2 ay sonra
Neşe bavulunu aparttaki odasına bıraktıktan sonra vakit kaybetmeden kafeye gitti. Mustafa Abi neyseki hem bu dönem de çalışabileceğini söylemiş hem de saatlik ücreti yükseltmişti. Eğer Neşe düşündüğünu yapabilir, yurda geri dönebilirse bu paranın kendisine yeteceğini düşünüyordu. Semih'ten gelecek hicbir şeyi istemiyordu.
Tek bir mesaj dahi atmamıştı. Tek bir mesaj bile. Hem çok üzgündü hem de sinirli. Hayalkırıklığının tarifi yoktu. Kendini kullanılmış hissediyordu. Hem de çok fena. İşin en kötü tarafı ise bir yanı onu o kadar özlemişti ki tüm milli takım maçlarını izlemişti.
Masadaki çöpleri toplamak için deskten ayrıldı. Bir yandan da düşünüyordu. Ne yapabilirdi? Semih'ten kopması gerekiyordu. Onunla olan tüm ortak paylaşımlar artık yoktu. Aparttan da ayrılmalıydı. Ama nasıl yapacaktı bunu? Yurttan atılmıştı. Tekrar müracaat edebilir miydi?
"Merhaba." Arkasında ansızın duyduğu sesle irkildi. Bu çocuğu tanıyordu, aynı sınıftalardı. Ama adını hatırlamakta zorlandı.
"Merhaba." Dedi Neşe. Bozuntuya vermemeye çalışarak. "Nasılsın?"
"İyiyim, geldik işte tekrar, sen nasılsın?" Çocuk Neşe'ye kibarca sordu. "Burada mı çalışıyorsun?"
"Evet."
"Tatlıymış. Neyse ben seni meşgul etmeyeyim. Kolay gelsin, derste görüşürüz."
Gülümsedi tekrar Neşe. Neydi bu çocuğun adı, kafayı yiyecekti düşünmekten. Telefonu titredi.
Eylül ayı kiranızı yatırmamış olup 15 günlük taahüt süresi içinde yatırmanız gerekmektedir. 2 ay üst üste kirayı ödemeyen öğrencileri KonakApart sözleşmesi 4 no'lu yönerge gereği aparttan atılması hukuki haktır.
Duraksadı? Aparttan ayrılmak istemesinin sebebi, Semih'in her ay onun apart ücretini ödemesiydi. Bu ayki ödeme yapılmiştır diye düşündüğünden kalacak yer araması için daha zamanı olduğunu sanmıştı. Sıkıntıyla nefes verdi. Ne yapacaktı? Hakikaten ne yapacaktı?
Akşama kadar çalıştı kafede.
****
Semih duştan çıktıktan sonra Çisem'i aramak için telefonu eline aldı. Pazartesi maç vardı, deplasmana gideceklerdi. Sevgilisiyle 2 gün de olsa görüşmeyeceklerinden kızın surat yapacağını biliyordu. O yüzden en azindan bu akşam onu güzel bir yemeğe çıkarmayı düşünüyordu.
Tam bu sırada bankadan gelen mesajı gördü. Otomatik ödemedeki apart kirasının bu ay tahsil edilmediğine dair. Semih önce ne olduğunu anlamadı. Sonra hesabına girdi, geçen ayın dekontuna baktı. Maaş kartı değiştiğinden bu hesabı 2 aydır kullanmıyordu. Bu sebeple güvenlik amaçlı banka otomatik ödeme talimatını iptal etmişti.
Neşe'nin apartının kirasıydı bu.
"Hassiktir!" Dedi. Bu mevzuu tamamen aklından cikmıştı. Aslında kızla hiçbir bağının kalmamasina sevinmişti ama anlaşılan o ki acele etmişti.
Otomatik ödeme talimatını teyit etti. Kirayı ödedi. Mevzuu para değildi de kızın numarasını dahi Çisem görmesin diye engellemişken böylesine bir problemin ayağına dolanmasını istememişti.
Ferdi'yi aradı.
"Efendim?" Dedi Ferdi. Neşeli geliyordu sesi. Kesin Ahsen'in yanındaydı. Daha iyi, diye düşündü. Ahsen kesin Neşe'ye yetiştirirdi.
"Naber?"
"Iyidir dost, senden?"
"Benden de iyi." Semih tereddüt etti. Ödemeye kendi devam ederdi. Nolacaktı ki? Ama ya Çisem öğrenirse.
"Senden bir şey isteyeceğim.""İste bakalım."
"Neşe'yi hatırlıyorsun dimi?"
"Ahsen'in arkadaşı?"
"Aynen o. Ben apart ücretini ödüyordum da şimdi artık görüşmediğimizden bir de Çişem'den dolayı pek hoş olmaz. Sen ödesen her ay, ben senin hesaba atsam olur mu? Ahsen aracı olmuş gibi yaparsınız."
"Olur sıkıntı yok bana da..." Ferdi iç geçirdi. "Ahsen ile Neşe görüşmüyor. Hani kabul etmeyebilir."
"Hiç mi konuşmuyorlar?"
"Bildiğim kadarıyla hiç."
"Hmmm..." dedi Semih. Canı sıkıldı. Neşe'yi de mağdur etmek istemiyordu. "O zaman napsak ki? Burs falan?"
"Semih yanlış anlama ama..." dedi Ferdi. "Yediğin boku kendin temizlesen bu sefer daha iyi."
Haklıydı arkadaşı. "Tamam ben halledeceğim bir şekilde."
***
Ertesi sabah Neşe'nin çalıştığı kafedeydi. Daha kimse yokken girdi içeri. Makinenin başında uyuklamak üzere olan kızı gördü. Gözleri neredeyse kapalıydı. Çok yorgun ve bitkin duruyordu. Ayrıca zayıflamıştı da sanki? Kaç kiloya düşmüştü? Zaten zayıftı.
"Merhaba." Dedi yüzsüzce.
Neşe irkildi. Semih'i görmeyi beklemiyordu. Cevap vermedi ona.
"Kimse yok, iki dakika konuşalım." Neşe onu duymamazlıktan geldi. "Neşe?" Semih sinirlenmeye başlıyordu. "Bir daha görüşmeyeceğiz zaten." Kız durdu. Kafa salladı. Deskin arkasındakj malzeme odasına geçtiler. Belli ki Semih gizleniyordu.
"Dinliyorum?"
"Şey bankada bir sorun olmuş. Ben bilerek yapmadım yani ama... şey... yani dikkat ederim bundan sonra. Msğdur olmazsın."
Derin nefes verdi Neşe. "Bu ayın sonunda aparttan çıkmış olurum."
"Hayır hayır..." dedi Semih hemen. "Bir daha böyle bir şey olmaz. Gerçekten hiç sey yapm..."
"Senden gelecek hicbir şeyi istemiyorum." Neşe bir sinir krizinin eşiğindeydi. Sağ kolu uyuşuyordu sanki.
"Biliyorum ama benim yüzümden yurttan ayrıldın. Yani benim soruml..."
"Görüsmediğin birinin sorumluluğu nasıl sende olabilir? Benimle ilgili hicbir şeyde kendini mecbur hissetme."
"Mecbur olduğum için değil istediğim için."
"İstediğin için mi?" Neşe zangır zangır titriyordu artık. "Semih sen beni en son engellemistin. Mesajlarıma cevap vermedin. Seni son görüşümün üzerinden 3 ay geçti. Sen sadece bana aciyorsun ve yardım etmek istiyorsun."
"Öyle olsa bil..."
"Acıma bana! İstemiyorum. İlgilenme. Sevgilinle ilgilen. Ya da hayatındaki diğer insanlarla. Bana olan borcunu fazlasıyla ödedin. 20 bin az para değil."
Semih kıpkırmızı oldu. Her şey bir anda tekrar gözünün önüne geldi.
"İyi," dedi anlık sinirle. "Anladığım kadarıyla kendine başka kaynak buldun.Sag yanağına sağlam bir tokat yedi. Ve hemen ardından karşısında neredeyse 5 dakikadır titreyen kız yere yığıldı, bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
august // semih kılıçsoy
FanfictionKız bu duruma nasıl düştüğünü bilmiyordu. iğrenç bir adamdı belki ama ona aşık olmuştu.