"Ayağa kalk." Suguru yerde sırt üstü uzanan arkadaşını elindeki uzun sopa ile dürttü. "Sadece iki saat oldu. Yorgunluktan bayılamazsın.""Ben... Altı aydır... Yataktan kalkmıyorum... Seni lanet... Olasıca..." Megumi nefeslenmekten cümlesini zorlukla tamamladı. İki saattir hiç durmadan Suguru ile antreman yapıyor ve kaybettiği kas kütlesini geri kazanmaya çalışıyordu. Artık kaslarını kullanması için geçerli bir sebebi olmayabilirdi ama bu beşli arasında en az kas kütlesine sahip olan kişi olmayı da istemezdi.
"Bu senin sorunun. Benim değil. Antremanımın bitmesine bir saat daha var." Suguru arkadaşının arkasına geçip omuzlarının altından tutarak onu ayağa kaldırdı ve ikisinin de sopasını kendilerinden uzağa fırlattı. "O zaman sopasız çalışalım."
Megumi bunda görece daha iyiydi. Ne de olsa hepsi aynı eğitimi almıştı ama güç kaybı yaşadığı için aralarında en cılızlarından olan Sasuke bile onu kolaylıkla yenebiliyordu.
Megumi saldırı pozisyonunu aldı ve yumruğunu Suguru'nun yüzüne savurdu. Suguru yumruğunu tutup kolunu bükmek için arkasına geçince boştaki elini savurarak arkasındaki Suguru'nun nefesini kesti. Bacağını çevirerek arkadaşını yere düşürmeyi hedeflese de arkadaşı bu hamleden kurtularak Megumi'nin sertçe yere düşmesine sebep oldu.
Megumi yine yattığı yerden kalkamadı. "Suguru... Yeter..."
"Yetmez, Megumi. Sukuna geri döndüğünde iki saat bile dövüşemeyecek halde olmak mı istiyorsun?"
"Sukuna geri dönmeyecek!" Megumi sertçe konuştu. Kaşları çatıktı. Bunu düşünmek, hatta o ismi duymak bile onu ölümüne sinirlendirebiliyordu. "Yuji bunun için öldü!"
"Sefil haldesin, Megumi. Antreman bitince git de Yuji'yi kontrol et. Mezarında ters dönmüştür. Yazık."
Suguru'nun kışkırtmaları işe yaradı ve Megumi tekrar ayağa kalktı. Antremanlara başlayalı bir ay olmuştu bile ve arkadaşlarına onu eğitmeleri için tam yetki vermişti. Bu tam yetkinin içinde onu antremana devam ettirmeyi sağlamak için Yuji ve Sukuna'yı kullanmak da vardı. Aralarında bunu acımasızca yapan tek kişi Suguru'ydu. Bu sebeple de Megumi'nin favori antreman arkadaşı oydu.
Megumi yumruğunu salladığında Suguru geri çekildi ve arkasında bir gölge belirdi. Pembe saçlı, kehribar gözlü ve... Yüzünde siyah çzigiler olan bir gölge.
Bu yanılsama Megumi'yi o kadar afallattı ki dengesini toparlayamadan yere düştü. Acıyan dizlerine rağmen düşüş pozisyonunu değiştiremedi bile. Sadece krize girmiş gibi sesli ve hızlı bir şekilde derin derin nefesler aldı.
"Yine mi!?" Suguru'nun sert antrenör sesi anında yok oldu ve Megumi'nin yanına çökerek doğrulmasını sağladı. Kollarını arkadaşına sararak kafasını omzuna bastırdı ve nefesleri düzene girene kadar ona sakince sarıldı.
Hep böyle oluyordu. Ne zaman Sukuna'nın adı geçse Megumi bir yerde Sukuna'nın halisünasyonunu görüyordu. Sonra krize giriyordu. Nefes alamıyordu ve sakinleşmesi çok zor oluyordu. Satoru, Naruto ve Sasuke o ismi bu evde anmasalar bile Suguru hala anmaya devam ediyordu. Megumi'nin bu durumdan kurtulacağını umuyordu.
Normalde Megumi ismi duyduğu gibi halisünasyon görür ve krize girerdi ama uzun uğraşlar sonucu Megumi cevap verebilir, cevabına aldığı yanıtı dinleyebilir ve üstelik saldırabilir hale gelmişti ama o ismi duyduktan sonraki hiçbir saldırısı başarılı olmuyordu. Bazen şimdi olduğu gibi saldırdığı kişinin arkasında, bazen odanın köşesinde, bazen de saldırdığı kişiyi Sukuna olarak görüyordu.
"Arkanda. Arkanda. Arkanda. Arkanda..." Diye sayıkladı Megumi, Suguru'yu ikna etmek ister gibi. Onun için Ryoumen Sukuna, şuan bu odada onlarla birlikte gibiydi. Megumi arkadaşlarına söylemese bile izlendiğini hissetmeden geçirdiği bir an yoktu.
"Burada değil, Megumi. O öldü."
"Suguru... O arkanda." Megumi görüntüyü zihninden atmak istercesine sıkıca arkafaşına tutundu. "Burada. Yemin ederim burada. Bu odada."
"Burada olduğumu biliyorsun." Tanıdık ses kulağında fısıldadığında Megumi'nin ağzından acı dolu bir inleme çıktı ve tırnaklarını Suguru'nun koluna batırdı.
"Peki, tamam, bu günlük bu kadar antreman yeter. Bahçeye inelim mi?"
Megumi kafasını salladı ve arkadaşı omzuna kolunu atarak onu odadan sürüklerken sadece bir kez arkasını dönüp baktı.
Ryoumen Sukuna hala aynı yerde, yüzündeki hastalıklı sırıtışla ona bakıyordu.
Megumi daha odadan çıktığı an kendisine gelmeye başladı. Üstündeki ezici ağırlık gitmişti bile ve daha rahat nefes alabiliyordu. Bu yüzden onu tutan Suguru'dan uzaklaşmak zorunda hissetti.
"Daha iyi misin?" Diye sordu arkadaşı endişeyle. Bunu yapmayı elbette istemiyordu ama eğer bu kadar baskı göstermeseydi Megumi hala Ryoumen Sukuna'nın adını duyduğunda panik atak krizleri geçirmeye başlıyor olurdu.
"Eskisine göre daha iyiyim." Megumi zorlukla gülümsedi. O lanetli şeyle kendisini aynı odada hissettiğinde kendisini ve zihnini toparlayamıyordu. O odadayken onun orada olduğuna yemin ediyordu, şimdi odadan çıkıp kendine geldiğinde ise o odada olmadığına yemin edebilirdi.
Bahçeye indiklerinde Naruto ve Satoru antreman yapıyordu. Daha doğrusu Satoru sonsuzluğunu açmış bir şekilde duruyordu ve Naruto'da ona vuramadığı her an sinirleniyor gibiydi. Sasuke ise kenarda kitap okuyordu.
"Selam," Suguru'nun sesini duyduğunda Satoru dövüşü bırakarak sevgilisine koştu ve bu Naruto'yu daha çok sinirlendirdi. Sasuke ise sevgilisinin hu haline kıkırdadı, bir köpek çağırır gibi parmağıyla onu çağırdı. Naruto huysuzca yanına gidip sevgilisinin kucağına yattı ve Satoru'ya olan sinirini kusmaya başladı. Saçlarını okşayan parmaklar yüzünden ise her geçen saniye sesi daha da yumuşadı.
Megumi ise yüzünde mahrum bir ifadeyle yanlarına giderek bağdaş kurdu. Bu evde beşinci tekerlek kendisiydi, biliyordu ama arkadaşları ve ilişkileri hakkında en ufak bir kıskançlığı bile yoktu.
"Bir saat daha sizi beklemiyorduk." Dedi Sasuke, doğrudan Megumi'yle konuşarak.
"Yine... Panik atak krizi geçirdim." Dedi Megumi, kendi kendini açıklayarak. Durumunu Suguru yerine kendisinin açıklamasını tercih ederdi ne de olsa.
"Travma sonrası stres bozukluğu, Megumi. Yakında atlatırsın. Seni tetikleyen unsurlara alışman lazım sadece."
"Bunun için uğraşıyorum." Megumi gülümseyince Sasuke umursamıyormuş gibi okuduğu kitabı arkadaşına uzattı ve diğer eli de boşalınca iki eli ile sevgilisinin şakaklarına masaj yapmaya devam etti. Eğer Sasuke kitabı verirken göz kırpmasaydı Megumi üstüne alınmayabilirdi.
"Gölge Tekniği." Diye sesli okudu kitabın ismini. "Bu ne?"
"Kütüphanenin gizli kısmından." Diye açıkladı Satoru.
"Kütüphanenin gizli bir kısmı mı varmış?"
"Biz de araştırınca öğrendik." Dedi Suguru. "Heian döneminde bizim güçlerimizin... Kökeni zamanında yazılmış kitaplar. Bize çok sınırlı şeyler öğrettiler. Sınırlarımızı bu kitaplar sayesinde aştık."
"Bence senin de okuma zamanın geldi." Dedi Naruto.
"Teşekkürler çocuklar. Odama gittiğim gibi başlayacağım. " Megumi gülümsedi. Güçlenecekti. Panik atak krizlerini yenecekti. Sonra...
Sonra bir daha asla güçsüz olmayacaktı.
Naber olmedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prophecy /İtaFushi-SukuFushi
FanfictionTarihin tozlanmış sayfalarında uzun uğraşlar sonucu bulunabilecek, kelimenin tam anlamı ile tarihe karışmış ama zamanında tarihe yön vermiş bir kişilik vardı. Ryoumen Sukuna. Lanetlerin Kralı mühürlendikten sonra Japonya'nın lanetler devri bitmiş, J...