~4~

1.9K 123 5
                                    

Notu bir kaç kez tekrarladım. O kadar saçmaydı ki, sebepsiz yere can almak. Kafamdaki bugünedair bütün soru işaretleri kendiliğinden cevaplanıyordu. Ve o gördüğüm cellat gibi görüntüsü olan adam! Belkide o bize gidiyordu. Hızlıca oturduğum çimden ayağa kalktığımda karşımda Isabeel'i gördüm. Yüzümdeki endişeden bir sorun olduğunu anlayacak ki, "neyin var" diye sordu.

Vakit kaybetmek istemediğim için cevap vermeyi düşünmedim bile. Hızlıca yanından geçip eve doğru koştum.

Yol boyunca gözümde canlanan kötü durum senaryoları görüşümü bulanıklaştırıyordu. Gözlerim tamamen dolmuştu. mahalleye gidene kadar bildiğim bütün duaları ettim. Ama mahallenin girişinden bile belli olan polis sireninin ışığı ve yanımdan hızlıca mahallenin içine giren ambulans olayın ciddiyetini tamamen anlatmıştı bana. Kısa sürelide olsa beynim çalışmayı durdurmuştu, olduğum yerde yanımdan geçen ambulansa baka kalmıştım. Öyle hiç birşey düşünmeden baktım sadece.

Korkmuştum. Ya öldüyse. Evimizin önüne geldiğimde polisler beni durdurdu ve kimliğimi sordu.

Zaman kavramı benim için yavaşlamıştı artık. Ne ağlıyordum, ne sinirliydim nede isyankar! Sadece anlamsızca evin girişinden içeri doğru bakıyordum.

Girişin hemen karşısında olan salonumuz darma duman olmuş. Annemin o suikastçiye direndiğini gösteriyordu.

Olaylar zihnimde canlanırken ben çaresizce küçük adımlarla içeri girdim. Yavaşca salonun önüne geldiğimde, salonun tam ortasında bir cesed gördüm. Üstü örtülü olduğu için yüzünü göremesemde dizlerimin bağı tamamen çözülmüştü. Yerde sürünerek cesedin yanına kadar ilerledim.

Salya sümük ağlıyordum. Dizlerimin dibindeki cesed! O.. o kesin annemdi!

Elimi yavaşca cesedin üstündeki çarşafa attım ve yavaşca başını açtım.

Gördüğüm manzarayla çarşafı kapatmam bir olmuştu. Orosbu çocukları! Kadını resmen parçalamışlardı. Yüzü tanınmayacak kadar parçalanmıştı ama saçı annemin saçıydı.

Annemin cesedine sarıldım ve sımsıkı sıktım. Ölmüş olamazdı! Hemde benim yüzümden ölmüş!

Aklıma not gelmişti. Bütün suç notu yazanlardaydı. Onlardan intikam alıcaktım. Ama şimdilik acımı yaşamak istiyordum. Günlerce evde durup bebekler gibi "anne" diye ağlamak istiyordum.

Ambulans görevlileri gelip annemi benden almaya çalışınca, aklıma onsuz yaşamaya hazır olmadığım geldi. Ölmesi çok saçma değilmiş gibi birde otopsi yapacaklarını söylediler.

Ambulanscılara, annemi ne kadar vermemek için çabalasamda polislerin beni yaka paça evden çıkartması ile ambulanscılar annemi alıp Ambulansa koydular.

"Bugün ona sarılmadığım için, ona seni seviyorum diyemediğim için, birlikte kahvaltı yapamadığımız için! Kendimden nefret ediyordum artık.

Son dakikalarında kim bilir ne düşünmüştü.

Kendimi roparlamam lazımdı. Babamında canı tehlikedeydi. Ne kadar sevmesemde bu yaşıma kadar bana bakmış ve kol kanat germişti. Sanırım sorumluluk denen duyguyu az önce öğrenmiştim.

Arkamdan omzuma dokunan bir el ile tüylerim diken diken olmuştu. Kadın eli olduğu belliydi. Ince hafif ve narindi, tıpkı anneminkiler gibi.

Bütük bir umut içerisinde arkamı döndüğümde karşımdakinin annem olmadığını öğrendim. Isabeel'miş!

Elleri anneminkilere gerçekten çok benziyordu. Ve benim şuan ciddi anlamda teselliye ihtiyacım vardı. Hiç düşünmeden Isabeel'in boynuna atladım. Sımsıkı sarılıp kokusunu içime çektim. Annemin yerini tutmasada içim azda olsa ferahlamıştı.

Son AlfaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin