Gözbebeğim

579 46 12
                                    

Bahadırın dedikleri ile geriye doğru sendeledim gerçekten gelmişti kalbimin atışlarını işte şimdi gerçekten de hissetmeye başlamıştım hafifçe gülümseyip "Haber verdiğin için sağol Bahadır efendi." dedim Bahadır yanımdan ayrıldığında hızlı adımlarla eve doğru ilerledim şimdi ne yapacaktım? İstediğim olmuştu Cüneyd gelmişti ancak karşısına çıkıp ne diyecektim? Beni kurtar mı demeliydim? Hayır bu çok bencilce olurdu.

Cüneyd eskisi gibimiydi hâlâ yoksa o iyileşmiş eski travmalarını atlatmış mıydı? Kafamda deli sorular dönerken odama girip kendimi yatağa attım. Daha helalim bile olmayan bir adam ile ne konuşabilirdim? Ancak her şey daha da kötüye gitmeden Cüneydin karşısına geçmeliydim.

Elimi kalbime götürdüm tebessüm ederek gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun ellerine verdim.

Sabah erken saatlerde kalktığımda halamı görememiştim anlaşılan yine işe gitmişti baş örtümü bağlayıp elbisemi giyindim bir yandan hazırlanırken acaba Cüneyd efendi kalkmış mıdır diye düşünmekten kendimi alı koyamıyordum bunu niye düşünüyordum ki? Onun artık nikahlı karısı vardı evlenmemişti ancak onun zevcesi artık ben değildim hüzün ile iç çekerek evden çıktım içimde ki stres dışarıya da vuruyordu tırnak etlerimi parçalarcasına yoluyordum.

Umarım kötü bir şey olmaz. Şu an karşısına geçip konuşmaktan o kadar korkuyordum ki .aslında bu korku beni istememe korkusu. ne yapacağımı bilmiyordum o an sadece dudaklarımı aralayacağım ve zihnimde ki tüm her şeyi söyleyeceğim.

Evinde miydi acaba? Bencede kütüphanesindedir çünkü o evden erken saatlerde çıkıp kütüphaneye gidiyordu bir kaç dakika sonra kütüphaneye geldiğimde kapının gerisinde durdum ellerim titriyordu ya beni kovarsa? Onca yaşanmış anılarımızdan sonra kovabilir miydi beni? Derin bir nefes aldım. Sakin ol Zeynep. ellerim kapı ile temas ettiğinde bir kaç kere tıktıkladım içeriden yaklaşık bir dakika sonra "Gel." sesi geldiğinde yutkundum.

Kapıyı yavaşça açtım heyecan ve korku tüm bedenimi sararken içeriye girdim bakışlarım yavaşça koltuğunda oturmuş kitap okuyan Cüneydi buldu...
Kalbim delicesine atarken sessizce ona baktım o bu sessizliği fark etmiş olacak ki gözlerini kitaptan ayırdı bilmiyorum ancak sanki benim geldiğimi anlamış gibiydi gözlerimiz kesişti utanç ve endişe ile tırnak etimi parçalıyordum derin bir sessizlik oluşmuştu Cüneyd yerinde yavaşça doğruldu içimden gülümsemek geldi ancak yapamadım.

Hiç değişmemişti hâlâ karşımda eski Cüneyd gibi duruyordu tek fark bu sefer gözlerinde umut ışığını görebiliyordum hüzünlü ancak bir o kadarda mutluydu tam karşımda durduğunda dudaklarımı ayırmadan ona baktım gözlerimizi birbirimizden ayırmıyorduk iki yılın acısını çıkarır gibiydik...

Hissettiğim acı ile "Ah!" diye inledim tırnak etimi o kadar çok parçalamıştım ki kanamıştı kaşlarımı acı ile çatıp tırnağıma baktım karşımda ki adam endişe ile yerinde kıpırdandı "Zeynep?"

Gülümseyen gözlerle ona kaçamak bir bakış attım elimi arkama atacakken Cüneyd beklenmedik bir şey yaptı...

Elimi hafifçe tutup "Yara bandı vardı buralarda..." Diye fısıldadı gözlerimi kocaman açarak ona baktım elimi mi tutmuştu? Yanlış görmüyordum değil mi? Rüyadaydım. Evet bu kesinlikle bir rüyaydı. Sessizce onu izledim elimi bırakmış küçük dolaptan ilk yardım çantasını açtı içerisinden yara bandını aldığında gözleri ile oturmamı işaret etti ikiletmeden koltukta oturdum.

oda biraz mesafe bırakarak yanıma oturduğunda yara bandının ambalajını çıkardı "Elini uzat." diye mırıldandı titreyen elimi ona doğru uzattım Cüneyd dikkat ile yara bandını yapıştırdığında hafifçe gülümsedi elimi kucağıma koyup "Sağol..." diye fısıldadım.

Zevc&Zevce Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin