. Masaya öylece bakarken tam karşıma geçip oturdu.
"Konuşacaktık."
"Bir konuşma için ne bu hazırlık?" dedim bıkkınca.
Bir şey demeden beni öylece izlemesi sinirlenmeme neden oluyordu.
"Hem yaraların daha tam anlamıyla iyileşmedi, kendine zarar veriyorsun." diyerek onu azarladım.
"Mayda, sözümü kesmeden beni dinlemek ister misin?"
Göz devirip başımı sallarken önündeki su bardağından bir yudum içti ve yalandan öksürdü.
"Altı yıl içinde sadece abinin düğününde karşılaştık. Yani sen karşılaştın, ben hep seninleydim."
Derken?
"Aynı şehirde yaşıyoruz Mayda, hepimiz seninle karşılaşıyorduk. Sen sadece artık kendini fazlasıyla işine odaklanmıştın, kendine bile vakit ayıramıyordun. Ve ben seni görmek için her fırsatta hastaneye geldim."
Beni görmek için mi?
"Sevgililer gününde sana her yıl hediye gönderdim, doğum günlerini hediyelerle kutladım. Sende biliyorsun, eskiden de yapmıştım bunu."
Altı yıldır her doğum günümde gelen hediyeler...
"Bu yıl bana hediye almadın Atay." dedim alay ederek.
"O gün hediyelerin en güzeliyle gelecektim sana, biliyorsun toprakla bir bütün olmaktan son anda kurtuldum." dedi ve gülümsedi.
Aslında en güzel doğum günü hediyemi bu yıl almıştım, o bilmiyordu.
"Bana en güzel doğum günü hediyesini vermiştin zaten Atay." dedim gözlerimi kaçırarak.
"Nasıl Mayda?" dedi merakla.
"Yaşayarak, beni bırakmayarak." dediğim esnada gözlerinin parladığına şahit oldum.
Bu adam... hiç bitmeyecek bir sevgi besliyordu bana karşı.
"Bunu, bilmiyordum. Hediyelerin en güzeliyim sanırsam?"
Başımı salladım usul usul.
"Ben, sensiz hiç yapamadım. Geçmişte hepimizin çok hatası olmuştur, oldu da. Şuanki aklım ile sekiz yıl önceki aklım aynı değil. Sadece sana olan sevgim konusunda aynı kaldılar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GADASINI ALDIĞIM [Final Oldu]
Aktuelle Literatur"Göğsünün altındaki ufacık ve yorgun yüreğin beni hiç mi sevemez gadasını aldığım?" Yüzbaşı Atay Han Bozkurt ve kalp hastası Mayda Demir'in hikayesi. - Instagram, Texting, kısacası hemen hemen her türlü şeyleri içerir. Eğlencesine yazılmıştır, mantı...