Ev büyük bir sessizliğe mahkum edilmişti. Herkes bir yere gitmiş ve bende odamda oturuyordum. Serhat ağa, Boran ve Harun şirkete gitmiş, Berfe hanım ve Kader, Rojda'nın yanına gitmişti. Aynadan kendime bakıp üstümü düzelttim ve odadan dışarı çıktım. Merdivenlerden inip salona gireceğim zaman Robin'i salona girerken görmüştüm. "Bunun bu saatte burada ne işi var?" diye kendi kendime sordum. Merdivenlerden inip salona girdiğim zaman Berfin'in ve onun oturup sohbet ettiklerini görmüştüm. "Robin senin burada ne işin var?" diye sordum.
Robin arkasını dönüp bana bakmıştı. "Babamı ziyarete geldim. Ama o evde yokmuş. Bende burada Berfin'le sohbet ediyordum." dedi. Onun adını söylerken de sonuna yenge kelimesini eklememişti. Berfin'in bakışları burada olmamdan rahatsız olmuş gibiydi. "Baban şirkette sende oraya git." dedim. Robin bakışlarını Berfin'den bana çevirmişti. "Beni kovuyor musun?" diye sormuştu. Oturduğu yerden kalkıp bana doğru yaklaşmış, yanıma gelince durmuştu. "Sen şansını kaybettin." demişti. Ona anlamayan gözlerle bakmıştım. "Senin yengem değil de benim sevgilim olmanı isterdim." deyip gülümsemişti.
Onun sözleriyle gözlerim kocaman açılmıştı. Kulaklarım ve ensem alev almış gibi yanıyordu. "Hadi bahçeye çıkalım." deyip ayağa kalkan Berfin, Robin'i kolundan tutup oradan çıkarmıştı. Az önce duyduklarım neydi? Peki Berfin'in Robin'e davranışları?
Yukarı odama çıkıp banyoya girmiştim. Kıyafetlerimi kirli sepetine atıp, duşun altına girdim. Soğuk su bedenimi yalayıp geçerken rahatlamıştım. Gözlerimi kapatıp kendimi denizde hayal etmeye başladım. Boran ve ben sahil kenarındaydık. İkimizden başka kimse yoktu. Şezlonga uzanmış elimdeki kokteyli yudumluyordum.
Mutlulukla gözlerimi açıp suyu kapatmıştım. Bornozumu üstüme geçirip duştan çıktım. Dolaptan bordo renginde bir elbise çıkarıp onu giydim. Başıma da siyah bir şal takmıştım. Gözlerime sürme çekip odadan çıktım.
Berfin'in odasından gelen seslerle durmuştum. Kalbim nedense küt küt atmaya başlamıştı. Nefesimi verip yutkunmuş ve kapının aralığından içeriye göz atmıştım. Gördüğüm manzara olduğum yerde çivilenmeme neden olmuştu. Robin ve Berfin yarı çıplak bir şekildeydi. Nefesimi vermiştim ama boğazımdaki yumru yutkunmama engel olmuştu. Onlar beni fark etmeden titreyen bacaklarımla merdivenlerden indim.
Şimdi ben ne yapacaktım? Bu duruma sessiz mi kalacaktım? Boran'ın bu ikisinin yaptıklarından haberdar olması lazımdı. Şimdi ben söylersem Robin beni kendisine iftira atmakla suçlardı. O yüzden elimde bir kanıt olması lazımdı. Aklıma gelenle geri dönmüştüm. Tabi yarı yolda Berfin'le karşılaşmayı beklemiyordum. Gözlerini kocaman açıp bana bakmıştı. "Bir yere mi gidiyordun?" diye sormuş sesindeki korkuyu gizleyememişti. "Dışarı çıkacaktım." dedim ve yanından geçtim.
Evden dışarı çıkmış ve en yakın bir parka gidip oturmuştum. Berfin bir zamanlar Boran'ı sevmiyor muydu? Robin'i görünce neden onun ağına düşmüştü. Robin'in amacı Boran'ın mutsuz olmasıydı. Berfin'i de diğer kıza yaptığı gibi kenara atacaktı. Çocuklardan biri salıncaktan düşmüş ve ağlamaya başlamıştı. Oturduğum banktan kalkıp çocuğun yanına gittin. Çocuğu yerden kaldırıp "Bir şeyin var mı?" diye sordum. Çocuk yüzündeki yaşları silip "Biraz canım acıdı." demişti. Etrafıma göz gezdirip "Senin annen nerede?" diye sordum. Çocuk elini kaldırmış ve parmağıyla bir yeri işaret etmişti. Onun gösterdiği yere baktığımda yanındaki kadınlarla çene çalan kadını görmüştüm.
Çocuğun elinden tutup annesine doğru gittim. "Burada oturmuş dedikodu yapacağına çocuğuna sahip çık." dedim ve kadına baktım. Kadın anlamayan gözlerle yüzüme bakıyordu. "Çocuğunu kaçırsalar, haberin olmayacak." dedim. Kadının bakışları çocuğuna kaymıştı. "Çocuğun salıncaktan düştü ama sen dedikodu yapmakla meşguldün." deyip orayı arkamda bırakmış ve yürümüştüm. Bazı insanlar gerçekten çocuk sahibi olmayı haketmiyordu. Hava bugün çok güzeldi ama benim moralim bozulduğu için eve geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERDEL
General Fiction{Önemli bir duyuru paylaşmak istiyorum. Kitabım yetişkinler içindir. 18 yaşın altındakilere önermiyoruz..} Sevgili dostlar.. BERDEL Hikayesi herkesin yazdığı gibi bir hikaye değil. Yarısı gerçek hayattan uyarlandı. Mutluluk aslında yanı başımızdad...