Hep güçlü biri olmak istedim. Kitaplardaki, filmlerdeki kadınlar gibi dimdik durmak istedim. Güçlü olduğumu düşündüğüm oldu. Her seferinde yanılmışım. Ben güçlü biri değilim. Yaşadığım her şey beni daha da güçsüzleştirmiş. Ufacık bir darbede hemen sarsıldım. Sürekli ağladım; peki ağlamak güçsüzlük müydü? Bilemiyorum belki de değildi.
Uzun süre Karan'ın göğsünde ağladıktan sonra kollarım ve bacaklarım üşüdügünden içeri girdik. Evin uzun zamandır kullanılmadığı belliydi; koltukların üzerinde beyaz çarşaflar, tozlu raflar bunun göstergesiydi. Küçük bir evdi, alt katta banyo-tuvalete ayrılan bir bölüm vardı yatak sanırım üst kattaydı. İki koltuk şöminenin önündeydi bir de amerikan mutfak tarzı küçük mutfağı vardı. Ahşap merdivenlerden yukarı çıktık, tahmin ettiğim gibi üst kat yatak odası gibiydi. Ayakkabılarımı çıkartmadan yatağa uzandım. Ayın ışığı odayı aydınlatıyordu, Karan ayakkabılarımın bağını çözüp çıkarttı.
"Bu halde uyumamalıyım." Dedim uykulu sesle.
"Elbiseni çıkartabilirsin." Omuz silktim.
"Makyajımı temizlemeliyim. Yanımda hiç malzeme yok nasıl geçecek bilmiyorum." Gözümdeki takma kirpikleri çıkarttım. Böyle daha rahat uyuyabilirdim. Gözlerimi kapatıp düşüncelerimden kurtulmak için uyudum.
***
Gördüğüm anlamsız rüyalardan sonra çokta derin olmayan uykumdan uyandım. Hava hâlâ aydınlanmamıştı, yatağın yanındaki küçük aydınlatmalar sayesinde duvardaki eski saate baktım. 03.11. Karan yoktu. Çıplak ayaklarım soğuk zemine çarpınca irkildim. Merdivenden inerken çıkan gıcırtılarla Karan uyandığımı anlamıştı. Elinde bir dal sigara önünde alkol şişesi ve bardak vardı. Şöminenin önündeki koltuklardan birine oturmuş, merdivenlerden inen bana bakıyordu.
Karşısındaki koltuğa oturdum, sigarasını dudaklarının arasına götürdü derin bir nefes çekip dumanı ağzının içine hapsetti. Zigon sehpanın üzerindeki bardağa elimi uzattım, benden önce davranıp bardağı aldı. Elimi bu sefer şişeye uzattım, şişenin gövdesini sıkıca tutup zafer kazanmışçasına havaya kaldırdım. Şişenin ağzını dudaklarıma götürüp büyük bir yudum aldım.
"Daha iyi misin?" Alkolün boğazımı yanmasıyla yüzümü buruşturdum. "İyiyim." Dedim dudağımdaki alkolün ıslaklığını yalarken. Bakışları dudaklarıma kaydı. Şişeyi elimden almak için uzandı. Şişeyi geri çektim.
"Ver, içince saçmalıyorsun!" Vermedim. İnadına bir yudum daha aldım. Elindeki sigaradan bir duman daha çekip küllüğe bastırdı. Bir yudum daha aldığımda midem çoktan bulanmaya başlamıştı. Ayağa kalkıp yanıma geldi, ellerini koltuğun yanlarına koyup yüzüme eğildi. Elimden şişeyi aldı.
"Karan, ver şunu. Düşüncelerimden sıyrılmak istiyorum. Beynimi uyuştursun istiyorum." Dedim sistemle. Elindeki şişeyi sehpaya bıraktı. Elini tekrar koltuğun yanına koydu.
"Üzgünüm yavrum, bu hiçbir sike yaramaz. Daha çok aklını karıştırır." Elimi kaldırıp yanağına dokundum, yakın zamanda tıraş olduğundan pürüzsüzdü. Baş parmağımla yanağını hafifçe okşadım.
"O zaman sen unutmamı sağla." İçimdeki azgın Efsun ortaya çıkmıştı. Gözleri parladı, yüzüme daha da yaklaştı.
"Zevkle..." Dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Bir elim hâlâ olduğu yerde diğerini boynuna doladım ve kendime çektim. Belimden tutup koltuktan kaldırdı kendisi koltuğa oturup beni kucağına aldı, bacaklarımı açıp kucağına yerleştim. Elbisemin yırtmacı olduğundan daha fazla açılmış bacaklarımı ortaya çıkartmıştı. Elleri bacaklarımı ve kalçamı sıkıp okşuyordu. Alt dudağımla fazla oyalandığını fark ettiğinde dilini devreye soktu, ağzımı açtım dillerimiz zevkle birbirine dolandı. Kalçalarımı kasıklarına bastırınca dilimi ısırdı, sürtünmeye başladım. Kalçalarımı sıkıp kendine daha çok bastırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haz
RomanceÇocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı olacağını düşünür. Her şey daha da berbat olur.. *** "Karann." Dedim kendimi tutamayarak İnlemelerim od...