8 3 0
                                    


Kai oflaya poflaya ablasının kafesine gitti. Dans provasının yorgunluğunu atamayıp bir de burada şu yoğunluğu hiç bitmeyen kafede uğraşacaktı.
Belki o gelirse bütün yorgunluğum gider diyerek işe koyuldu. Kapının açılış sesini duyunca heyecanla arkasına dönüp beklediği kişiyi kocaman gülümsemeyle karşıladı.

Çikolatalı kurabiyeleri  bir yandan tabağa doldurup diğer yandan defterine karalama yapan çocuğa bakıyordu.

Tabağı alıp minicik duran adamın oturduğu masaya gitti ve elindeki tabağı masaya bıraktı. 
" ikramımızdır. Afiyet olsun." diyip ayrıldı.

Kai tezgaha dönerken adamın tepkisini düşünüyordu.
-Neden hızlıca kapattı defteri acaba-

Soo tezgahta duran Kai'e derin derin bakıp çizimine devam etti.

Bu kafe Soo'yu rahatlatan tek yerdi. Nedeni Kai'di. Güzel gülüşüyle gününe ilham ve ışık saçıyordu.

Kurabiyesini bitirip eşyalarını toplayıp derse gitmeye koyuldu. Günlerdir final sınavı için aradığı nü modeli bulamadı.  Aslında bulmuştu ama nasıl bir diyalog kuracaklardı ki. Çalışan ve müşteriden başka bir ilişkileri yoktu.

Dersi bitince yorgun yorgun eve yol aldı.  Sıcak bir duşun ardından  Kai'i düşünerek uykuya daldı.

Soo "Böyle olmayacak'' diyip hışımla yatağından kalktı. Rüyaları artık final sınavı  ile dolup taşmıştı.
Cesaretini toplayıp Kai ile konuşması gerekiyordu.
Duşunu alıp kahvaltı yapmadan evden ayrıldı.
Kafenin önünde durup derince nefes aldı.  Ve içeri geçip tezgahın önündeki sandalyeye oturdu.

Kai şaşkınlıkla Soo'ya bakıyordu.  Boğazını temizleyip
" Hoş geldiniz. Ne almak isterdiniz?"

Soo derince nefes alıp
" Modelim olmak ister misin?''

Kai anlamamış gözlerle baktı.

Soo 'da konuya direk daldığı için pişmanlık ve utançla başını eğip sözlerine devam etti
" Yani-ii. Özür dilerim konuya direk daldım. 
Ben Doh Kyungsoo. X üniversitesinde Resim bölümü 4. sınıf öğrencisiyim.  Final ödevim için resmini çizmem gereken nü modeli arıyorum. Bana yardımcı olur musun?"

Kai karşısında utangaç tatlı kediyi ısırmak istedi. Isırmak mı istedi? Tatlı kediyi?? Yavaş yavaş aşkı artıyordu Soo'ya.  
Kai boğazını temizleyip
"Ben de Kim Jongin. Yardımcı olmak isterim ama bir şartla"

Soo gözlerini kocaman kocaman açıp şartını merakla bekliyordu.
Kai sözlerine devam edip " Ben aslında baletim ve bir gösteriye hazırlanıyorum. Dansım hakkında bir görüşe ihtiyacım var. Bana da yardımcı olur musun?"

Soo rahatlamıştı saçma bir teklif sunacağını az da olsa düşünüyordu.
Soo;
" Çok isterim ve teşekkür ederim"
Kai;
"Ben de teşekkür ederim. O zaman numaraşalım mı?"

...

Soo kafeye her gün uğruyordu. Kai ile daha da yakınlaşmışlardı. Kai'yi evine davet etti. Bugün resmini çizecekti.

Kai Soo'nun evine gelmişti. Evini o kadar düzenli bulmuştu ki ağzını kapatamadı.
Birlikte yemek yiyip çizim hakkında konuştular. 

Soo malzemelerini oturma odasına getirip Kai'nin nasıl bir poz da olması gerektiğini anlattı.
Ve şunları söyledi ;
"Bilirsin nü resimler çıplaklık resimleridir. Boxerın haricinde her şeyi çıkartabilir misin?"
Kai kafasını sallayıp üstündekileri çıkarıp Soo'nun gösterdiği pozisyona göre koltuğa uzandı.

Soo karşısındaki güzelliğe dalıp gitmişti.
Kai'de bunu fark edince boğazını temizleyip minik bir öksürük bıraktı. 
Soo Kai'nin öksürüğüyle kendine gelip elindeki beyaz çarşafı boxerını kapatacak şekilde üzerine serdi. Şovalenin karşısına geçip eline kalemini alıp çizmeye başladı.
Yunan Tanrıları gibiydi. Soo fazlasıyla etkilenmişti.
Çizim bitince Kai provasının yerini ve saatini Soo'ya söyleyip evden ayrıldı.
Daha fazla kalsaydı Soo"nun tatlı hallerine dayanamayacaktı.

...

Soo çizimini hocasına teslim etmişti ve yüksek bir puanla dersten geçmişti.  3. kez
Kai'in provası için hazırlanıp yola koyuldu.
İçeri girdiğinde ısınma hareketleri yapan Kai ile karşılaştı.

Soo:
"Selam. Nasılsın?"

Kai;
"İyiyim teşekkürler sen nasılsın? Dersin ne oldu geçtin mi?"

Soo:
"Ben de iyiyim teşekkürler.  Evet geçtim. Çok teşekkür ederim. Sen olmasaydın bu ders yüzünden dönemim uzayıp mezun olamayacaktım teşekkür ederim."

Kai;
"Geçmene çok sevindim. Ne demek sen de bana yardımcı oluyorsun sağ ol."

Soo kalp dudaklarıyla ışıltılı bir gülüş bırakıp koltuğa oturdu. Kai müziği açıp dans etmeye başladı.
Soo karşısındaki adama sanki Tanrıymış gibi baktı.  O havada süzülürken ki hali, müzikle bedenin bütünleşmesi hayran bırakmıştı.
Kai'nin povası bitince dışarıya çıkıp yemeğe gittiler.
Kai Soo ' yu evine bırakmak isteyip yola koyuldular.

Hafif hafif yağmur atıştırıyordu. İkiside sessizce yürüyorlardı. Zaman geçtikçe
sağanak iyice bastırmıştı. Kai Soo'nun elini sıkıca tutup evin tentesine sığındı. Üşüyen ellerini dudağına götürdü ve sımsıcacık öpücük bıraktı. Soo boncuk boncuk şaşkın gözlerle Kai'yi izledi.
Kai'in dudağından şu sözler döküldü; "En büyük yıldızlar bana gözlerinle bakıyor.
Seni seviyorum"

Kai yavaşça Soo'ya yaklaşıp dudaklarına naif bir öpücük kondurup geri çekildi. 
Kai Soo'nun vereceği tepkiden korkuyordu.
Ya onunla bir daha konuşmazsa diye.

Soo üzerinde ki şaşkınlığı atıp Kai'a yaklaşıp
"Ben de seni seviyorum " diyip dudaklarına öpücük kondurup çekildi. 

Kai kocaman gülümsemeyle Soo'ya sarılıp saçlarına öpücük kondurdu.
Ve tekrardan "seni seviyorum" diyip Soo'nun elini sıkıca tutup yağmurun altında koşmaya başladılar.
Kai kendini tutamayıp bağırarak " Gökteki binlerce yıldız şahidim olsun seni seviyorum güzel adam."

Selamm öncelikle okurlara teşekkür ederim🫶🏻Vlive da bu hikayeyi kısa bir şekilde yazmıştım ve bir nevi burada da ilk deneyimim oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selamm öncelikle okurlara teşekkür ederim🫶🏻
Vlive da bu hikayeyi kısa bir şekilde yazmıştım ve bir nevi burada da ilk deneyimim oldu. Umarım beğenmişsinizdir değerli görüşleriniz benim için çok kıymetli yorumlarda bekliyorumm
🎀🎀🎀

🎉 ONE SHOT-While Getting Wet Under The Rain- Kaisoo hikayesini okumayı bitirdin 🎉
ONE SHOT-While Getting Wet Under The Rain- KaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin