Uzun uzun susuyoruz sözün kıyılarında ve hangi kapıyı aralasak bir uzaklık esiyor.
Ardıç, sabahki dersinin iptal olmasının ardından kafeteryada tek başına oturuyordu. Dersin hocası ne kadar önceden haber verse de evi okula uzak olduğundan böyle durumlarda çoktan otobüse binmiş yolu yarılamış oluyordu. Sıkıntıyla etrafına baktığında Alparslan ve arkadaşlarını bir masanın etrafında sohbet ederken gördü.
Her ne kadar bardaki o geceden sonra konuşmamış olsalar da aralarındaki bir şeylerin değiştiğini hissetmişti Ardıç. Geçmişleri ne kadar pek parlak olmasa da belki arkadaş olabilirlerdi bundan sonra. Çekinerek yanlarına yaklaştığında aralarından birinin kendisini fark etmesini bekledi. Tahmin ettiği gibi Ege'nin "Ardıç gelsene bize katıl." dediğini duydu. "Rahatsız etmeyeyim sizi?" Diyerek masadakilere baktı Ardıç. "Ne rahatsızlığı gel otur lütfen." Dese de diğerlerinin Ege'yle aynı fikirde olduğundan pek emin değildi. Özellikle Alparslan'ın yüzüne bile bakmadığını gördüğünde morali epey bozulmuştu. Belki de aralarındaki şeyi yanlış yorumlamıştı Ardıç.Alparslanın karşısındaki sandalyeye oturduğunda şimdiden gitmek için saniyeleri sayıyordu. Ege gerginliğini hissetmiş olacak ki hemen masadakileri tanıtmaya koyuldu. "Ardıç daha önce tanıştınız mı bilmiyorum ama bu Göktuğ kendisi Alparslan'la aynı bölümde." Ardıç sert bakışlı alfaya baktığında sadece kendisini selamlar gibi kafasını eğdiğini gördü. "Bu da Göktuğ'un kız arkadaşı Özge. Senin gibi omega o da." Kız Ardıç'a bile bakmazken sevgilisinin parmaklarıyla oynamaya devam ediyordu. Ardıç sessizce memnun oldum derken masada tanışmadığı tek kıza baktı. Ege lafa girmeyince "Ben de İnci." Diye tanıttı kız kendini. "Memnun oldum İnci." Dedi Ardıç kibarca gülümseyerek. En azından kendi isteğiyle biri onunla konuşuyordu.
Fırat da kafasını telefonundan kaldırmadan merhaba derken ortam iyice sessizleşmişti. "Almila geri dönüyormuş Alparslan." diyerek sessizliği bozdu İnci. Alparslan gerilerek "Öylemiymiş haberim yoktu." dedi. "Evet sana mesaj atmış ama aradaki saat farkından görmedin herhalde. Amerika'daki okuldan derslerinin denklikleriyle ilgili belgeleri toplamış. Eğer üniversitemiz de onaylarsa eğitim hayatına artık burada devam edecek." Alparslan sessizliğini korurken "Yakın bir arkadaşın mıydı Alparslan çok sevindim senin adına." Dedi Ardıç samimiyetle.
Uzun zamandan beri görmediği bir arkadaşının onunla aynı üniversitede okuyacağını duysa o da çok mutlu olurdu. "Seni ilgilendiren bir durum değil Ardıç." demesiyle Ardıç'ın boğazına koca bir yumruk oturdu. Ardıç gözlerini kırpıştırarak yutkunmaya çalışırken masadaki herkes gerginlikle birbirine baktı. "Alparslan öyle demek istemedi sadece morali bozuk değil mi Alparslan?" Diyerek durumu kurtarmaya çalışsa da başarılı olamamıştı Ege. Ardıç önemli değil dercesine gülümsedi. Sırf Alparslan olsa çoktan masadan kalkıp gitmişti fakat yeni tanıştığı insanlara saygısızlık etmek istemiyordu. Sadece Berke veya Selin'in gelip onu bir an önce kurtarmasını istiyordu.
Kısık nefesler alıp kendini sakinleştirmeye çalışırken "Sen neler yapıyorsun Ardıç?" diye sorduğunu duydu İnci'nin. "Ben resim bölümünde okuyorum bu sene mezuniyet projem var onunla uğraşıyorum aynı zamanda da kafeteryada çalışıyorum."Diye ezberden yanıtladı. "Hem kafeterya hem okul zor olmuyor mu sevgiline vakit de ayıramıyorsundur." diyerek yorum yaptı İnci. Daha yeni tanıştığı kızın kendisiyle ne derdi vardı bilmiyordu ama kesinlikle iyiniyetli olmadığı kesindi."Resim malzemeleri pahalı olduğu için okul masraflarım çok oluyor bu yüzden ailemden para almak istemiyorum. Onlara yük olmadan okumanın gururu tüm yorgunluğumu almaya yetiyor. Ve erkek arkadaş konusunda haklısın o da çok yoğun olduğundan ayrıldık zaten." Diyerek hiç gocunmadan yanıtladı Ardıç onu. Masadakiler şaşırırken Alparslan'ın sesini hafif yükselterek "Ne erkek arkadaşı!" Dediğini duydu. Sanki bu lafı duyduktan sonra cümlenin geri kalanını dinlememiş gibiydi. Ege tam durumu açıklayacakken "Seni ilgilendiren bir durum değil Alparslan." dedi Ardıç ciddiyetle. Alparslan sinirle kaşlarını çatarken kafeteryanın kapısının açılmasıyla içeri Selin ve Berke girdi. Arkadaşlarını görmesiyle ayağa kalkan Ardıç "Beni masanıza davet ettiğiniz için teşekkür ederim. Arkadaşlarım geldiğine göre daha fazla rahatsızlık vermeyeyim. Size iyi günler." Diyerek masadan ayrıldı. Ardıç arkadaşlarının kollarından tutup kafeteryadan çıkarırken Alparslan sandalyeyi sinirle ittirip arkalarından çıktı.
~~~~~~~~~~~~~~Üç arkadaş dersliklere doğru sessizce yürürken Berke endişeyle Ardıç'a bakıyordu. Bardaki akşamdan sonra ortak derslerde sıkça karşılaşan ikili bu süreçte iyi arkadaş olup beraber vakit geçirmeye başlamıştı.
Sürekli arkadaşının pozitif enerjisine alışan çocuk onun bu durgun halini görünce oldukça yadırgamıştı. Selinle kendisini aceleyle çekiştirmesinden kafeteryada bir şey olduğunu anlamış, fakat ona baskı yapmadan kendisinin anlatmasını istiyordu.
Tam bir şey söyleyecekken Selin'in "Alparslan ve arkadaşlarıyla yakın olduğunu bilmiyordum." dediğini duydu. "Arkadaşlarıyla yakın değilim zaten. Alparslanla da yakın olmasak bile arkadaş olduğumuzu zannediyordum. Değilmişiz meğerse." dedi üzgünce."Ardıç kötü bir şey mi söylediler sana? Eğer öyleyse o Alparslan itine ve sürüsüne haddini bildirmesini bilirim. Beni de artık burda sana ihtiyaç yok diye maaşımı verip işten postaladı zaten. Hayır anlamıyorum bir de tip tip bakıyor hala ne derdi varsa." Selin ben onun derdini biliyorum diye mırıldansa da kimse duymamıştı. "Hoca dersi iptal edince erken geldim. Siz de yoksunuz diye hadi Alparslan ve arkadaşlarıyla oturayım dedim.
Geçen gece biz mekandan ayrıldıktan sonra Selinle bana çok iyi davrandı. Ne bileyim aradaki buzları eritince arkadaş olduk sandım. Yüzüme bile bakmadı bir de üzerine tersledi beni. Arkadaşları desen ondan beter davrandılar zaten." diyerek üzgünce durumu açıkladı Ardıç. Oysa bütün hata kendisindeydi. Şu ana kadar klüp işlerinde sürekli önüne taş koyan, yaptığı işi çeşitli yollarla sürekli engelleyen, üstüne üstlük onunla konuşmaya tenezzül etmeyen Alparslan bir kere ona iyi davrandı diye hemen arkadaş oldular zannetmişti. Halbuki Alparslan aynı Alparslandı. Tam dersliklerine girecekleri sırada karşıdan sinirle gelen Alparslanı gördüğünde feromonların etkisiyle elinde olmadan hemen Berke'nin arkasına saklandı Ardıç.İşte tam bu yüzden omega olmaktan nefret ediyordu. Feromonların onun üzerinde bu kadar etkisi olmasından nefret ediyordu. Alparslan sinirle onlara yaklaşırken Ardıç'ın Berke'nin arkasına saklandığını görünce iyice delirmiş gibiydi. Tam Ardıç'ın kolunu tutup kendine çekecekken Berke'nin onu ittirmesiyle geri durdu. "Hayrola Alparslan reis ne bu öfke." Alparslan onu görmezden gelirken tek derdi arkasında ona üzgünce bakan çocuktu. "Ardıç bir gelir misin seninle özel bir şey konuşmak istiyorum." dedi elinden geldiğince sakin bir tonda. Fakat Berke ona hiç yardımcı olmuyordu. "Ne söyleceksen burda söyle Ardıç'ı da daha fazla korkutma." diyerek Ardıç ve Alparslan'ın arasında dikilmeye devam etti Berke. Alparslan sabrının son demlerindeyken "Sadece özel konuşmak istiyordum. Nolur Ardıç." diyerek ısrar etti. Ardıç tam konuşacağı sırada "Noluyor burada arkadaşlar?" diyen asistanın sesini duydu. Berke'nin bir sorun yok hocam demesiyle asistan "Profösör birazdan gelir lütfen yerlerinizi geçin. Kapının önünde kalabalık yapmayın." diyerek üçlüyü uyardı. Ardıç arkasına dönüp son bir kez Alparslan'a baktıktan sonra amfiye girdi. Konuşacakları ne vardı bilmiyordu fakat bir süre Alparslan'ı görmek istemediği kesindi.
Ah Ardıç benim hassas kekim :( Alparslan bazen beni bile sinirlendiriyor nasıl halledicez bu durumu bilmiyorum. Bayram diye kısa da olsa bir bölüm yayınlamak istedim. Herkese sevdikleriyle mutlu bayramlar diğer bölümlerde görüşmek üzere <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARDIÇ (BxB)
RomanceArdıç ruh eşi fikrinden hoşlanmayan bir omegaydı. Ya fikrini değiştirecek biri karşısına çıkarsa? 12.06.2024 beta etiketinde 🥇 08.06.2024 bl etiketinde 🥉 10.07.2024 alfa etiketinde 🥇 18.07.2024 abo etiketinde 🥉 25.07.2024 gay etiketinde 🥉 29.0...