"Biri bana burada ne olduğunu açıklayabilir mi?!" Diye bağırdığımda annem bana döndü
"Catherine, dedenlere git biz oraya geleceğiz," dedi ve saatine baktıktan sonra devam etti."kahretsin 18 dakika kaldı." Dedi ve telaşla valiz hazırlamaya devam etti. Bilmediğim bir endişeyle merdivenlere doğru yöneldim. Vestiyere bıraktığım çantamı alıp kapıyı sertçe çekip çıktım.
Sokakta kimse yoktu?
Bu yaka müstakil evlerle doluydu. Tam karşıdaki müstakil eve doğru ilerledim ve zilini çaldım kapı erkenden açıldı.
"Aa torunum hoşgeldin birtanem" dedi ve beni içeri aldı anneannem
"Hoşbuldum anneanne, dedem nerede?"
"Terasta güzel kızım"dediğinde yanıtımı almış bulunup terasa ilerledim. Dedem teleskopla dışarıya bakıyordu, geldiğimi sesimden anlamış olacak ki "Hoşgeldin Kate, sana birşey anlatmam gerekiyor.." dediğinde sesindeki endişe korkumu eleveriyordu..
"Dinliyorum?" Dediğim zaman bana dönerek "Bu gece sakın hiçbir yere çıkmıyorsun, anlaşıldı mı?" Bunu neden söylediğini az çok tahmin ediliyordum işe gitmememi ve yine basıma iş açacağımı düşünüyordu. Dedemi çelişkide bırakmamak için " Tamam dede," diye geçiştirdim.Yaklaşık 2 dakika sonra zil çaldı ve gelen ailemin kalanından başkası değildi. Herkes çok tedirgin duruyordu bugün ve bunu sorgulayacak enerji bende olmadığı için herkese iyi akşamlar dileyerek anneannemin benim için hazırladığı üst katta bulunan odaya gittim.
Saat: 02.52 /
2 cevapsız mesajYorgun bir şekilde gözlerimi araladım ve yanımda duran telefonumu alıp cevapsız çağrılara baktım. Bazıları patronumdan bazıları ise arkadaşım Maya'dan gelmişti. İlk önce Maya'nın attığı mesajlara girdim
Maya- Perdeyi açıp dolunay'a bakmalısın, dikkat et çok uzun bakma büyüsüne kapılırsın ;)
Dalgaya alıp patronumun mesajlarına girdim
Victor- Bu akşam tüm çalışmalar durdurulmuştur. Yarın saat 06.00'a kadar kimse dışarı çıkmasın.
Siz- Tamam patron.
Dedim ve Maya'nın bahsettiği şeyi çok merak edip yataktan kalktım ve tüm duvarı kaplayan camdan bakmak için perdeyi açtım.
Kanlı Ay?
Birden ferahlatıcı bir koku sezdim. Başım ağrıyor, dönüyor ve kulaklarım çınlıyordu. Korktuğum için arkamdaki yatağa oturdum ve bir anda ne olduğunu anlayamadığım şekilde yatağa sertçe düştüm. Kalbim korkudan deli gibi çarparken daha gerimde duran kapı açıldı.
Kollarımın ve bacaklarımın serbest olmasına rağmen hareket edemiyor, çığlık atamıyordum. Bir anda içeriye bir adam girdi, korkmama rağmen hiçbir şekilde kımıldayamıyordum. Odaya giren kişi yanıma yaklaşıp cebinden bir toplu iğne çıkarıp askılı bluzumdan açıkta kalan sol omzuma sapladı ve anlamadığım birşeyler okuyup yanımdan ayrıldı. Bi anda sanki içimde tuttuğum nefesi aniden bırakmışım gibi oksijen vererek uyandım.
Rüyada mıydım?
Korkuyla dün gece uzandığım yerden kalktım. Bunun rüya olmasına imkan yoktu. Bir kanıtım vardı, evet.
Dün gece koluma iğne batıran bir adam vardı!
Aniden aynanın karşısına geçip omzuma baktım.
Hiçbir şey yoktu!?
"Bu gece yine geleceğim."
"Sen de kimsin?" Diye sordum.
"Aptal aptal sorular sormayı kes ve arkana bak."
Dediğinde onu sert sesine karşın arkamı döndüm. Benden uzun, yapılı, lacivert bir pelerine ve smokine sahip, çekik mavi gözlü ve kulakları bir elf gibi uzun, pürüzsüz ciltli ve oldukça yakışıklı olan bir adam gördüm tuhaf bir çekiciliği vardı.
Onu görüyordum ama tekrar aynaya baktığımda yansıması yoktu?
"Yansıman..?"
"Beni sadece sen görebiliyorsun."
"Neden?"
"Boşver, annen geliyor." dediği gibi kapı çaldı.
"Kate, hazırlanıp aşağıya gel yemek hazır!"
"Tamam anne," deyip geçiştirdim.
"izninle aşağıya ineceğim." Dediğimde kapının önünden çekilip geçmeme izin verince aşağıya indim.
"Günaydın Catherine."
"Sana da günaydın baba.."dedim ve sofraya oturup büyük bir iştahla tabağımı bitirdim.
Sofradan kalkıp arkamı döndüğümde tam karşımda duruyordu. Gerilmemle sofradaki herkesin gözü bana döndü.
"Bozuntuya verme, odana git."dediğinde "Ehe.. " diye bir ses çıkardım ve yanından geçerek odaya çıktım.
Odaya girip kapıyı kapattığımda onunla ne kadar konuşmaya çalışsam da beni geçiştirmeye çalıştı./ Saat; 02.58 /
"Neden uyuyamıyorum?" Diye sordum hâlen adını bile bilmediğim adama.
"2 dakika sonra sorman gerekmeyecek" kaşlarımı çattım.
"Ne anlama getirmeye çalışıyorsun?" Diye sordum.
"Ayağa kalk." Dediğinde kalktım ve yanına doğru ilerledim. Ellerini şakaklarıma bastırarak bilmediğim birşeyler okuduğunda terlemeye başladım. Başım dönüyor, ne yapmaya çalışsam da geriye çekilemiyordum.
Ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim sol omuzumda şiddetli bir ağrı hissettim...1. Bölüm sonu :)
Umarım beğenmişsinizdir vote vermeyi unutmayın!
(Umarım güzel olmuştur)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHİR
Fantasy"bana zarar veriyorsun.." ._._. (fantastik, romantik ve gizem barındıran, burçlara ağırlık verilen bir kitap -tutulursa basıma göndereceğim- umarım beğenirsiniz)