Damla: Dedem doğum yaptı, taksi param da yok bana bi 400 ateşler misin yakışıklı?
Yakışıklı: Deden doğum yaptı?
Yakışıklı: Tanıştığımızı sanmıyorum kayıtlı değilsin. O halde neden para istiyorsun?
Damla: Üzümü ye bağını sorma yakışıklı
Satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.
Oy aşkolar oy...
Seviliyorsunuz.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölümde Damla'nın kombini
Yarım saate herkes evde toplanacağı için hazırlanmıştım. Üzerime beyaz bir elbise giymiştim. Hafif bir makyaj da yaptım. En sevdiğim parfümlerimi de üzerime sıktıktan sonra hazırdım.
Ne güzel oldum ayol.
Odamdan çıkıp salonda duran yakışıklının yanına geçtim. Salona girdiğimde gözünü telefondan kaldırdı. Gözleri tüm bedenimde gezindi. Belirgin bir şekilde yutkundu. Kendi etrafımda bir kez döndüm. "Nasıl olmuşum aşkım?" Diye sordum gülümseyerek. Dediğimi bir süre anlamadı sonra kendine geldi. "Çok güzel olmuşsun." Dediğinde yerinden kalktı. Yanıma geldiğinde belimden tutarak beni kendine çekti. Ardından sıcak dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Belimi sıkarak beni duvar kenarına çekti. Dilini dilimde hissettiğimde ağzımdan küçük bir inleme kaçtı. Belimde bulunan elleri yavaşça kalçama indi. Kalçamı sıktığında sırtım duvarla buluştu.
Nefes nefeseyken geri çekildiğinde, bu kez dudakları boynuma indi. Hafifçe öptü. Dudaklarını boynumdan ayırdığında tekrardan dudaklarıma bastırdı. Sert ama bir o kadar da güzel öpüyordu. O beni öperken tırnaklarımı boynunda gezdiriyordum.
Tekrardan dudaklarımız ayrıldığında güldüm. "Madem böyle öpebiliyordun, neden onca zaman yapmadın yakışıklı?" Diye sordum hafif kızarak.
Sükinetle bekledim onca zaman şu ateşli öpüşme gerçekleşsin diye.
"İstersen tekrardan yapabiliriz?" Dedi ciddiyetle. Güldüm. "Misafirlerimiz varya hani canım gerisine gece devam ederiz."
"Keşke gereksiz elemanları eve çağırmasaydın tıpçı." Bu durumdan memnun olmadığını çok belli ediyordu. "Hayırlı bir iş yapıcaz şurda yakışıklı. Belki eltim olur fena mı?" Diye sordum.
"Bize mi kaldı Ege'nin aşk hayatı?" Söylediğiyle koluna vurdum.
Egeyi çok sevmiyor olabilirim ama bu benim elti istemediğim anlamına gelmiyor.
"Yakışıklı sus tamam mı sus. Bize kaldı yahu bize." Cıkladım üç kez. Sabır diledi sessizce.
Kapı çaldığında koşarak gittim.
Kapıyı gülümseyerek açtım. "Hoş geldiniz boksörler ve Deniz." Yağız gülerek salona geçti. Deniz ve Ege geçmediler bir süre. Sanırım birbirlerinin geçmesini bekliyorlardı. Ege en sonunda dayanamadı. "Deniz geçer misin artık?"
