10.BÖLÜM💙

465 27 81
                                    

'Her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Her insan, zamanın dünya üzerinde bıraktığı birer yara izidir...!'





                                        ~💙🌙~




Kopmak için can atan bir hıçkırığımı daha içime gömdüm. Acı çektiğimi biliyordum. Ama bir o kadar da alışmıştım artık. Ne kadar acı çekersem çekeyim, canım ne kadar yanarsa yansın bir şekilde o acıyla yaşamaya devam ediyordum. Zordu. Buna devam etmek zordu. Lakin devam etmekten zor olan başka bir şey varsa o da devam etmek için ümidini canlı tutmaktı. Ben yapamıyordum artık. Çok yorgundum. Her şey artık gereğinden fazla hasar bırakıyordu üzerimde.

Bir hafta! Tam olarak bir hafta geçti o acı günden sonra. İçim parçalana parçalana sahip çıktım o bedene. Kimsesi yoktu. Kimsesi olmayan benim kimsemdi o. Ama şimdi geriye bir tek hayali ve anıları kalmıştı elimde. Ne o tokaya bakabiliyorum ne de telefona. Her gün daha çok acı veriyor o sesi duymak. Canlı değildi lakin aklımda avaz avaz bağırıyor o türküyü söylüyordu o ses. Susmuyordu! Susturamıyordum!

Derin bir nefes çektim ciğerlerime. Burnumun yaslı olduğu eli daha çok sarmaladı tek elim. Diğeri dermansızca bileğini okşadı. Tüm sesler bu odanın içindeyken terk ediyordu beni. Onun yanındaydım. Abimin. Eli elimdeydi. Gözleri gözlerimde olsun diye canımı verirdim. Lakin gözleri uzun zamandır kapalı. Ela gözleri bir örtüyle bezenmiş gibi. Kokusu, Yaşam barındıran kokuya karışmış ölüm kokusu...

Ağırca kapanıp açıldı gözlerim. Bir kez daha çektim kokusunu ciğerlerime. Abim gibi kokmuyordu burası. Ama abimin tenine sinmiş olması yetiyordu ciğerlerimi sakinleştirmeye. Kapalı gözlerine uzun uzun baktım. Burnuna ve ağzına takılı sayısız kablolar burnumun ucunda belirgin bir sızı oluşturuyordu. Lakin ağlamak istemiyorum. Hissederdi. Yusuf ERKURAL daima hissederdi.

Eline yaslı yüzümü geri çekerek dik konuma geldim. Bileğindeki benine dokundum. Burnunda, kirpiklerinde, kaşlarında dolaştı elim. Saçlarını sevdim. Yanaklarını okşadım. Yorgun gözlerim yeniden ezberlemek ister gibi her zerresinde dolaştı durdu. Usulca geri çekildim. Bir kaç dakika öylece baktım. Çok şey vardı dilimin ucunda.

'Sadece sen ve ben vardık.' dedim içimden. 'Başka kimsesi yoktu.'

Sağ elimle usul usul saçlarını taradım. Sakince atmaya devam etti kalp atışlarının sesi.

'Biz de kimsesizdik. Sadece o vardı.'

İstemsiz doldu gözlerim. Saçlarını terk etti elim. Elmacık kemiğine usul usul tutundu parmak ucum.

'Onu da aldı bizden.'

Titreyen çeneme rağmen usulca alnına dokundu dudaklarım. Onun kalbi sakindi lakin benim kalbim acıdan cayır cayır yanıyordu. Çok fazlaydı. Orada yaşayan acı ve korku gerçekten fazlaydı.

𝑆𝐸𝑅𝑉𝐸𝑇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin