Dizimin üstündeki eli dikkatlice pansuman yaparken ikimiz de sessizliğimizi sürdürüyorduk. Onun aklı fikri başka bir yerdeyken ben üzerimde gezinen bakışlara rağmen işimi yapmaya çalışıyordum."Nasıl bu hala geldiğini anlatmayacak mısın?"dedim masadaki bandaja uzanırken.
Derin bir nefes aldı. "Boşver önemli bir şey değil"diye homurdandı. Bu sefer derin bir nefesi ben aldım.
"Birilerini dövmüşsün belli."dedim elini sararken.
"Dövmüş sayılmam."dedi ve dişlerinin arasından devam etti "parçaladım."
"Neden?"dedim tekrar. Merak ediyordum işte. Evde çok sıkılıyordum o yüzden kendime yeni bir aksiyon arıyordum.
"Boşver"dedi tekrar homurdanarak. Belli ki bir şey anlatmayacaktı. En iyisi Baran'a soracaktım. Bana karşı ne kadar soğuk bir tip olsa da onunla bir şekilde iletişim kuracaktım artık.
Elini sardıktan sonra masanın üstündeki malzemeleri toplamaya başladım. İlk yardım çantasını yerini geri koymak için kalkmaya çalıştığımda hala dizlerimde olan eli engel oldu.
Elimdekileri bırakıp şaşkınca yüzüne baktım. Ne istiyordu bu adam? Zaten beni uyku bastırmıştı. Bıkınca ona baktım. Bakmasam daha iyiydi. Gözleri boynum ve dudaklarım arasında geziniyorken dizimdeki elini daha da sıktı ve hafifçe okşamaya başladı.
Dizlerim çıplak olduğu için dokunuşları çoktan beni huylandırmıştı. Ona baktığımı farkedip gözlerini bu sefer gözlerime sabitledi.
"Neden uyumadın?"dedi yorgun bir sesle.
"Duş aldım o yüzden."
"Gecenin ikisinde"
Tabi ki de "bütün gün Melek'le pizza yapmaya çalışırken mutfağı karıştırıp üstümüzü mahvettik daha sonra da onu uyutmak için çabalarken bu saate kadar duş alamadım"demedim. "Niye olamaz mı? Gecenin ikisinde duş alınmaz diye bir kural mı var?"dedim onun yerine.
Gözleri boynuma indi. "Yok tabi ki de. Ama keşke beni bekleseydin." Dudağında çapkın bir gülüş belirdi "beraber alırdık."
Ya sabır bu adama ara ara azma perileri mi geliyordu. "Kusura bakma Aras bir dahakine haber veririm."
Memnuniyetle gülüşünü büyüttü. "iyi olur." Hala dizimi okşarken kafası geriye attı.
"Hadi kalk uyuyalım yorgun gözüküyorsun."dedim elini tutup yerimden kalktım.
"Sen uyu benim hiç halim yok."
"Olmaz her yerin tutulur burada. Hadi kalk." Ne kadar çekiştirsem de yerinden oynamadı.
"Halim yok dedim ya Saye uzatma"
Ofladım. Anlaşıldı. İş başa düştü. Yavaşça eğilip elimi gömleğinin düğmelerine attım. Hızlıca açmaya başladım. Şaşkınca bana baktı.
"Napıyorsun?"
Sırıttım. "Öyle başım ağrıyor bahanelere girme Arascım. Yemem ben" hızlıca gömleğinin düğmelerini açarken son düğmelere geldim. Gömleğini hafif çekiştirip yukarı kaldırdım ve son düğmelerini de açtım.
Aras ise şaşkınlıkla beni izliyordu. "Alt tarafı da çıkaracak mısın?"dedi eğlenmiş bir sesle. Elimi kemerine attım ve yüzüne baktım. Az önceki eğlenceli ifadesi tamamen değişmişti.
Önce şaşkınlıkla bana bakarken gözümü gözlerinden ayırmadan kemerini çıkardığımda yüzündeki bütün mimikler aniden ortadan kayboldu. Göz bebeklerinin karardığını net bir şekilde görebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara El (berdel) +18
ChickLit"Sahte evliliktir falan filan bana gelmez. Ben gerçek dünya insanıyım. Evliliğimizde her şey gerçek olacak." Emri vaki gibi konuşması beni sinir etmişti. "Merak etme evcilik oynayacak kadar küçük değilim." Saye; Karanlık ve acı geçmişiyle ar...