Zaman hızla akıp gidiyor gerçekten. Önceleri endişelendiğim şeyleri düşünürken bugün atlattığım için şükrediyorum. Tamam belki kontrol edilmekten hoşlanmıyorum ya da hoşlanıyorumdur. Derinlerimde bir yerlerde bilinçaltımda belki gerçekten hoşlanıyorumdur ya da paralel evrenin birinde. Fakat bu kadarı da tehlikeli gibi geliyor.
Bunları düşünürken etrafımı akbaba gibi sarmış kendilerini günlük yaşamdan biri gibi göstermeye çalışan heriflere baktım. Gerçekten farkedemeyeceğimi düşünmüyorlardır herhalde. Öbür türlü beyinlerinin varlığından şüphe edeceğim. Kafede boş bir yere oturdum. Aradan geçen 3 haftadan sonra ayağım ve elim neredeyse iyileşmiş sonunda bana bu eziyetten kurtulmam için yardım edeceklerini umuyordum. Kendimi daha canlı hissediyordum çünkü her an tetikteydim. Ortalık sakinleşmiş görünüyordu.
"Hoş geldiniz efendim , ne sipariş etmek istersiniz?"
Dışarıya o kadar odaklanmıştım ki yanımda olup biteni fark edemedim. Yerimden sıçrayarak kadına döndüm.
"Arkadaşımı bekliyorum."
İnsanlara karşı nazik ve tatlı dilliyimdir yani sadece kadınlara ve insana benzeyenlere. Ama şuan gereksiz samimiyet kurmak bile benim için tehlikeli.
Garson kadın gülümseyerek kafasını salladı ve başka bir masaya yöneldi. Bende cebimden 'telefonumu' pardon , telefonum elimden alınıp bana zorla verilen takip cihazi görevi gören teknolojik aleti cebimden çıkardım. Saate oflayarak baktım. Böyle giderse eve geç kalacaktım. Evet , belli bir saatten sonra evde olmam gerekiyor. Bunların hepsi can sağlığım için ödediğim "küçük" bedeller.
Birkaç dakika sonra arkadaşım sonunda geldi."Naber Eslem?"
Eslem çantasını ve paltosunu diğer sandalyenin üzerine koyup sandalyeye oturdu. Güleryüzlü bir şekilde beni selamladı. Ben belki stres altında kafayı yesemde Eslem bu işin ustası. Rol yapmada ve soğukkanlı olmakta başarılı.
"İyi canım , sen nasılsın? Bi ara ulaşamadık sana."
"Hmm bende iyiyim. Meşguldüm biraz."
Yutkunarak pencereden dışarıya baktım. Sonra telefonumu masaya koyarak Esleme göz ucuyla telefonu gösterdim. Eslem gözlerini çevirmedi bile. Çantasından kendi telefonunu çıkardı ve masaya koydu.
Gizli şeyler yaparken hep çok heyecanlanırdım. Bu heyecan yakalanma korkusuyla beraber nedensiz bir coşku ve sevinçte getiriyordu bana.
Biraz bekledikten sonra telefonu masadan aldım. Eslemde aynı numaranın kayıtlı olduğu başka bir telefon daha vardı. Her şeyin kusursuz olması için bildirim sesini kapattım. Andrei telefonumu dinliyordu ve arkasından iş çevirdiğimi fark etse bu sefer iki ayağımı da kırardı. Derin bir nefes aldım ve Eslem'e yazmaya başladım. Bir yandan da Andrei'ye her şeyin normal olduğunu inandırmak için normal bir buluşmada gibi konuşmamız gerekiyordu.
"Şey ne içmek istersin? Önce karar verelim sonra garsonu çağırırız."
Bir yandan da telefonda Eslem'e mesaj yazıyordum.
– Acilen Rusya'ya uçak biletine ihtiyacım var.
– O işi ben hallederim. Ama başka bir yolu olamaz mı? Polise gitmeyi denesen falan?
Eslem menüyü eline aldı ve göz gezdirmeye başladı.
"Hmm haklısın galiba İce Latte alıcam sende bak menüye güzel şeyler var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPLANTI | BXB
Romance•Dubcon(dubious consent) ve CNC(consensul non-consent) içerir!🔞 " Gerçekten bu numarayla kaçabileceğini mi düşündün Demir?" Aklıma gelen her yolu denemiştim ama çıkmaz sokaklarla dolu bir labirentte gibiydim. "Andrei.." diye fısıldadım. Kolla...