Bölüm 46 : Ahter abi!
☆☆☆☆☆
2 hafta sonra
₺ : Yine mi sen? Odama ne ara girdin?
¥ : Girdim işte, eee bugün nasılsın Ahter abim?
Gölge : Ahter?
¥ : Kardeşiz demiştik, sence bu ismi söylemek benimde hakkım değil mi Ahter abi?
Evet gelen Yankı idi, tepkisini umursamadan onun koltuğunda oturmuş ikinci ismini diyordu. Gölge ona hak verdiği için büyük koltuğa oturup geri yaslanıp yeni tamir edilmiş telefonunu yan koyup geri yaslandı. Yankı onda bi sorun olduğunu anlamış gibi oturduğu yerden kalkıp onun yanına gidip oturdu.
Yankı : Abi neyin var?
Gölge : Moralim bozuk.
Yankı : Neden?
Gölge : Insanlar canımı sıkıyor.
Yankı : Hangi insanlar?
Gölge : Genel olarak insanlar, her biri....
Bugün aslında boştu ama gelmişti, ayakları onu buraya getirmişti. Sanki Yankı'nın buraya geleceği içine doğar gibi erkenden gelip odanın kilidini açıp birkaç dakikalığına lavaboya geçmişti. Işte şimdi buradaydı, Yankı onun dizinde duran elini tutup başını omzuna koydu. Bununla burukça gülümseyip saçlarına ufak bir öpücük kondurup şefkatli sesiyle yeniden konuştu.
Gölge : Affet, seni diğer insanların arasına koymuş gibi oldum. Bana istediğin gibi seslen ister abi de ister Ahter, kafana göre takıl.
Yankı : Ben seni anlıyorum abi, onlar bazen benimde canımı sıkıyor.
Dedi takılmadığını belli ederek, şuan tek istediği kısa bir süreliğine beden değiştirme yaşadığı adamla konuşmaktı. Onu iyi anlıyordu, bazı insanlar acımasızdı ve onunda bu durumdan yana çok canı yanmıştı. Gölge derince nefes alarak başını yan yatırıp gözlerini kapattı.
Yankı : Yolunu kaybeder gibi hissedersen dur abi. Dur bi nefes al, rahatla sonra devam et.
Gölge : Keşke öz kardeşim olsaydın.
Yankı : Kan bağı olmasa bile biz zaten kardeşiz abi, ruhlarımızın birbirimizi seçmesi tesadüf değil. Bu planlanmış birşey gibi, belki de biz birlikte yada aynı anda ölürüz.
Dedi mırıldanarak, elini bırakıp bu defa da çocuk gibi Gölge'nin saatiyle oynamaya başladı. Bunun üzerine Gölge saçlarını karıştırarak yeniden konuştu.
Gölge : Ölmeni istemiyorum sarışın, gerekirse birlikte ölelim ama benden önce ölme!
Yankı : Bende senin ölmeni istemiyorum kara gözlü, hep yaşa çünkü sen yaşamayı hak ediyorsun. Sen bana abi oldun, öz abim bana inanmazken sen inandın.
Gölge : Hep inanırım kardeşim, hadi kalk bir yerlere gidip eğlenelim. Sinemaya filan gidelim, lunaparka gidelim hadi!
Dedi kalkarak, onun kalkmasıyla boşluğa düşen Yankı ise tam homurdanacakken birden bire Gölge onu oturduğu yerken kaldırdı. Başı Gölge'nin göğsüne çarparken huysuzca şunu söyledi.
Yankı : Insan bi haber verir ayı.
Gölge : Çok ayıp, birdaha dersen ağzına biber sürerim cici çocuk.... Neyse hadi gel oynamaya gidelim.
Yankı : Ne? Sen ciddi misin?
Gölge : Evet hatta ilk parka gidelim, boşsa seni orada sallarım. Bugün yetişkin bireyler olduğumuzu unutalım tamam mı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Yankısı!
Jugendliteratur"Gölgelerin rengi olmaz" dedi çocuk, derdi vardı bu sesinden bile belliydi. Yırpandığı gözlerinden bile belliydi. Sırf annesi onu sevmiyor diye ölmek istiyordu, yaşamaktan nefret ediyordu....