Gözlerimi yavaş yavaş açarken karşımdaki kişiyi inceledim. Mavi gözlü, beyaz saçlı, hafif çilleri olan biriydi. Yüz hatlarımızın benzediğini fark ettim.
"Becca uyandı, koşun!" Yanımıza gelen kişiye baktığımda buz kesilmiştim.
Beni satın alan adam tam karşımda duruyordu. "Bırakın beni lütfen!"
Bu seferse adamın arkasından gelen kişi Drew'di. Ayağa kalkıp koşarak sarıldım. O da bana sarılmıştı.
"Günaydın prenses!" Bunları söyledikten sonra beni kucağına alıp, yatağa tekrardan yatırdı.
"Çok yorgun olmalısın. Biraz daha dinlen." Neler olduğunu merak ediyordum.
"Ben, ben en son bir evin önünde..." Drew benimle göz teması kurup anlatmaya başladı.
"Biz plan kurduk. Seni satacak olan kişiyi iyice korkuttuk ve dediklerimizi yapmasını sağladık. Seni satın aldığını sandığın adam ise benim üvey babam."
"Eğer ilk uyandığımda onu yeni üvey babanı dinleseydim yor-" Drew sözümü kesti.
"İyi biri olmadığını düşünmen normal bir şey." Aslında doğru söylüyordu.
"Neredeyim ben? Bırakın beni!" O tarafa döndüğümde bir odadan ses geldiğini duydum. Sesin kime ait olduğunu anlamıştım.
"Ona ne yapacağız?" Ses Valery'nindi. "İtiraf etmesini istedik kabul etmedi. Biraz aç bırakacağız belki itiraf eder." Kafamı salladım.
"Bende Diana. Drew'le küçüklükten beri yakın arkadaşız. Benim ailem yurt dışında yılda 1-2 kez anca geliyorlar." Acımıştım kıza. "Memnun oldum Diana."
"Bende Harold. Drew'in üvey babasıyım." Kötü biri sandığım adam karşımda duruyordu. "Memnun oldum."
Drew Diana'nın kulağına bir şey fısıldadı. Harold ile beraber dolaptan sopa aldılar!
Valery'nin sesinin geldiği odaya girip kapıyı kapattılar. "Diana neler oluyor?" Diana bana baktı. "Merak etme Becca. Drew'e güven!"
Odanın içinden Valery'nin bağırma sesleri geliyordu. Kulağımı kapayıp üstümdeki örtünün içine girdim.
O sırada fark etmemişim. "Becca sorun yok!" Hemen örtünün içinden çıkıp Drew'e sarıldım.
"Drew ne oldu?" Drew çoğu zamanki gibi benimle göz teması kurdu.
"Prensesim sıkıntı yok..." Küçük bir tebessümle "Peki prensim!"
"Acıkmışsınızdır ben bir şeyler hazırlayayım sizde dışarı çıkın." Drew Diana'ya dönüp "İyi fikir." dedikten sonra kapıya yöneldi.
Yanıma geldiğinde elinde ayakkabılarım vardı. Elimi uzattım fakat bana vermeyip, kendisi giydirdi!
Kolumdan tutup belimi kendine yasladı ve öyle yürümeye devam ettik. "Harold amca sende çok yoruldun. Ben tek kalırım sen de çık."
Harold amca kafasını sallayıp arkamızdan gelmeye başladı. Dışarısı çok güzeldi. Kaçarken hiç fark etmemiştim.
"Drew sen çilek seviyorsun diye kendi elleriyle çilek ekti." Harold amca konuşmuştu.
"Prensesim nerden biliyorsun çilek sevdiğimi diye sormayacak mısın?" "Neden sorayım ki biliyorum..." Ne dedim ben! "Yani tahmin edebiliyorum diyecektim."
"KOŞUUNN!!!" Bu Diana idi. Drew beni kucağına aldı ve hep beraber koşmaya başladık...
----------------------------------------------------------------------------------
Bölüm nasıldıı?
Hep bitirdiğim yerlere sinirleniyorsunuz fakat sizi sinirlendirmek hoşuma gidiyoo.(!)
Sizce Diana neden bağırdı?
Bu arada ters köşeye yaklaştık(Bir sürü ters köşe hazırladım). Hazırlıklı olmaya dikkat edin derim!!!
Görüşürüzzz.
<3 SİZLERİ SEVİYORUM <3
--------------------------------------------------------------------------------
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yabancı
AcciónMerhabalarrr ben Beril (~B) Kitabıma hoşgeldiniz. -Daha 9 yaşında iken ailesini yangında kaybeden Becca'ya babasının yakın arkadaşı(?) olan Valery bakacaktır. Becca 18 yaşına geldiğinde olacaklardan haberi yoktur.