SÜRGÜN

2 0 0
                                    

GİRİŞ

Hayat bazen tam her şey güzel geçiyor dediğinizde sizi arkanızdan vurabiliyordu. O yüzden ne yaşarsanız yaşayın tetikte olabiliyorsunuz. Fakat ben olamadım. Ben bunları tahmin edemedim. Benim düşüncesizliğim, aptallığım, yalanlarım yüzünden hayatım kararacaktı. Ben kendi krallığımdan sürgün ediliyordum...

Bir ay önce...

Sevgilimin benim krallığımda yaşaması için benimle evlenmesi gerekiyordu. Çünkü buranın kanunu böyleydi. Senin yaşadığın krallığın insanları dışındaki biriyle evlenemezsin. Eğer evlenirsen de onun kendi krallığını bırakıp senin krallığına geçmesi demektir. Bir nevi kendi krallığına ihanet gibi. O yüzden halk arasında bu hoş görülmeyen bir hareketti. Ve bunun cezası çok ağırdı. Ya idam ya sürgün. Bu krallığın kraliçesi olsanız bile. Ve ben şu an bunu göze alıyordum. Cermia krallığının kraliçesi olarak, ben, Diana Cermia, bunu göze alarak onunla evlenecektim. Simon'la evlenecektim.

Simon, Gloria krallığının bir vatandaşıydı. Ama benim krallığımda benimle beraber yaşamak istediğini söylemişti. O düşünceyle onunla evlenme kararı almıştım. Önemli olan bu değildi, asıl önemli olan benim krallığımın yani Cermia'nın Gloria'ya düşman olmasıydı. Çok ezelden gelen bir düşmanlık vardı, sebebini tam olarak bilmiyordum. Babam Nico, bana üstünkörü anlatıp geçiyordu. Annem Kitana, zaten yatalak bir hastaydı. Konuşamıyordu bile. İstese de anlatamazdı. Ablam Anna ile zaten aramızda çok bir yaş farkı yoktu. O benden dört yaş büyüktü. Doğal olarak o da bir şey bilmiyordu. Ailemiz bize olanları anlatmıyorlardı. Sanki gizliyorlarmış gibi.

Şu an Simon'la buluşmak için hazırlanıyordum. Üzerime gözlerimin elalığını öne süren zümrüt yeşili bir elbise giydim. Elbise belden sıkı, alttan kabarıktı. Belimi ipince gösteriyordu. Saçlarımı ise arkada deniz kabuklu kıskaçlı bir tokayla tutturdum. Saçlarımın kızıllığıyla uyumlu olan beyaz rengi tercih ettim. Her şeyimin tam olup olmadığını kontrol ettikten sonra artık çıkmaya karar verdim. Odamın kapısını çıkmak için açtığımda ablamı görmeyi beklemiyordum.

"Diana!" diye kısık sesle bağırdı bana. Kaşları çatık, nefes nefese kalmıştı.

"Neler oluyor abla?" diye soru yönelttim ona.

"Yine o sarışın aptalla mı buluşmaya gidiyorsun sen?" dedi sinirli bir şekilde. Evet, ablam Simon'ı biliyordu ve ondan nefret ediyordu.

"Ona sarışın aptal demeyi kes abla! O benim sevdiğim adam ve onunla evleneceğim! Bana karışacağınız yaşta değilim ve koskoca krallığı yönetiyorum!"

"Ablacım ben zaten sevdiğin adam olan sarışın aptalla görüşmene bir şey demiyorum." dediğinde göz devirmeden edememiştim. "Ama evlenmek nedir ya! Öyle basit bir şey mi sanıyorsun sen evliliği?"

Derin bir nefes alıp ablama döndüm, "Abla bak ben evlenmek istiyorum ve evleneceğim. Sürgün edilmem umrumda değil. Ayrıca bu meseleyi kimse takmıyor bile. Şu an gidip milleti kontrol etsek yarısı farklı bir krallığın vatandaşıyla evlenmiş. O kadar büyütmeye gerek yok."

"Millet ayrı sen ayrı Diana! Sen koskoca krallığın kraliçesisin kendine gel! Millet umursanmıyor çünkü onlar tanınmış kişiler değil ve bu kimseye bir katkı sağlamaz. Ama sen bir kraliçesin. İşte bu herkesin umrunda olur."

"Evet abla mantıklı konuşuyorsun ama sen ağzını açıp kimseye bir şey söylemezsen hiç kimse hiçbir şey bilmeyecek. Ayrıca halkım bana güveniyor. Bu meselenin üstünde durmazlar."

Ablam bana laf anlatamayacağını anlamış gibiydi. Yüzüne endişe peyda oldu. "Ben sana bir şey olmasından korkuyorum, senin itibarın, her şeyin yerle bir olabilir farkında değil misin bunun? Nasıl böyle bir risk alabilirsin aklım almıyor!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

YARALAR VE ŞİFACILARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin