7. Bölüm: Abi
Yazarın ağzından, Mehru'nun küçüklüğü."Yaklaştık, hazır mısın kirazım?"
Ailesinin deyimiyle Kiraz, aslında adı Mehruydu. Ali'nin, Gül Hanım'ı bir düğün akşamı görmesiyle, ta o zamandan akıllarına adımı koymak gelmişti. İnsan meğerse bir göz göze gelişti bile geleceğini görebiliyormuş, hissedebiliyormuş.
Gül Hanım koca yürekli, zarif bir adamın kalbine esir düşmüştü. Yılların aşkı gün geçtikçe sıkı bir bağa, sevdaya dönüştü. İşte o zaman nefesinin akışının bile ezbere bilindiği döneme ulaşmış olunurdu. Onlara bakıldığında böyle aşklar kaldı mı denirdi?
Onlar gibi birbirine sevdalı, sadık bir ilişki kalmış mıydı?
Ali, küçük kızına bakmasıyla anlamasa da sorma gereği duydu. Mehru babasının ona seslenmesini anladı fakat ne dediğini anlayamadı. Komik bir şeymiş gibi güldüğünde Ali için o gülüş dünyalara bedel oldu.
"Kurban olurum sana."
Bugün Mehru ilk defa babaannesini ve dedesini görecekti. Evet evet ilk defa. Ali'nin ailesinden gelenler olmuştu fakat annesi ve babası kızının doğumuna bile gelmemişti. O gün Ali'nin gözleri hep kapıda, kulağı hep telefonda olmuştu ama ne gelen ne de arayan olmuştu.
O gün ikinci bir yangını yüreğinde hissetti. Aile herkesten farklıydı. Yaralar aile olunca daha ağır ve daha yaralayıcı oluyordu. En mutlu günü olsa da bir yandan da en kötü günü olmuştu. Karısına belli etmemeye akşam da anlıyordu. Zaten anladığında ise gülümsemiş ve demişti ki kızım ve ben sana yeteriz.
"İnelim gülüm." Dediğinde kadın başını onaylar anlamda sallamış derin bir nefes alarak araçtan inmişti. Kızını almak için kapıyı aralarken dikkatlice puseti eline aldığında kızının ayakları heyecanla hareket etmeye başladı. Zorlukla da olsa gülümsedi. Şuan gülmek o kadar zor geliyordu ki gülümsemesi ancak burukça oluyordu.
Karısının elini tutmasıyla kocaman eve doğru ilerlediler. Ali kapıyı tıklattığında kocaman insanlar stresten yere yıkılmak üzereymiş gibi ayakta durmaya çalıştılar. Saniyeler saatler gibi gelirken o kapı sonunda açıldı. Ali'nin babası kapıyı açmıştı.
Şaşırdı. Kim gelecek diye sorsa en son oğlunun ismini söylerdi. Yaşadıkları şeyi biliyordu, gelmesini bu yüzden beklemiyordu. Şaşkın yüzü mutluluğa dönüştüğünde dudaklarının arasından oğlum lafı çıktı.
Sıkıca sarıldı oğluna. Hiç bırakmak istemedi sanki. Ali ağlamamak için kendini zor tuttu. Kendisi duygusal bir adamdı. Fakat ağladığını görmek zordu. Bir tek karısı görmüştü. O da zaten onu yargılamayacak tek kişiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRAZ DUDAKLI
ChickLit"Kirazın mevsimi değil ama tatmam lazım." diyerek dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı. Sıklaşan nefeslerim onun sakin nefeslerine karışırken, belime sıkıca sarılan parmaklarla tedirginliğim gittikçe artmaya başladı. Birisinin görecek olması korkuma...