Tablonun Ardındakiler.

Giriş

"Hocam merhaba, Müdür Nehir Sönmez, Irmak Asrın'ı çağırıyor da gelebilirler mi?"

Nöbetçi öğrencinin bizi çağırmasıyla sıkıcı geçen  tarih dersinden kurtulduğumuza mı sevinmeliydik yoksa ne halt yediğimizi bilmediğimiz   için şuan korkudan altımıza mı etmeliydik?

İkisi de olabilirdi. Irmak bana sıçtık bakışı atarken ben ona camı gösterdim. Bence makuldu. 3. Kattaydık ve atlasak tutamazlardı bence.

Nöbetçi öğrenci sıkılmış olacak ki bize göz devirdi. Tarih hocası Nemzi Bey dersine devam edemediği için bize siniri bakışlar atıyordu. Irmak ile yavaşça oturduğumuz yerden kalktık. Ve sınıftan çıkıp tıfıl tıfıl nöbetçinin arkasından gitmeye başladık. Bayılma numarası yapsam yer miydi bu nöbetçi acaba?

İki alt kata inerken Irmak ile sadece göz teması kurarak konuştuk. İkimizde öylesine telaşlıydık ki ne yaptığımızı düşünüyorduk.

Kesin bi boklar yemiştik ama ne yediğimizi hatırlamıyorduk. Müdürün odasının kapısına geldiğimizde nöbetçi yerine geçti bizde kapıda durduk. İçeri girmek ölüm gibiydi.

Kapıyı çalıp içeri girdiğimizde içeride yüzü bize dönük olan iki öğrenci daha vardı. Evet bunları tanıyordum. Okulumuzun biricik sayısal öğrencileri. Ufuk Aksel ve Kerem Aksel.

Aklımdan binbir kötü şey geçerken müdürümüz Asya Hanım konuşmaya başladı.

"Çocuklar biliyorsunuz ki okulumuzda 2 ay önce istenmeyen bir durum oldu. Okulumuz 11. Sınıf öğrencisi Nisa Yel hayatını kaybetti. Bizde iki aydır bu süreçle alakalı düşündük, araştırdık. En alakalı kişiler sizlersiniz. Kanıtları da var elbette. Dördünüz de bir cinayet şüphelisiniz."

Irmak'la o an birbirimize baktık. Buz kesmiştik.