2

23 13 0
                                    



Kim taehyung, Balcher'in Omega prensi, Kim ailesinin tarihlerinde ki tek erkek omega.

Balcher halkı omega'yı yanlızca 1 kere görmüştü, o da yıllar önceydi.

Kiraz gülü saçlı çocuk o gün herkesi büyülemişti. Halk, omeganın güzelliğini Tanrının yeryüzünde ki elçisi olarak anımsamıştı.

Omega prens artık saraydan çıkamıyordu. çünkü o, kıskanç insanlardan korunması gereken nadir ve kıymetli bir şeydi. Ve bu yüzden Omega prens diğer tüm ülkelerin kurtlarının dikkatini çeken büyük bir gizemdi.

Balcher'in büyük sarayı mimarinin en şaşırtıcı eserlerinden biriydi. Karmaşıktı, tuhaftı ve her zaman sıkı bir şekilde korunuyordu. Sarayda görevli olan her işçi sarayda yaşamak zorundaydı.

Gün çoktan batmıştı, koridorlardaki karanlığın yerini yavaş yavaş yapay ışıklar almaya başlamıştı.

Omega prens, koridorda parmakları üzerinde sessizce yürüyordu, cübbesi de arkasından sürükleniyordu.

Koridorun ilerisinde uzun boylu ve kaslı muhafızın olduğunu gördüğünde, omega yere sürülen cübbesini kollarında toplayarak yana doğru bir sütunun arkasına saklandı.

Muhafızdan kurtulup narin ayakları bahçenin çimenlerine dokunduğunda, ürkütücü derecede sessiz olan bahçe avuçladığı cübbenin serbest kalmasıyla kumaş hışırtısı ile doldu ve tatlı kiraz kokusu her tarafa yayıldı.

Omega, çalıların ve ağaçların arkasına saklanarak yoluna devam etti.

Artık sarayı dışarıya karşı koruyan büyük duvarların olduğu yere geldiğinde Pembe ve kalın dudaklarında gülümseme belirmişti.

Koyu renkli cübbesini bedenine iyice yapıştırarak adımlarını hızlandırdı, soğuk esinti yüzünde süzülürken titredi.

Cübbesinin kapüşonu düştüğünde umursamadı. Şimdi her zamankinden daha yakındı. Hedefine tam ulaşmışken tanıdık ses etrafta yayılmıştı.

Omega içinden lanetler okudu, koşmaya karar verirken kalp atışları da bir o kadar hızlanmıştı.

Ama alfa muhafızları omeganın etrafını sarıp içeriye sürüklemeden önce bir kaç adım atabildi.

Omega etrafını saran muhafızlar tarafından yakalandı ve bırakmaları için yalvarmaya başladı, ama onlar her zamanki gibi ona kulaklarını tıkamışlardı.

Omega'nın muhafızlar tarafından aniden serbest bırakılması tökezlemesine sebep oldu. İçini saran öfke kokuları yüzünden korkmaya başladı

"Seni değersiz kaltak" dedi sunoo,
Ağabeyinin gür sesi etrafta yankılandı.

Omega'nın narin yanağına sert bir tokat attı. Cübbesini titreyen bedenine sarmış şekilde yediği tokat yüzünden sendeleyerek yere düşerken acı dolu şekilde inlemişti.

" yine kaçmaya çalışıyorsun demek ha"
Sarhoş alfa alaycı bir şekilde gülmeye başladı. Ağır çizmeleriyle omeganın yumuşak avucuna bastırmıştı ayağını.

Sarhoş alfa, Omeganın avucundan çıkan çatırtı sesiyle bir kez daha güldü, ardından omeganın acı dolu bağrışları yankılandı. Alfa çömelerek omeganın avucuna daha fazla ağırlık verdi.

Sarhoş Alfa, yanmış odun ve hoş olmayan arkol kokusu kokuyordu, bronzlaşmış teninde kirli sakallar vardı, gözlerinde ki karanlık onu dahada tehditkar gösteriyordu.

Sunoo, omeganın saçını eliyle kavrayıp kafasını yukarı doğru çekti ve gri gözlerinin yaş ve korku dolu oluşuna sırıttı.

Alfa ayağa kalkmadan önce " yaptıkların karşılıksız kalmayacak Omega" diyerek homurdandı ve omeganın avucuna daha çok baskı yaptı.

Omega, acı dolu dışlanmalarını bastırmaya çalışarak avucunu göğsüne doğru çekti.

"Önümüzdeki beş gün o kaltağa yemek ve su yok." Sunoo oradan ayrılmadan önce son sözlerini söylemişti.

Daha sonra Omega titreyen bedeniyle yuvasına götürülmüştü. Muhafızlar gittikten sonra omega cübbesini çıkartıp gecelikleri ile kalınca yuvasına iyice yerleşti.

Başının zonklamasına ve yanaklarının hala acımasına rağmen göz yaşalarının akmasına izin vermedi.

Bu onun ilk kaçma deneyimi veyahut ilk dayak yiyişi değildi. Artık hepsine alışmıştı;
Dayaklara, hakaretlere, öfkeli alfa kokularına.

Omega şişmiş avucunu göğsüne bastırarak, tatlı kiraz kokusunun sinmiş olduğu ve annesinin anılarıyla dolu olan battaniye ve yastıklardan olan yuvasında kendi üzerine kıvrıldı

Belche omega prensi kesinlikle çok güzel ve tatlı biri ama ne ona değerli davranılıyor ne de sıradan insanların düşündüğü gibi saray lüksünden yararlanıyordu.
Onun yaşamı kafesteki kuştan farksızdı.

Babası ve erkek kardeşi, erkek bir omega olduğu için onu küçümsüyor; bu nadirlik  onlar tarafından bir lanet olarak görülüyordu.

Omegayı soylarına iğrenç, utanç ve lanet olarak gönderilmiş olarak görüyorlardı. Onlar için omega bunlardan ibaretti.

Kiraz gülü saçlarıyla doğan prens daha çok sarayda ki bir mahkum gibiydi, kaçmak ve dışarıdaki dünyayı görmek isteyen bir ruh gibiydi

Ve şuanda tüm umudunu kaybediyordu.

Taehyung tüm umudunu kaybediyordu.

_________

Düz yazı yazmak texting yazmaktan daha kolaymış.

Umarım bölümü beğenmişsinizdir

Diğer kitabıma da göz atmayı unutmayın

Kendinize iyi bakın 😚

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ALFA : taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin