Selam,çok uzatmayacağım bir süredir yoktum hayatımda bir takım aksaklıklar oldu birini kaybettim,sağlık sorunlarım vardı gibi şeyler şimdi burdayım yeni bir kurgu ile karşınızdayım bu kurguyu yazarken sonu zaten kafamda yazmıştım haberiniz olsun. Onun dışında kurgu nasıl ilerler bilmiyorum ama bu hikayeyi yarım bırakmam şuanlık Meyus'a devam etmeyeceğim.(onun için bir fikrim yok)
Sorularınız varsa seve seve cevaplarım.
İyi okumalar...
(Bu bölüm dahil olmak üzere tüm bölümlerin başında ufak yazılar yazacağım alıntı veya kendim yazabilirim hoş duracağını düşünüyorum ve içimden geliyor)Hayat bazen size seçenekler sunar siz seçtiğiniz yolu beğenmediğiniz için hayata kızar,küsersiniz oysaki bu sizin seçiminiz. Anlık kararlarla yola çıkmayın iyi düşünülmüş fikirler her zaman yolun sonuna çiçek açtırır...
Babamın isteği üzere misafirlerimiz için hazırlanmaya başladım.
Üstüme krem rengi bir gömlek altıma da kahverenginde bir kısa etek giydim
krem rengi topuklu botları altıma geçirdim. Saçlarım dalgalandırıp kenarlarından küçük tutamlardan alıp arkaya bağladım. Babam "misafir geliyor hazırlan" dediği zaman kesinlikle kusursuz görünmem gerektiğini çok önceden öğrenmiştim.Babama olan saygım çok fazlaydı onu çok seviyordum ama aramızda hibir zaman sıcak bir baba-kız ilişkisi olmamıştı buna üzülmüyordum çünkü zaten hiç sevgisini görmediğimden eksik kalmış gibi hissetmiyordum. Annem ben ortaokula başladığım sene kalp krizinden vefat etmşti o zamandan beri bir şeye, bir insana bağlanmaktan korkuyordum onu da kaybederim diye. Annemden bana miras kalan şey tutuncu-kızıl saçlarım ve ela gözlerimdi.Anne babamın arasında ilişki çok üzücüydü, babam annesi istedi diye annem ile evlenmişti annem ise babama aşık olmuştu. Annem babama çok bağlıydı, babamın sevgisizliğini annem her zaman fazladan bana vererek kapatıyordu ama onunla olan ilişkim de kısa sürmüştü.
Annem öldükten bir sene sonra yani ben 11-12 yaşlarındaken babam üvey annem Melda Hanım ile evlenmişti bundan 5 sene öncede küçük kardeşim Sena doğmuştu onu öz kardeşimden öte seviyordum o da beni. Melda Hanım katı ve umursamaz bir kadındı sadece babamla ve kendiyle ilgileniyordu. Onunla aramada herhangi bir ilişki yoktu,benim için sadece babamın karısydı.Makyajımı dahil her şeyi kusursuz yapmaya çalışıyordum.
Koyu kahverengi bir dudak kalemiyle dudaklarıma çereve yaptım açık kahve tonlarında bir ruj ile içini doldurdum. Gözlerimin altına biraz kapatıcı sürüp eyeliner çektim maskara da sürdükten sonra yüzüme makyaj sabitleyici sprey sıkıp işimi tamamladım.
Bittiğine şükredip üstümü kontrol ettim o sırada kapı çalındı "gir" deyip gelene baktım. Küçüklüğümden beri dadılığımı yapan Aysel Hanımdı şimdi ise Sena'ya bakıcılık yapıyordu."Mira misafirler gelmek üzere, Halit Bey aşağı inmeni söyledi."
"Tamam Aysel abla Sena'yı odasından almadıysan ben alır gelirim.
"Almadım yavrum."
"Tamam sen in biz geliriz."
Başını sallayıp aşağı indi.
Hemen yan odamın kapısının önünde durup kapıyı dinledim Sena içeride her zamaki gibi oyuncaklarıyla konuşuyordu onun bu tatlı halleri evdeki samimiyetsiz havayı benim için dağıtıyordu.
Kapısını çaldım,içeriden "geeel" diye ince sesi duyuldu.
Kapısını açtım "merhaba canımın içi ne yapıyorsun" dedim.
"Oyun oynuyoum abyacım" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELFİDA
General FictionBazı yıldızlar çoktan kaydı,o rüzgarlar çoktan esti,hikayenin sonu çoktan belliydi. O yıldızları ben tutamadım,o rüzgarlarda ayakta kalamadım,hikayenin sonunu değiştiremedim. Benim kuzgunum bana yıldızları verdi,beni dimdik tuttu,ama o da sonu değiş...