Cigarettes Out The Window

ep3 Semih'in olmadığı her yer bataklık gibiydi.

(Oy ve yorumlarınızı bekliyorum keyifli okumalar dilerimmm!)

-Kenan

Uykumdan uyanmıştım öylece gördüğüm kabuslar beni rahatsız ediyorken nefes almam bile zordu artık benim için. Etrafa bakındığım sırada yatakta sol yanımda uykuda olan Semih'i görmüştüm, onun yanımda olmasının belirsizliği beni daha da nefessiz bırakıyorken ayaklanmıştım aniden. Nefes almak için pencerenin önüne gelmiştim birkaç adımda ve camı açıp derin nefesler çekmiştim içime. Az biraz sakinler gibi hissediyorken camın önünden ayrılmıştım düşme korkusuyla, atlamazdım ya da düşmezdim ama içime işleyen korkuyla ayrılmıştım camın önünden.

Paketime ilişmişti gözlerim, her ne kadar Semih bana kızsa da içmeden duramıyordum, bünyem sigarasızlığa da Semihsizliğe de asla alışkın değildi olamazdı. Onu rahatsız etmesin istedim sigaramın dumanı, korka korka gittim camın önüne. Camı tekrardan açıp çakmakla sigaramı tutuşturdum ve dumanı çektim içime. Zehir ciğerlerime nüfus ederken ve boğazımı yakarken alışkın olduğum hissiyatın bana bu kadar garip gelmesine anlam verememiştim birden

Bu gece hiçbir şeye anlam veremiyordum anlaşılan.

Kendi kendime gülüp sigaramı içmeye devam ederken gözlerim aşağıya kaymıştı, yurt normalde bu kadar yüksek değildi ama gözlerim uykudan yeni uyanmaya alışamamıştı demek ki hala. Başımı iki yana sallayıp gözlerimi sıkıca yummuş ve sigaramı bitirene kadar art arda çekmiştim dumanı içime. Biten sigarayı camdan aşağıya fırlattıktan sonra tekrar yatağıma dönmek istesem de içimde artan sigara içme arzusuna karşın bir tane daha dal yakmıştım

Gece akıp giderken paketimdeki sigaralar da usul usul azalıyor ve duman ara sıra içeriye doluyordu, Semih'i rahatsız edeceğimi düşünüp kendime küfür etmiştim sessizce. Ona doğru dönüp kontrol etmek amacıyla baktığımda uykusundan sıyrılmak üzere olduğunu fark edince kafama geçirmiştim avcumun içiyle, cidden eşek birisiydim ben.

Elimdeki dalı yeni yakmış olduğum için camın köşesinde durdurmuş ve onun yanına doğru adımlamıştım, yatakta yarı aralık gözlerle etrafa melül melül bakan sevgilime gülümsemeden edememiştim, o kadar şirindi ki görseniz aklınızı yitirirdiniz. Güzelliği vardı üzerinde, mükemmelliği vardı, baş döndürücü bir adamdı Semih Kılıçsoy.

Ben onun araladığı güzel gözlerine bakıp gülümsemiştim içtenlikle, o da bana bakıp gülümsese de üzerimdeki leş kokuyu fark edince yüzünü buruşturup "İçme şu mereti Kenan." demişti kızgın sesiyle. Ben ise omuz silkip dudak büzmüştüm küçük çocuk gibi, onu iyice uyanıp bana sokulması için bir süreliğine rahat bırakarak camın önüne gitmiştim tekrardan, sigara dalındaki külü dışarı silkeleyip tekrar içmeye başlamıştım.

Semih on dakika geçmişti ki ayılmıştı tamamen sanırsam, çıplak ayağı ahşap zeminde ses çıkarta çıkarta gelmişti yanıma. Başını omzuma yaslayıp öylece durmuş ve kokumu içine çekmişti derin nefeslerle, onun yüzünü görme arzusuyla yanıp tutuşarak elimdeki dalı atmış ve ona çevirmiştim bakışlarımı. Başını hafifçe kaldırmış şirin şirin bakıyordu bana. Onun bu haline gülümserken yüzünü sıkıca tutmuş ve kendime çekip alınlarımızı yaslamıştım