İçeri doğru geçen Kaan'ın ardından kapıyı kapatıp bende onu takip ettim.
Koltukların bulunduğu alana geldikten sonra yüzünü bana döndü.
-Senin ne işin var burda ?
Kaan sorum karşısında bana bir adım yaklaştı. Odunsu erkek kokusu ciğerlerime doluyordu.
-Özür dilerim sevgilim.
Tam ağzımı açmışken tek elini belime koyup beni kendisine doğru çekti. Gözlerim tam göğsünün hizasındaydı. Kafamı yukarıya kaldırıp gözlerine baktım.
Göz göze gelip birbirimize bakışımız sadece bakıştan ibaret değildi. Pek çok şey gizliydi bakışlarımızda. Kaan'la sürekli kavga etsekte bir süre sonra tekrar bir araya gelip ilişkimize devam ediyorduk. Bazen artık buna bir son vermemiz gerektiğini düşünüyordum.
Hatta Kaan'ın bir yanlış yapmasını bekliyordum hayatımdan çıkarmak için. Ama sonra bi şekilde yeniden bir araya geliyorduk. Sonra yine aynı şeyler bir dünya kavga.
Onun bir gün hayatımdan çıkacağını hissediyordum. Hatta bu yüzden çoğu sefer ayrılan ben oluyordum. Ama hayat bizi yine bir araya getiriyordu.
Kaan diğer elini de belime koyduğunda hafif kısık bir sesle "Biz ayrıldık" dedim.
Kaan gözlerimin içine baktı derin derin.
-Sen benden ayrıldın Didem , ben senden ayrılmadım.
-İlişkimiz bitti sonuçta .
Durdum. Ve sonra devam ettim.
-Senin burda ne işin var ?
Kaan yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
-Ben sensiz yapamam.
Sıcak dudakları dudaklarıma değip öperken ona karşılık vermedim.
Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp alnını alnıma yasladı.
Beni yavaş yavaş adımlattırıp sırtımın duvara temas etmesini sağladı.
-Sende bensiz yapamazsın Didem.
Bu sefer ben dudaklarımızı birleştirdiğimde tutkulu bir şekilde öpüşmeye başladık.
Onun dudakları bir süre sonra dudaklarımdan boynuma doğru indi.
Sıcak dudaklarını boynumdan çekip benden ayrıldı. Kapattığım gözlerimi açıp ona baktım. Elini tişörtüme atıp tişörtümü çıkartmamı sağladı.
Ardından dudaklarımızı tekrar birleştirdi. Alt dudaklarını dişlerimin arasına aldığım sırada beni kalçamın altından tutup kaldırdı.
Dudaklarımız yine ayrılmıştı. Artık bacaklarımı beline doladığım için o yürüyünce bende otomatikmen onun götürdüğü yere gidiyordum.
Kaan merdivenlerden yukarıya doğru yönelip yüzüne munzur bir gülümseme takındığında kafamı yanağına uzatıp küçük bir öpücük bıraktım.
(devam edecek)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZMİR GÜZELİ
Romansa-Acıyor mu? Dedim. -Daha çok yanıyor. Dedi. Mahçup bir şekilde gülümseyip oturduğum yerden kalktım. -Bence sen bu buzu eline alıp kendin tut, bende çay servisine yardım edeyim. Buzu onun ellerine bıraktım. -Aman başkalarını da yakma sakın. -Yok...