Bölüm 12 - Kral

8 4 116
                                    

Halk artık Simon'u kral olarak istiyordu. Bağımsız bir Newburry, Artemis'ten kurtulan halk, Simon'u tahtta görmek istiyordu. Simon, geçmişte kale için yapmış olduğu kritik hizmetlerle bu güveni hak etmişti. Savunma konusunda başarılı adımlar atarak kaleyi dış tehditlere karşı korumuş ve içinde yaşayanların refahını artırmak için çeşitli projeler gerçekleştirmişti. Onun adaletli bir lider olduğunu bilmek, halkı için bir güvenceydi.

Özellikle Ekim için, Simon'un liderlik vasıfları daha da anlam kazanıyordu. Ekim'in hamileliği sürecinde ona sağladığı destek ve birlikte geçirdikleri zorlu zamanlar, Simon'un halkı için ne kadar değerli bir figür olduğunu gösteriyordu. Halkın gözünde Simon, sadece bir lider değil, aynı zamanda bir baba figürü olarak da görülüyordu.

Kral olma töreni, Simon'un liderlik vasıflarını ve halkının ona duyduğu desteği bir kez daha gözler önüne serdi. Büyüklü tarafından yönetilen geleneksel ritüellerle başlayan tören, taç giyme merasimiyle doruk noktasına ulaştı. Ben de kalabalığın arasında, heyecanla bu anı izliyordum.

Kale büyüğü, uzun beyaz saçları ve gümüş sakalıyla tören alanının merkezinde duruyordu. Kalabalık sessizleştiğinde, elinde yüksek bir taçla, sevgili liderleri Simon'u selamladı. Simon, tören için özenle seçilmiş kıyafetiyle ilerledi. Giydiği elbise, kale renklerinin ve sembollerinin zarif işlemeleriyle süslüydü.

Büyüğün yavaşça Simon'a yaklaşmasıyla birlikte, taç ciddiyetle havada parıldadı. Simon, büyüğün karşısına geldiğinde diz çöktü ve büyüğün elindeki taç gözlerimin önüne geldi. Büyüğün solmuş gözleri, Simon'un gözlerine daldı; bu an, kale halkının geleceğini şekillendirecek olan liderlik yemininin bir işaretiydi.

Büyüğün sessizce fısıldadığı sözlerle birlikte, taç yavaşça Simon'un başına yerleştirildi. Metalin soğukluğu, onun alnına dokunduğunda, halkının güveni ve sorumluluğun ağırlığını hissetti. Simon, ayağa kalktığında kalabalık alkışlamaya başladı. Kalabalığın sevinci, kale duvarlarının ötesine yayıldı ve kalede bir bayram havası esti.

Simon, halkına dönerek yürekten bir gülümsemeyle selamladı. Elleriyle gökyüzüne doğru taçını işaret etti ve kalabalığa seslendi. "Kale halkı, bugün sizinle birlikte olmaktan büyük bir onur duyuyorum. Sizlerin desteği ve güveniyle kaleyi daha da ileriye taşıyacağımı söz veriyorum!" dedi.

Kale büyüğü, törenin resmi olarak tamamlandığını ilan ettiği sırada, Simon'un sesi yankılandı. "Hayır. Bitmedi. Durun."

Herkes şaşkın bir şekilde etrafına bakındı. Simon, muhafızlara dönerek hızla bir emir verdi. Ardından bana doğru ilerleyerek ellerimden tuttu ve beni herkesin görebileceği şekilde, büyüğün yanına getirdi.

Tören alanında aniden sessizlik hakim oldu ve muhafızlar, zarif bir yastıkla adım adım tören alanına yaklaştılar. Yastığın üzerinde duran taç, göz kamaştırıcı güzellikteydi. Her bir detayı özenle işlenmiş, zümrütlerle süslü, tamamen el yapımı bir şaheserdi.

Gözlerim, bu görkemli taç karşısında hayranlıkla açıldı. Muhafızların elinden tutarak tören alanına doğru adım attım. Taç, güneşin ışığında parıldarken, yüzümde bir gülümseme oluştu. Bu taç, sadece bir simge değil, kale halkının güvenini ve onurunu temsil ediyordu.

Simon, törenin büyüklüğünü ve anlamını derinden hissederek yanıma yaklaştı. Gülümseyerek elimi tuttu ve bana doğru eğildi. "Sevgili Ekim," dedi yumuşak bir sesle, "Bugün senin de bu kutlu anı benimle paylaşman benim için büyük bir onur. Bu taç, kale halkının gözünde senin de bir lider olarak önemini simgeliyor."

Gözlerimde duygusal bir ışıltıyla Simon'a bakarken, başımı nazikçe eğdim ve taç takılmak için hazır olduğumu işaret ettim. Simon, gözlerini benim yüzümdeki sevinci yansıtan ışıltıya çevirdi ve taçı dikkatlice başıma yerleştirdi.

Kraliyet Gölgesinde Aşk +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin