0.0 Dikişler, savaşlar ve kan korkulu Dominik

216 34 75
                                    

Sol elimle kanayan sağ koluma tampon yapmak maksadıyla baskı uygularken, sağ elimle hala silahımı ateşlemeye devam ediyordum. Acıyı çok da fazla hissetmesem bile nişan aldığım yer; vücuduma kurşun girip çıkmasına ve canımın yanmasına sebep olan adamaydı. Arkadaşlarımın sesleri kulaklarıma doluyor fakat onlar zerre umrumda değil. O adamın öldüğünü görmeden bana buradan gidiş yoktu.

Siper aldığım duvar arkasına sinip boşalan şarjörümü değiştiriyorum. Bana doğru sıkılan kurşunların seslerinin kesilmesini bekliyor, duran bir an yakaladığım an sıktığım dişlerimle tekrar ateş açıyorum. Bu sefer kurşunlardan birinin onun göğsüne yakın bir noktaya girdiğini görünce yüzümde bir sırıtış yer ediniyor. Duvarın arkasına geçip silahımı yanıma bırakıyorum.

Gözlerim etrafı tarıyor, koluma saracak bez benzeri bir şeyler arıyorum. Bulamayınca silah seslerinin arasında duyulmasını umarak arkadaşlarıma sesleniyorum. İmdadıma yetişen adamın Alexander olduğunu görünce sevinmek istesem bile yüzüm anında acıyla buruşuyor. Yinede gelen kişi Dominik olmadığı için Tanrı'ya şükranlarımı sunuyor ve arkadaşımın tişörtünün üzerine giydiği gömleği çıkarıp koluma sarışını izliyorum.

Sardıktan sonra uçlarını alıp bir düğüm atıyor. Attığı düğümü çekiştirip sıktığında bir küfür dudaklarımdan firar ediyor. Alexander bitirdikten sonra sağlam olan kolumu patpatlayıp kafasını duvardan çıkarıyor. Dikkatli bir şekilde çatışmaya tekrar katılıyor. Sesler bir süre daha devam ettikten sonra kesiliyor, arkadaşıma bakıyorum.

"Temiz." diyor adamların hepsini vurduğumuzu kastederek. Kafamı sallayıp soruyorum. "Bizimkiler iyi mi?"

"Birkaç koruma yaralandı, ekip iyi ama." Rahat bir nefes alıp kafamı geriye doğru yaslıyorum. Biraz huzurla sakinleşmek istemem Dominik'in çığlığı yüzünden bozuluyor. Yüzüm ağlak bir ifadeye bürünürken Alex'in gülmemek üstün bir çaba sarfettiği yüzüne çeviriyorum gözlerimi. Sert bakışlarımı fark etmiş olmalı ki küçük bir öksürükle toparlanıyor.

"Dusan herif." diye bağırıyor Dominik son hecesini uzatarak, hepsi birlikte yanımıza gelmiş. O an Sebastian'ın korkulu yeşil gözleriyle bedenimi incelediğini görüyorum. Sakinleşmesi adına tebessüm ettiğimde yavaşça sarılıyor bana. Ayrıldığında sarı saçlarını sevip gözlerini silmesini izliyorum. Arkadaşlarıma bir bakış attığımda Dominik'in kan olmuş koluma baktığını görüyorum.

"Dominik sakın, hayır yapma bak." Sakinleştirmek için elimi uzatıyorum ama yaptığım yanlışı sonradan fark ediyorum. Yaraya baskı uyguladığım için kanın kırmızılığını tamamen kabul etmiş olan elim onu iyice kendinden geçiriyor.

"Bir." diyor Ferdi bir adım ona yaklaşıp. "İki." Tamamen arkasında duruyor bu sefer. Ne yapmaya çalıştığını anladığımda sırıtıyorum. "Üç." dediğinde kollarını açıyor. Gözü yukarı kayan Dominik bayılıp onun kucağına yığılırken koltuk altlarından tutup zarar vermeden yere bırakıyor. Buna oldukça zıt bir şekilde yere bıraktığı an bir tekme savuruyor tam kalçasına. "Bıktım senin ılık götlülüğünden puşt."

"Tam on ikiden isabet." Ryan yumruk yaptığı elini onunla tokuştururken göz devirip elimi Seba'ya uzatıyorum. Desteğiyle kalkıp yanıma gelen korumalara yerde yatan arkadaşımı gösteriyorum. "Arabaya taşıyın şunu." Yanımda duran Sebastian'a göz kırptıktan sonra depodan çıkıyorum.

✩✩✩✩✩

Hepimizin bakışları artık horlamaya başlayacak olan Dominik'in üzerindeyken Frederico'nun bitmek bilmeyen kıkırtılarını dinliyorduk. Arabanın içi serin olmasına rağmen artık sıkıntıdan terlemeye başladığımı hissediyorum. Dominik'i omzunda yatıran Alexander boğuluyormuş gibi hareketler yaparken Ferdi onu tokatla ayıltmak için elini ovuşturuyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 25 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ölümsün Doktor - Edin'DusanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin