"Bebeğim geç kalıyoruz. "Hyunjin hala hazırlanan sevgilisini uyardı, birazdan çıkmaları gerekiyordu yoksa Chan onlara çok kızardı.
Minho'nun cevap vermediğini fark edince üst hata çıktı, yatak odasının kapısının pervazına yaslandı. İçeri de hazırlanan sevgilisini izliyordu.
"Hadi ama güzelim, çıkmamız lazım. Chan'ın çenesini sen çekersin sonra." Hyunjin ona doğru ilerledi ve arkasından sarıldı. Minho son kez aynada kendisine baktı sonrasında kafasını çevirip Hyunjin'in yanağına dudaklarını bastırdı.
"Hadi çıkalım. " küçük bir bavul hazırlamışlardı, üç gün kalacaklardı orada. Evet tatile gidiyorlardı, zar zor işlerinden izin almışlardı.
Hyunjin sürücü koltuğuna geçti, Minho da yanına. Yolculuk başladığında ikisi de çok mutluydu.
.
.
."Sonunda ya, götüm koltuğa yapışmıştı. " dedi Changbin sinirle, Minho ona güldü ve eve girdiler. Büyük bir ev kiralamışlardı.
"YEMEK YİYELİM. " Jeongin eve girdikleri gibi çığlık attı. Herkes evi gezmeye başlamıştı, Minho yatak odalarına bakarken arkasından Jisung girdi.
"Oh jisung, beni korkuttun. " jisung bir an panikledi.
"Ah üzgünüm. " Minho seslere karşı çok duyarlıydı, en küçük sesi bile duyardı bu yüzden hemen fark etmişti jisung'u.
Minho odaya bakmaya devam ederken, jisung sadece onu izliyordu.
Minho bunu garip bulup odadan çıktı.
.
.
."Çok doydum, ellerinize sağlık. " Changbin koltuğa uzanırken konuştu.
Hyunjin elindeki birayla Minho'nun yanına oturdu ve kolunu omzunda attı. Minho hemen sevgilisine sokulurken üstünde birinin bakışlarını hissetti... Han Jisung.
Neden onlara bu kadar öfke dolu bakıyordu, özellikle de hyunjin'e. Biraz tırsmıştı.
"Sıcak çikolata ister misin güzelim? "
Minho onu reddetti, onun yerine hyunjin'in elindeki biradan bir yudum aldı.
"Hadi film izleyelim. "
"Ne izleyeceğiz ki? "
"TABİKİ DE İNANILMAZ ÖRÜMCEK ADAM İZLEYECEĞİZ. " changbin büyük bir heyecanla bağırdı.
.
.
."Uyan artık minik kedi. "
"I-ıhm." uzun olana arkasını döndü.
"Ama gitmemiz lazım, hadi. " hyunjin onun kalçasının altına bir şaplak attı, kahve saçlı beden şort giydiği için acımıştı.
"Hyunjin! "
"Acıdı mı? Öpeyim geçsin bebeğim. " hyunjin minho'nun kalçasını tutan elini çekti ve vurduğu yere dudaklarını bastırdı.
"Oldu mu? "
"Oldu." dedi sırıtarak.
Sonunda arabaya binmiş ilerliyorlardı, bir buçuk saat kadar olmuştu yola çıkalı. Bir yerde mola vermeleri gerekiyordu.
Sonunda yemek yiyebilecekleri ve hediyelik eşyalar satan bir yer buldular ve orada mola vermek için indiler.
Minho büyük heyecanla hediyelik eşya kısmına ilerledi, tatlı anahtarlıklara ve oyuncaklara bakıyordu. Tabi arkasından gelen bedeni fark edememişti. Küçük bir kedi oyuncağı gördü Minho, onu eline alıp incelerken arkasından bir ses geldi.
"Minho." arkasını döndüğünde jisung'u gördü, bu çocuktan korkuyordu biraz.
"Bir sorun mu var Jisung? "
"Tanrım... Özür dilerim. " diyerek önündeki bedenin dudaklarına yapıştı, Minho büyük bir şokla dondu kaldı. O sırada hyunjin gelmişti yanına, ikiliyi görünce resmen gözü kırmızıya döndü. Bu piçi zaten sevememişti.
Ama hiçbir şey yapmadı, birden mağazadan çıktı ve arabaya ilerledi, minho da onun arkasından koştu.
"Hyunjin."
"Hyunjin, dinle beni. "
Alelacele arabaya bindi, hyunjin arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladı.
"Yapmadım hyunjin! Aldatmadım seni! "
"Seni öpüyordu Minho, elleri belindeydi. Senden hoşlanıyor o piç!"
"Bana inanmıyor musun? Hyunjin biz çocukluktan beri beraberiz, ne zaman yalan söylediğimi gördün? "
"Bilmiyorum Minho hiçbir şey bilmiyorum. "
"Hyunjin yavaşla. "
Hyunjin onu umursamadı, öfkesi vücudunu ele geçirmişti.
"HYUNJİN ÇOK HIZLI GİDİYORSUN. "
Minho, Hyunjin'in yüzüne baktı. Öfkeden başka bir şey yoktu.
"Hyunjin korkuyorum, lütfen. "
Aniden gelen fren sesi...
Hyunjin frene basmıştı fakat araba virajı dönemedi ve uçurumdan yuvarlandı...
Minho kulaklarının çınladığını hissetti, sanki hiçbir şey duymuyor gibiydi. Araba yuvarlanarak düştü, sonunda durduğunda hemen sevgilisine baktı.
Yüzü berbat bir haldeydi, ağzından ve burnundan kan geliyordu. Dolan gözleri ile bağırdı.
"HYUNJİN, HAYIR. "
Hyunjin'i sarstı fakat uyanmıyordu.
"Sevgilim, bırakma beni. N'olur bırakma Hyunjin, ben sensiz yapamam. Aldatmadım seni, yemin ederim aldatmadım. Zorla öptü beni, ben istemedim. Ben bir tek seni seviyorum Hyunjin. " ama hayır, hyunjin'in hiç ses gelmedi. Hiç konuşmadı.
"Trip atma bana sevgilim, hadi kalk."
Olmuyordu, hyunjin bir türlü tepki vermiyordu.
"Minho."
Uzaklardan ismini duydu kahve saçlı oğlan, chan'ın sesiydi bu. Daha da ağladı. Neredeyse yarım saat sonra oradan çıkarılmıştı fakat tek başına çıkmıştı.
Gitmişti, hyunjin gitmişti. Bir daha gelmezdi, gelemezdi. Artık tek başına kalmıştı, tek başına olmaktan korkardı ki o. Hem Hyunjin, o olmadan bir saat bile geçiremezdi. Yapamazdı ikiside.
"Hyung gitti, hyunjin gitti. "
Herkes vardı yanında, iki kişi yoktu sadece. Biri biricik sevgilisi hyunjin iken diğeri Han Jisung'tu.
"Ne yapacağım? " konuşamıyordu bile, şaka gibi geliyordu her şey. Sevgilisi ölmüştü, Hyunjin ölmüştü...
Geceleri kim sarılacaktı ona? Kim onu herkesten koruyacaktı? Kim onun gibi hissetirebilirdi? Kimse. Kimse hyunjin gibi hissettiremezdi.
Onu istiyordu, sadece onu. Almamaları gereken tek şeyi almışlardı ellerinden, sevgilisini almışlardı.
✩*⢄⢁✧ --------- ✧⡈⡠*✩
SELAM ilk bölüm nasıldııııııı
Bakın bol bol oy bol bol yorum tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✧Ama Bana Bakma Öyle✮
Storie brevi"Sen buradasın hyunjin, ama neden bana yalancı diyorlar? " "Çünkü beni sadece senin gibi melekler görebilir. " Hyunho, minific.