31

47 5 1
                                    

Merhabalar, iyi okumalar,,

Yıldızımı veriniz efenim öptüm mwah~

Ayrıca, yazım hatası var mı bilmiyorum... Kontrol etmeden yayınladım. Bu yüzden herhangi mantık veya yazı hatası varsa affola, bir ara düzelteceğim,,

***

"Senin yanında mı olacağım?" Sıla histerik bir gülüş patlatırken Mete tarafından hapsedilen bileğini kurtardı, sert bakışları meydan okurcasına adama kilitlenmişti.

"Arık'ın tavırlarından rahatsız olduğunu söyleyip onun gibi davranmaya devam edersen, senin onu ciddiye almadığın gibi ben de seni ciddiye almayacağım." dedi Sıla ve konuşmak için dudaklarını aralayıp aralarından hızlı bir nefes dolduran adamı umursamadan bir hışımla merdivenlere doğru ilerledi.

"Sıla-"

Sıla'nın durmasını işaret ederek havaya kalkan elini görünce Mete sükûnetini korumaya devam etmeyi seçti ve öylece salonun ortasında dikilerek merdivenleri çıkan kızı izledi.

Sıla, merdivenler yüzünden mi Mete yüzünden mi bilmiyordu ama kalbinin atışını kontrol edemiyordu. O kadar hızlanmıştı ki, göğüs kafesine çarpan kalbinin sesi kulaklarını sağır edecekti sanki.

Merdivenlerin başında dikilip hızlı ve derin nefesler aldı bir süre, o sırada Arık'ın aralık kapısındaydı gözleri. Oraya girdiğinde neler olabileceğini tahmin bile edemiyordu ancak kendini buna mahkûm hissediyordu.

Yavaş adımlarla Arık'ın odasına doğru ilerledi, mantıklı düşünmesi ve çekileceği muhtemel sorguya da bir o kadar mantıklı cevaplar verebilmesi için kendini motive etti hızlıca kapının önünde. Kapıyı tıklattı, Arık'ın taptığı sesi kulaklarına esince yavaşça araladı kapıyı.

"Gel Sıla." dedi açık cama yaslanmış, zifiri karanlık olan manzarayı izlerken Arık. Zihni tam olarak gözlerinin önündeki orman gibiydi. Tek bir ışık parlasa her şey ortaya dökülecekti ama o ışığı bulamıyordu.

Ona doğru adımlayan kızın ayak sesleri yaklaşınca yavaşça bedenini ona çevirdi ve cama yaslanmaya devam etti. Kollarını önünde birleştirdi, kızı baştan ayağı iyice süzdü ve derin bir nefes alıp:

"Ne oluyor, Sıla?" diye sordu. Sesi oldukça ciddi ve bir o kadar da oldukça tepkisizdi ancak içten içe Sıla ile aralarındaki varlığını hissettiği kopukluk, canını gereğinden fazla yakıyordu.

"Nasıl ne oluyor?" diye mırıldandı Sıla çekingen bir şekilde. Sağ eli, sol dirseğini kaplarken bakışları odada geziniyordu. Kendini cezalı bir çocuk gibi hissediyordu o an.

"Benden uzaklaşıyorsun, neden?"

"Senden uzaklaştığım falan yok, Arık. Farkındaysan buraya gelerek seninle tekrar yakınlaşmaya bir şans verdim 1 haftalık ölüm sessizliğimden sonra. Benim burada olmamı Cenk amca istedi evet ama sebebim sensin."

"Seni burada tutan ne babam ne benim gibi duruyor uzaktan bakınca." diye cevapladı imalı bir şekilde Arık. Gözleri, direkt olarak kıza sabitlenmişti.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Sıla, etrafta amaçsızca gezen bakışları Arık ile buluştuğunda.

"Mete diyorum, onunla aranızda ne var?" Arık, bedenini pencereden ayırıp kıza doğru yakınlaştırdı bedenini. Cevabından korktuğu bu soruyu, sonunda dürüstçe sorabildiği için içten içe kendini tebrik ediyordu.

"Hiçbir şey olduğu yok, ne olabilir Allah aşkına? Yıllardır yüzünü görmediğim adamla aramda ne olabilir Arık?" Sıla, duruşunu düzeltirken Arık'tan çekmemişti bakışlarını. Hiçbir şekilde dürüst cevaplardan kaçmıyor, yine de yumuşak kalmaya özen gösteriyordu.

KUYTU (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin