25. CESETLERİN ZİHİN DARBELERİ

335 13 453
                                    

İyi bayramlarr, bayram şekeriniz geldii!!🍬

Nice güzel bayramlara aşklar. Umarız ki müthiş bir bayram geçirirsiniz.

 Umarız ki müthiş bir bayram geçirirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yaşlı Amca - Yakamoz Güzeli

Son Feci Bisiklet - 80

25. CESETLERİN ZİHİN DARBELERİ

Yılların ardına gömülen yamalı gerçekler, yaralarının üstlerine yama yapmalarına rağmen onları tam anlamıyla saramamış; ufak parçalar bırakmıştı. Zihnimi her defasında bir köşeye sıkıştırmaya çalışan kalp kırıklarım, bir gün o yamalı gerçeklerin üstüne fırlatılıp öldürülecek gibiydi. Asıl yamalı gerçek olan da buydu, bu gerçek beni tümümle titretiyor; zihnimi sağ kalmayacak bir biçimde ölüme zorluyordu.

Geçmişim bir idam ipinin ucundayken, her bir zerremle titrediğimi fark ediyordum onu izlerken. Geçmiş her daim önüme ketler vurur, beni olduğum yere mıhlamak zorunda bırakırdı. Geçmiş, kalbimi deşen bir hançer parçasıydı ve o hançer parçası, zihnime vurulan ketlerin mızraklarından kopmaydı. O mızraklar içimde bir yere yuva yapmıştı, yeri geldiği her an kendi yuvalarına batmaktan çekinmiyorlardı.

Geçmiş ve gerçekler beni ağlatmak zorundaydı. Her bir uzvumla titriyorken de bu gerçekliğin içerisindeydim aslında. Günler öncesinde öğrendiğim şeylere hâlâ ayıkamamış, yaşadıklarımı sindirememiştim. Kafam öylesine doluydu ki ne yapmam gerektiğini, hangi yolu izlemem gerektiğini sapıtmış bir vaziyetteydim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyor, hangi yolu tercih etmem gerektiğini bir türlü düşünemiyordum. Sanki düşünme yetim etimden koparılmıştı.

Dışarıdaki güneş ışınları, içerisinde bulunduğum hastane odasının içerisini aydınlatırken, buradan bile baktığımda havanın ne denli sıcak olduğunu anlayabiliyordum. Bedenim terler akıtıyor, üstümdeki ince kıyafetlere rağmen yanıyordum. Bazı şeyler kafama daha net yerleştiğinden de olabilirdi bu gereksiz yere terlemem zira hastane odası dışarısı kadar sıcak değildi ve ben sıcağa çok alışıktım.

Zaman, parmak uçlarımdan kayıp yokluğa karıştığında günlerin nasıl aktığını da fark etmemiştim. Zira Celâl uyanalı günler oluyordu, sanıyordum ki iki haftayı aşmıştı. Ben, o uyandığında bir hafta kadar yanında kalmıştım. Ancak onunla olan öpüşmemizden sonra dediğimi de yapmıştım, ona çok pis bir şekilde trip atıyordum ve son derece hakkım olduğunu da düşünüyordum. O benimle konuşmaya çalışsa da çok kısa ve ters cevaplar vererek onu susturuyordum çünkü o bunu hak ediyordu. Yaptığının ne kadar kötü ve dudak uçuklatıcı bir şey olduğunun farkına varması gerekiyordu.

Beni korumaya çalışması her ne kadar çok hoşuma gitse de, yaptığı büyük bir yanlıştı. Sadece beni koruma düşüncesi hoşuma gidiyordu çünkü. Beni korurken kurşunların önüne atlamasından, kendi canından olmasından asla bahsetmiyordum mesela. Günler geçtikçe daha da iyi anlamıştım ki ben de onu canım pahasına korurdum ve koruyacaktım. Ama onun yaptığı bambaşka bir boyuttu. Ölüyordu, ölümden dönmüştü.

DÖVÜŞ OYUNU | MÂHÎ BİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin