1.5

39 3 0
                                    

Mami "NE! Sen mi?" diyip kahkaha attıktan sonra bir marketten bir kaç malzeme alıp bizim eve geçmiştik. Annem bugün Seda teyzemlerde olacaktı. O yüzden ev boştu.

Mamiyle masaya oturmuş, ona mantar soymayı öğretirken ömrü boyunca lazım olacak bir kaç bilgi veriyordum.

"Bak şimdi ters çevirdiğin mantarın şapka kısmının alt tarafından küçücük alıyorsun bıçakla sonra hafifçe çekiyorsun ve soyuluyor." Bütün dikkatini mantara vermiş çocuğa baktım "Hadi şimdi sen dene bakalım"

Eline mantarı aldı ve anlattıklarımı uyguladı. Biraz zor da olsa becerdiğinde heyecanla bana döndü. "BAK YAPTIM. Olmuş mu?" Gülümsedim elimi başına uzatıp saçlarını okşadım. "Hem de çok güzel olmuş." dedim.

O da bir kaç saniye gülümsese de anın garipliğiyle boğazını temizledi ve elimi hemen geri çektim. Sonra gerekli bilgilere devam ettim.

"Mantarı soymamızın sebebi yıkanmaması yapısı süngerimsi olduğu için eğer yıkarsak temizlemekten ziyade yaptığımız şey onu daha da çok kirletmek olur."

Anlatırken el çabukluğuyla mantarları bitirmiştim. Mami de hala elindeki mantarla uğraşıyordu. O da sonunda bitirdiğinde. Tezgaha geçtim o hala oturuyordu. Mantarları keserken konuşmaya devam ettim.

"Mantarları pişirirken su eklersen mantarlar kararır. Eğer hem tat açısından daha iyi bir yemek istiyorsan su eklememelisin."

Tavanın altını yaktım. Ve kestiğim göğüsleri tavaya attım.

"Tavukların olmasına yakın kestiğin mantarları ekle kendi sularında kavrulsunlar. Suları bitince içine bir kutu krema ekle. Güzelce karıştır."

Arkamı döndüm açık gözlerle beni izliyordu. Kıkırdadım ve devam ettim.

"Kremayla bütünleştiklerinde baharatları ekle. Benim favorilerim kekik, tuz, tozbiber ve karabiber. Bir kaç dakika da onlarla pişirdikten sonra içine makarnanı ekleyip biraz da onunla pişir."

Anlatırken yemeği yaptığım için aynı anda bitirmiştim. Hemen tabakladım.

"Vee evet. Yemeye hazır." dedim ve pat diye önüne koydum.

"Kesin çok kötüdür!" derken bir çatal aldı makarnadan. Gözleri açıldı kafasını aşağı yukarı sallarken.

"Çok kötü olmuş ya bunu bir kutuya koy bana ver ben çöpe atayım." Derken bir çatal daha aldı.

"Madem bu kadar kötü," dedim yüzüne yaklaşırken. Kulağına doğru fısıldadım. "Neden yemeye devam ediyorsun?"

Bir anda öksürmeye başladı. Sanırım boğazına kaçmıştı. Sırtına vurdum. "Helal helal.." dedim gülerken bir taraftan hızla su uzattım. birkaç kere daha öksürdükten sonra yüzünü bana çevirdi.

"Ziyan olmasın diye yiyorum." dedi öksürmekten kısılmış sesiyle. "Öyle mi?" dedim hafifçe gülerek."O zaman afiyet olsun."

Bir süre yemeklerimizi yedik, havadan sudan sohbet ettik Muhammet Ali artık kalkması gerektiğini söylediğinde onunla birlikte ayaklanıp onu geçirdim. Ayakkabılarını giydikten sonra ona bir poşet uzattım.

"Bu ne?" dedi kaşlarını çatarak. "Makarna" dedim ve gülümsedim. Gözleri ışıldadı, sanırım makarnayı umduğumdan fazla beğenmişti. Gülümseyerek elimden poşeti aldı ve "Haydi görüşürüz!" dedi ve merdivenlerden inmeye başladı.

Arkasından bakakalan sarışın çocuk nedenini bilmeden sırıtıyordu. İkisi de küçük adımlar atıyorlardı ama henüz farkında değillerdi..

200 vote olunca bölüm atıcam diyip atmadım... 225 oldu şimdi atıyorum ianfşanfşsnfçs... Neyseeee. Dün doğum günümdü🥹🥹. İyi ki doğdum! Hepinizi çokçokçok seviyorum. 🫶🏻🫶🏻🫶🏻

new student / bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin