Yağmur'un Anlatımıyla
Başımda dehşet bir ağrı vardı. Üşüyordum ve kolum ağrıyordu.
Konuşuyorlardı. Ama kim, ne konuşuyor bilmiyordum. Sadece konuşuyorlardı. Bu konuşanların arasında Aslan da vardı. Duyuyordum sesini ama ne dediğini anlamak zordu. Hem, bana ne olmuştu? Neredeydim ben? Neden bu kadar soğuktu burası.
Neden yengemin ağlama sesini duyuyorum ben? Neler oluyor?"Uyanması gerekmiyor mu?" Yaşlı bir adamın sesini duydum yengemin sorusuna cevap olarak. "Evet, ama hâlâ uyanmıyor. Bu sadece fiziksel olarak değil, psikolojik olarakta ciddi bir çöküş yaşadığını gösteriyor."
"Ne çöküşü?" diyen Nisa'nın sesi ile sanki uyanmış, uzaktan onları izliyordum. Duyuyor, anlamaya çalışıyor ama anlayamıyordum. "Fiziksel olarak Yağmur Hanım kötü. Panik atak geçirdiği sırada ateşi çok yüksekti. Yani ambulanstayken nöbet geçiriyordu. Ateşi olmasaydı bu kadar büyük bir sıkıntı olmazdı ama ateşi varken bu kadar kötü olması direk nöbete neden oluyor. Zaten buraya gelince bile bir şeyler sayıklıyordu. Bu aralar canı çok sıkılmış olabilir. Öyle sağlığı yerinde olan insanlar kolay kolay nöbet geçirmez. Yağmur Hanım'ın herhangi bir kronik rahatsızlığı yok. Bu da direk psikolojik çöküşü akla getiriyor."
"Yani? Kardeşim iyi olacak mı?" diye soran sabırsız ses abime aitti. "Kardeşiniz fiziksel olarak iyileşse bile psikolojik olarak kötü bir durumda. Derhal bir psikolok randevusu gerekiyor."
"Hâlâ uyanmadı ama." Bu ses yine yengeme aitti. "Kendi kendine dinleniyor. Beynini dinlendirmesi önemli. Biraz kendi haliyle dinlense iyi olur. Şuan ilaç vermiyoruz uyuması için. Belki bizi duyuyordur ama tepki veremiyor. Bu da beyninin dinlendiğini gösteriyor."
Beynim dinleniyormuş şuan. Çünkü şuan onları duyuyor ama tepki veremiyordum. Şuan onları duyuyor olabilirim ama gözümün önüne sürekli o katilin camdan atlamadan önce 1 saniye bile olsa gözüme bakması geliyor. O iğrenç bakışları!
"Anladım. Dinlensin," dedi abim bu sefer. "Geçmiş olsun. Ben bir saate tekrar gelir kontrol ederim uyanmazsa," dedi yaşlı doktor. Daha sonra bir kapı açılma, ve hemen ardından kapatılma sesi geldi. "Hadi güzelim, uyan," dedi abim. Daha sonra bir el saçlarımı okşadı. Kahve kokuyordu, bu abimdi. "Uyanacak."
Acaba o neredeydi? Aslan'ın kokusu bu odada yoktu. Nereye gitmişti? Nereye kaybolmuştu yine? Yoksa buradaydı da ben mi kokusunu alamıyordum? Ama burada olsa ben onun o sigara kokusunu alırdım.
İlahi Bakış Açısı
"Feride yok ama ben ona her şeyi anlatırım. Zaten Oğuz ve Adar'ı aniden getirmem dikkat çeker. İki dakika hemen konuşacağız. Leyla, sana dün dediğim not işini hallettin mi?" diye sordu Aziz sabırsız bir şekilde. "Hallettim, Aziz."
"Ne yazıyordu notta? Galiba götünü fazla tutuşturamadık."
"Ne bok yiyorsa durmasını, yoksa bedelini ödeyeceğini yazdım."
"Peki sence bu gerizekalı bundan bir şey çıkarmış mıdır? Adam gerizekalı! Anlamamıştır." dedi Aziz sinirle. Yağmur'aydı asıl siniri. Onu bu hâle getiren piç abisiydi. Ama o yine onun göğsünde kendini avutmuştu. Ama bir yandan da ona kızmak istemiyordu çünkü Yağmur o katilin abisi olduğunu bilmiyordu.
"Yeni bir not yazılacak. Ama bu notu ben yazacağım," dedi Aziz. Notu ben yazacağım derken aklına yıllar önce annesine yazdığı ilk not geldi. Burukça tebessüm etti gözleri. Annesini hatırlayınca asla yüzü gülmezdi. Sadece gözleri herkesten habersiz gülümserdi. Tekrardan ciddiyete büründü ve önündeki kağıtla kaleme baktı. Eski bir kurşun kalem ve buruşuk bir not kağıdı değildi bu. Tertemiz bir kağıt ve tükenmez bir kalem vardı önünde. Derin bir nefes aldı ve notu yazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN BOZAN
RomanceYağmur'un babası mafyadır ve yıllar önce bir cinayete kurban gitmiştir. Şarkıcı Yağmur babasının kalp krizi geçirerek öldüğünü düşünüyordur. Ancak babasının cinayete kurban gittiğini öğrenince gözünü kin bürür. Şarkıcı Yağmur'un yeğeninin doktoru Za...