Ben karnımda iki can taşıyordum. Daha hamile olduğumu kaldıramazken iki tane çocuğa hamile olmam beni şoke etmişti.
Gölzerimi Alptuğ'a sabitledim. Onun gözleri de benim gözlerimdeydi. Yusuf Bey karnımdaki jeli sildi. Bende yattığım yerden yavaşça toparlandım. Alptuğ da yardım etmek için kolumdan tutmuştu. Üstümü düzelttim güzelce. Beraber masanın karşısındaki iki koltuğa oturduk.
"Size yememeniz gerekenler ve dikkat etmeniz gerekenler için bir liste oluşturdum. Şuanlık bir sorun gözükmüyor. Eğer dikkatli davranırsanız sorun çıkacağını düşünmüyorum."
Elime listeyi verdi. Az çok yememem gerekenler biliyordum. Kısaca bir göz attım. Alptuğ da ayaklanmıştı. Oturduğum sandalyeye elini koymuştu. Arkamdan o da listeye bakıyordu. Kısa bir göz gezdirdikten sonra Yusuf Beyle vedalaşıp odasından çıktık.
Hastane koridorunda sessizce yan yana arabaya kadar ilerledik. Bu süreçte ne o konuştu ne ben. Ondan beni eve bırakmasını rica etmiştim.
Eve geldikten kısa süre sonra gözyaşlarımı tutamadım. Bu çok zordu. Çocuk sahibi olmak büyük sorumluluklar getirecekti. Bunları başarabilir miydim bilmiyordum. Daha önce böyle bir duyguyu yaşamadığım için karmakarışıktım. Ruhsal olarak çöküş yaşadığım bir döneme girmiştim. Ama bebeklerim için buna dayanmam gerekiyordu.
Kısa bir dinlenmeden sonra şirkete geçmiştim. Kendimi işe vermeyi seviyordum. Mesleğimi severek yapmam da bunun bir artısıydı.
Telefonumun çaldığını duymamla elime aldım. Alptuğ arıyordu. Bekletmemek adına telefonu açıp kulağıma koydum.
"Ahsen"
"Efendim Alptuğ"
"Eğer müsaitsen akşam yemeğine seni davet edebilir miyim? Annemler nişandan önce seninle tanışmak istiyorlar."
Ailesi haklıydı tanışmayı istemekte. Sonuçta oğulları evleniyordu. Bana da gidip tanışmak düşerdi.
"Tabi gelirim akşam. Bana konum atar mısın?"
"Ben seni saat 8 gibi alırım."
Düşünceli çocuktu velhasılkelam.
"Tamamdır. Gelince haber edersin. Görüşürüz. "
"Görüşürüz Ahsen."
Telefonu kapatıp masama koydum. İşlerimi bi an önce halledip eve gitmem gerekiyordu.
Dosyaları inceledim. Bir kaç çizim yaptım. İşler iyi gidiyordu. Defile için de neredeyse her şey hazırdı. Kıyafet dikimlerinin çoğu bitmişti. Bunun için o kadar heyecanlıydım ki. Hayallerimi gerçekleştiriyordum. Tarifsiz bir duyguydu.
Saat 7'ye yaklaşırken son işlerimi de hallettim. Şirketten çıkıp arabama bindim. Simay'la bu konuları konuşma fırsatım olmamıştı. Simaya anlatmam gerekiyordu her şeyi.
Simay'a yaptığım çağrı anında açıldı.
"Oo kim bu arayan güzellik."
Simay neşesi bitmeyen biriydi. Her kötü olduğumda güldürmesini bilirdi beni.
"Asıl güzellik sizsiniz Simay hanımcım."
Onun da güler sesi gelmişti bana.
"Yok efenim olur mu öyle şey."
"Olur olur."
"Beni neden aramakta bulunuyosunuz acaba?"
"Simay benim sana bir haberim var."
"Böyle konuştuğuna göre büyük bir haber."
"Simay biz bugün Alptuğ ile hastaneye gittik ya."
"Evet gittiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahsen
ChickLitTitreyen ellerimle kapıyı açtım. Derin bir nefes aldım. Korkuyordum. Daha tanımıyordum bile onu. Her ne kadar elim ayağım titrese de güçlü adımlarla girdim içeri. Odanın ortasına kadar geldim. O da başını masadan kaldırmıştı. Göz göze geldik. O an...