🔊It's snowing like it's the end of the world - krobakinkâr.
"Kaçamazsın bizden Orospu çocuğu!"
Hayatın inişli, çıkışlı olduğunu biliyordum. Hayat her zaman istediğim gibi olamayacağını da biliyordum fakat benimki hep inişliydi. Her gün daha da iniyor yerin dibine giriyordum. Aslında şu an ihtiyacım olan tek şey yerin dibiydi sanırım. Saklanabilecek en iyi yer orası olurdu çünkü. her halükarda oraya girecektim ama bir tabutla değil. En azından şimdi değil.
Bacaklarım tutmuyordu artık. Gözüm her yerde saklanacak yer arıyordu ama bir türlü cesaret edip bir yerlere saklanamıyordum. Saklanmakta değil kaçmakta iyidim. Hayatım boyunca hep birilerini kovalamak istemiştim ama birileri beni kovalarken ben kendimi kaçarken buluyordum sürekli.
Yaramazdım.
Küçükken annemin terliklerinden kaçıyordum. O kadar korkunç gelirdi ki şimdi koca koca adamların beni yakalayacağını söyleseler sanırım altıma bırakır ve günlerce uyuyamazdım. Ama annem beni korurdu şimdi beni koruyacak biri de yoktu. Ya da beni kurtaracak bir insan evladı.Neredeyse beşinci mahalleyi turlamamı da arkaya alırken tekrar üniversiteye giriş yapmıştım. Tam tamına beş mahallede avazım çıktığı kadar bağırıp yardım istesemde kimse oralalı olmamıştı. Adam öldürecek olsalar da böyle mi olurlardı cidden? Hoş zaten yakalasalar ölecektim!
En son ayaklarımın dayanamayacağını anladığım vakit ismini bile okuyamadığım fakülteye attım kendimi. Asansör görmüştüm fakat şu durumda binmek ayaklarım için en büyük iyilik olacakken hayatım için büyük bir aptallık olurdu.
Asansöre binemediğim için yangın merdivenine yönelip söve söve merdivenleri ikişer ikişer değil ama bacağım ne kadar yetişirse o kadar adımlayarak en hızlı sürede çıkmaya başladım. iki, üç kat çıktıktan sonra yangın merdiveninden çıkıp fakülteye girecektim ki peşimdeki adamların bir tanesinin tam dibimde bitmesiyle ağzımdan kısık bir küfür çıktıktan sonra adamın dikkati dağılması için çok saçma bir şey yaptım: yüzüne tükürdüm. Tabii hiçbir şey yemediğimden ve uzun süredir koşuşturduğumdan o kadar tükürmedim ama adamın dikkatini dağalmasını sağlayabilmiştim ne de olsa. Kim kovaladığı birinin yüzüne tükürmesini beklerdi ki? Zaten beklemediği için yapmıştım.
Onu kenara itip oradan çıkmayı planlıyordum ama adamın benim on katım olduğunu onu itmeye çalıştığımda farkettim. Oynamıyordu. Bir kez daha denedim ama sanki ayakları zemine japon yapıştırıcısı ile yapışmıştı. Yüzündeki tükürüğümü elinin tersi ile silerken bana öyle bir bakmıştı ki hayat defterimin sayfalarının bittiğini ve kapağının kapanma sesini duyar gibi olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Divine Violence • Tk ✓
RomanceBen o boğulurken yüzüyor sansarak mutlu oldum. O ise boğulurken ben mutluyum diye yüzmeyi bıraktı.