Ev

714 76 65
                                    

Zeynep bir yandan ağlıyor, bir yandan da kalan eşyalarını topluyordu. Kapının önünde yaşananlardan sonra, kocasıyla sadece bir kez göz göze gelebilmişti. Keşke gelmemiş olsaydım.. Bahçede hissettiği muhabbet, güven duygusu yerle bir olmuştu. Bir insanın gözleri buz keser mi? Onunki kesmişti işte. Bundan sonra ne olur kestiremiyordu Zeynep. Bildiği tek şey bir daha bu eve dönemeyecek olduğuydu.

Yarım saat önce

"Seni ne ara bulmuşlar?? Bu sabaha kadar bu evin damadı bendim."

-Yandık ki ne yandık. Boşar şimdi seni bu. Ben dul kızı kime vereceğim?

Zeynep şaşkınlıkla babasına döndü. Boşar mıydı gerçekten? Daha üzerini bile değiştirmemişti. Cüneyd Mahirin yakasına yapışınca panik oldu iyice. Şöför koltuğuna uzanıp kapının kilidini açmaya çalıştı. İnip bir şeyler yapmalıydı hemen. Ya kavga çıkarsa?

-Kızım dur napıyorsun?

-Zeynep kilidi bulmuştu bile.

-İnmemiz lazım baba. Ya kavga ederlerse? Sonra sinirlenip beni boşarsa??? Bir şeyler yapmamız gerek. Böyle oturup bekleyemem ben.

Zeynep arabadan iner inmez, Cüneyd ona doğru döndü. Zeynep gözlerinde gördüğü soğuklukla irkildi. Aynı adam mıydı bu?

-Bin arabaya.

-A-ama sak-

-BİN ARABAYA ZEYNEP.

Zeynep tekrar arabaya bindi. Bu sırada işin ciddiye bindiğini gören babası ve dedesi arabadan inip kapıya yaklaştılar. Cüneyd onlara dönüp bir şeyler soruyor, babası da cevap veriyordu. Her ne söylüyorsa Cüneyd efendinin pek hoşuna gitmiyordu belli ki. En sonunda eve girmelerini işaret etti. Tekrar Mahir'e döndü. Adamın yakasındaki eli hala oradaydı. Bir şeyler sordu lakin Zeynep artık yüzünü de göremiyordu. Her ne söylediyse etkili olmuştu belli ki. Mahir dönüp uzaklaştı. Cüneyd de hiç ona bakmadan eve girdi. Beş dakika geçmeden hışımla arabaya doğru yürüyüp Zeynep'in kapısını açtı.

-İçeride eşyan kaldı mı?

Zeynep başını salladı.
Cüneyd derin bir nefes aldı. Pek memnun olmamıştı. Zeynep o eve girsin istemiyordu.

-Yarım saat Zeynep. Sonradan parasını verip alabileceğin şeylerle vakit kaybetme.

-Tamam.

Zeynep'in yüzüne bakmamasına üzülse de, şu an yüzüne bakıp ne hissettiğini irdelesin istemiyordu. Kız zaten korkmuştu belli ki. Gelinliğinin kollarıyla oynuyor, sürekli derin nefes alıyordu. Ağlıyor olabileceğini düşündü ama kontrol etmekten o da korkmuştu. En sonunda kapının önünden çekilip inmesine müsaade etti. Beraber eve girdiler. Dedesi de babası da ortalıkta yoktu. Üst kata Zeynep'in odasının kapısına gelene kadar Cüneyd gölgesi gibiydi. Zeynep odasına girerken seslendi:

-Yarım saat. Burada bekliyorum.

Cüneyd başını ellerinin arasına alıp kapının önünde oturmuştu. Ne yapacaktı şimdi? Dedesi ne derdi bu işe? Boşansın isterdi büyük ihtimalle. Cüneyd de düşündü lakin düşüncesi bile yüreğine kor düşmesine yetti. Sevdiği kadın ona yalan söylemişti. İhanete uğramış hissediyordu. Kızmıştı lakin bırakmayı düşünemiyordu bile. Sevdiği adamın elinden aldıysam korkusu sarmıştı şimdi. Adam Zeynep'i sadece üç kere gördüğünü söylese de, aşık olmasına engel değildi ki. Cüneyde bir kere görmesi yetmişti de artmıştı bile. Yine de düşünmek istediği şeyler değildi bunlar. Artık onun helaliydi Zeynep. Bu gerçeği değiştirmeye de hiç niyeti yoktu.

Ceviz Ağacı (CünZey)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin