Ögretmenler odasında Anılla beraber Taner Hocayı bekliyorduk. İki saattir kitlenip bana bakıyordu ters ters.
"Ne bakıyon lan bok mu var" dedim.
"Defol git bulaşma bana" dedi. Yakasından tutup
"Bana bak çocuk, seni burda parçalar-" derken kapı açıldı. Taner hoca. Senin ben zamanlamanı sikeyim. Yakasını bırakıp eski yerime geçtim. O da kapıyı kapatıp
"Hâlâ akıllanmadın mı Berkan" dedi tek kaşını kaldırıp. Anıla bakıp bir şeyler söyledi. Anıl da sadece kafasını salladı.
"Sen çıkabilirsin" dedi. Anıl kapıyı kapatıp çıktı.
"Evet gelelim sana" dedi ve bi sandalyeye oturdu. Bacaklarını açarak kolunu bir bacağının üstüne koydu. Bense ona gözümü kısarak ne yaptığını anlamaya çalışır gibi baktım.
"Geldiğim günden beri sende bir şeyler olduğunu farkettim. Okulun popüler, yaramaz çocuğuyum istediğimi yaparım diye bir şey yok.Gözüm hep senin üzerinde olacak, seni şu an disipline verebilirim. Uzaklaştırma alırsın. Ama bu seferlik görmezden geliyorum. Son senende disiplinlik bir olay olmasın diye sesimi çıkarmıyorum." Bunları söylerken kahvelerini yeşillerimde gezdiriyordu."Eski okulumda öğrenciler benden çok korkarlardı , çünkü gerçek yüzümü gördüler. Sana gerçek yüzümü göstermek istemiyorum. Seninle uğraşırsam eğer bunu ağır bir şekilde Ödersin. Sende bunu istemezsin zaten."
Ayağa kalktı,
"Anlaşıldı mı" pencereye dalmış bir şekilde telefonumu evde mi unuttum diye düşünüyordum. Parmaklarını bir defa şıklattı.
"Anlaşıldı" dedim. Bir şey beklemiş gibi yine baktı. İnşallah evde unutmamışımdır.
"Anlaşıldı hocam" dedim. Önümden çekilip kapıyı açtı.
"Çıkabilirsin" dedi. Bende kapıdan çıktım.
"Ne konuştun be sikik" dedim kendi kendime.
"Beynimi siktin" dedim.
"Lan eğer hoca olmasaydın varya, seni de Anıl gibi sikerdim de" diye söylenirken biri arkamdan çarptı ve çantamı yere düşürdü.
"Lan yavaş a-" sözümü kesen şey kızı görmem oldu. Bana çarptığında çantamın düşmesi, hızlı adımlarla yere eğilip çantama uzanması sanki filmlerdeki yavaşlatılmış çekim gibiydi. Ağzım açık bir şekilde ona bakarken o da çantamı yerden alıp bana verdi.
"Çok özür dilerim, acelem var da biraz." Küçük gözleriyle bana bakarken bir şey soracak olacak ki ağzını açıp
"12. Eşit ağırlık sınıfı nerede acaba?" Dedi.
"Üst katta." Dedim.
"Koridorun sağında"
"Ben yeni nakil oldum da okulu yeni görüyorum. Teşekkür ederim." Dedi gülümseyerek.
"Ne demek" dedim. O arkasını döndüğünde bende 32 dişimle beraber sırıtırken çantamı koluma taktım. Koşarak merdivenlerden çıktım. Sınıfımın önüne geldiğimde kapıyı tıkladım ve kapıyı açtım. Hoca geç deyince Kaan'ın yanına geçtim. Hâlâ yüzümde küçük bi sırıtış vardı.
"Hayırdır?" diye sordu Kaan.
"Hiç, gülemez miyim?" Dedim.
"Sen böyle gülmezdin" dedi. Geriye doğru yaslandım ve tavana baktım. Kapı açılınca kapıya baktım hızla. Gelen oydu. O kız..
"Merhaba hocam" dedi gülümseyerek.
"Ah, evet sınıfımızda yeni arkadaşınız geldi" dedi Hoca.
"Geç kızım. Tanıt kendini bize". Kız içeri girip tahtanın önünde durdu. Çantasını elinde tutuyordu. Koştuğu için yüzü kızarmıştı.
"Merhaba. Ben Gizem. '....................' Anadolu Lisesinden buraya nakil olarak geldim. Tanıştığıma memnun oldum" dedi yüzündeki hiç solmayan gülümsemesi ile. Hocaya döndüğünde
"Şimdilik boş bir yere geç, sonra ayarlarız bir yer sana" dedi hoca. O da başını salladı ve gözleri boş yer aradı. Sadece Mert'in yanı boştu. Mert'in yanına ilerleyip
"Oturabilir miyim?" Diye sordu. Mert de yana kayıp başını salladı. Yanına geçti. Saçını arkaya savurarak oturdu. Bende sıraya yaklaştım, dirseklerimi sıraya yatırdım. Bir an önce zilin çalmasını ve onunla konuşmak istiyordum.Kaan bana yaklaşıp
"Senin hallerini anladım şimdi" dedi ve kaş göz yapıp kızı gösterdi.
"Lan ne alakası var" dedim kaçamak bakışlar atıp
"Çok belli ediyorsun kardeşim, yanaklarına baksana kıpkırmızı olmuşsun" dedi. Ellerimi refleksle yanaklarıma götürdüm. Sıcaklığını hissediyordum.
"Lan tamam be" dedim en sonunda.
"Az önce karşılaştık onunla koridorda. Bana çarptı." Dedim
"Klasik aşk başlangıçları" dedi.
"İnşallah" dedim.
"Ne için inşallah" dedi
"Aşk için" dedim.