38.bölüm

2.3K 121 10
                                    

Diğer iki hikayemde yayında bir bakın derim. Şimdiden teşekkürler oylarınız için sizi seviyorum canlarım 🌸♥️

__________________________________________

Nerde kalmıştık heh en son Baran ve Güneş doktora gidecekti. O zaman;
-lights,
-camera
-action

Kapının önüne çıktılar ve Baran arabanın kapısını açıp Güneş'i bindirdi. Yan tarafına geçicekken annesi Nurhan hanım ve teyzesi Nurcan hanım peşinden aynı anda tek ağız "Baran" diye bağırmışlardı.

Baran ise işte şimdi sıçtık diye geçirdi içinden bu ikisi hiç hoş bir ikili değildi de arkasını döndü hemen.

Kollarını iki yana açıp "buyrun hanımlar beni çok mu özlediniz hanımlar?" Diye alayla sordu.

Annesi ve teyzesi yanaştı ve teyzesi onu kolundan çekip yanına arabadan uzak bir yere çekti. "Ee nereye gideceksiniz teyzem?" Dedi ve arabadaki Güneş'e baktı güzel de kızdı maşallah sübhanallah.

"Doktora teyze ve biraz daha kalırsak geç kalıcaz." Diyip yalandan havaya baktı.

Annesi ise "iyi iyi kıza da dikkat et" teyzesi devam etti "az kibar ol kızın yanında oğlum hem" diye ekledi tamamladı annesini.

Bu iki kadından korkulurdu zaten biri hayli hayli yeterken Allah ona şimdi ikisini vermişti. Teyzesini ve annesini birer kez öpüp "hadi kızlar size doyum olmaz ama benim çıkmam lazım." Dedi ve daha fazla dinlemeden arabaya bindi.

Teyzesi arkadan bağırdı "unutma dediklerimizi deli oğlan" Baran bastı gaza ve taş, toprak dolu boş yolda ilerlemeye başladı.

Güneş yerinde biraz kıpırdandı ve çekinerek konuştu "teyzenle annen sizi çok seviyor galiba ağam baksanıza evden çıkar çıkmaz düştüler peşine."

Baran "ya ne demezsin" dedi sesizce Güneş anlamadığı için sadece baktı ve Baran daha sesli konuştu "yok dertleri başka da onların o yüzden."

Güneş başını salladı anladığını belli eden bir şekilde. "Ee sen nasılsın Güneş?"

"İyiyim ağam Allah razı olsun sizin sayenizde."

Gülümsedi "ne demek kapımıza gelene bakarız evelallah" diyip arabayı hastanenin önüne park etti. Sonra ise "hadi artık o zaman" diyip birlikte arabadan indiler.

Baran bir kaç adım önünden yürüdü ve girişteki adama baktı "hemşire bir kızı göster bana" diyip,

adamın birini göstermesini bekledi "ben yardımcı olayım beyefendi" diyince kaşlarını çattı.

"Sen lazım olsan senden isterdim dimi güzel kardeşim." Diyince

Daha fazla uğraşmamak adına "peki Ela hanım yardımcı olur musunuz?"

Kadın gelince girişteki adam geri çekildi. "Buyrun nasıl yardımcı olabilirim?"

"Bizim doktor randevumuz vardı bir rapor işi siz yardımcı olur musunuz Güneş'e?"

"Tabi olurum buyrun." Diyip yol gösterince iki elimi omzuna koyup sesiz bir şekilde konuştum "rahatsız olma diye burda bekliyor olucam, kapının önünde dikkat et bir şey olursa da hemen gel." Diyip güven verici bir şekilde güldüm ve omuzlarındaki elimle bir kez sıktım.

"Sende gelsen" biraz daha ses tonunu kısıp "korkuyorum" diyince kıza doğru baktı Baran.

"Hadi o zaman" diyip hemşirenin işaret ettiği odaya girdiler.

Onları genç bir erkek doktor karşıladı "buyrun ben Hamza size yardımcı olacağım, merak etmeyin Güneş hanım şimdi sedyeye oturun ve yaranızın olduğu yerleri bana gösterin ki rapor yazabileyim." Dedi.

Kaşlarım bir minik çatılmış olabilir "şey kadın doktor yok muydu Hamza bey?" Diye sordu Güneş utanıyordu zaten birde bu adama orasını burasını açamazdı.

Hamza kıza baktı ve "tıpta utanma yoktur kardeşim, hadi beni bir abin olarak gör hem bak zaten eşin de yanında."

Güneş Baran'a dönünce "merak etme bende burdayım, hadi hemen biter sadece nerde yaran olduğunu yazmak için bakacak."

Güneş üstündeki elbisesinin üstten üç düğmesini açıp kollarından aşağı indirdi elbiseyi ve omuzlarındaki yaranın gözükmesini sağladı.

Doktor elindeki kalemle yaraların üzerine dokundu ve sonra kızın yüzüne baktı hepsini not etti.

Kıza gülümseyip "giyinebilirsiniz ben bir hemşireye bakıcam" diyip odadan çıkınca Güneş açıkta olan siyah ve eski sütyeni daha fazla görülmesin diye hemen elbiseyi toparladı.

Baran arkasını döndü düğmelerini kapayana kadar bakmadı. Güneş hazır olunca "hazırım" dedi.

Baran "döneyim mi?" Diyince "dön" demesiyle arkasına döndü ve kıza baktı utanmış olduğu esmer olsa bile kızaran yanaklarını görmemek için kör olmak gerketi.

Güneş ise hem Hamza beyin hemde Baran'ın onu yaralı ve çıplak tenini görmesi yüzünde olabildiğince çekinmiş ve utanmıştı.

Baran boğazını temizleyip "işe yaramyacak ama utanma Güneş. Benden utanmana gerek yok bunu yapan utansın hem bence."

Güneş sesizce "senden değil ki" diyince Baran kaşlarını biraz çatıp boyunu eğdi ve sedyedeki kızla göz göze gelmeye çalıştı tabi bakışlarını Baran hariç her yerde gezdiren kızın gözlerini yakalamak çok zordu.

Kıza dokunmak ve ürkütmek istemediği için "gözlerime bakar mısın?" Dedi ve Güneş zorla gözüne baktı ve "neyden utanıyorsun o zaman?"

"Az önce çıplak gördün beni"

Baran kaşlarını çattı ve "niye sütyenini de mi çıkardın da çıplak gördüm ben seni?"

"Hayır ama"

"O zaman aması yok hadi gidelim artık geç olmadan."

Güneş önden çıkan adama zar zor yetişti ve ardından hemşireden raporu alıp polise teslim ettiler. Arabaya binince Güneş'e dönüp "hallettik polis ilgilenicekmiş"

Güneşin birazda olsa bu olay moralini bozmuştu sonuçta babasını polisler tutukluyacaktı. Bu kimin hoşuna giderdi ki?

Neyse dedi ve adamı dinledi "bir şeyler yiyelim mi? Yani açsan eğer?"

"Eve geçelim zaten bayram yarın bir daha iftarı beklemeyelim." Dedi iftarı evde açmak için zaten tanımadığı bu insanlardan fazlasıyla iyilik kabul etmişti daha ne yapmalarını isteyebilirdi ki?

Baran arabayı eve doğru sürmeye başladı.

Bu günlük yetsin fazlasıyla sinirim bozuldu da iyi geceler.
Keyifli okumalar🤍
Şimdiden bayramınız mübarek olsun.

Köy AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin