Jungkook yüzünde adete dans eden güneş ışınları yüzünden gözlerini yavaşça açmıştı. Kendini temiz bir şekilde büyük ve yumuşak yatakta bulmuştu. Hoseok onu eve getirdikten hemen sonra bit doktor çağırmış, Jungkookun hayati tehlikede olmadığını anladıktan hemen sonrada ona banyo yaptırıp ,temiz kıyafetler giydirdikten sonra uyuyana kadar başında beklemişti. Ama tüm bunlar Jungkooka verilen ilaçlar yüzünden ona sadece kabus gibi geliyordu. Omega biraz kendine geldikten sonra gözleri yatakta eşinin bedenini aramış ama bulamamıştı. Yataktan çıkıp mutfağa yönelmişti. Burnuna çok güzel ve nefis kokular geliyordu. Namjoonun şarkı mırıldanıp pancake hazırlarken yakalamayı beklemiyordu açıkçası. Onu gören alfa yanına yaklaşıp alnına bir öpücük kondurmuştu.
" Günaydın güzelim."
Güzelim... Ufaklık dememişti ve nedense yüzünde çok huzurlu bir ifade vardı. Eskiden gizlemeye çalıştığı gerginlik sanki yok olmuştu ve Jungkook bunu görüyordu. Omega akşam neler olduğunu az da olsa tahmin ediyordu ama bunu sorup ne kendi ne de eşinin tadını kaçırmak gibi bir niyeti yoktu. Hiç bir şey olmamış gibi davranmaya karar verdi. Bu ilişkileri için en iyisi olacaktı. Esmer adama sıkıca sarılmıştı. Namjoon da ona aynı şekilde karşılık vermişti. İlk defa aklında başka düşünce ve endişeler olmadan sevdiği omegaya sarılıyordu. Burnuna yanık kokusu gelince hemen kendinden küçük ve narin bedeni bırakmıştı. Hemen tava dan yanmış parçayı almaya koşmuştu ama ne yazık ki pancake'i kurtaramamıştı.
" Sanırım bir tane pancake'i yaktım."
Jungkook sevgilisinin bu şapşal haline sesli bir şekilde gülmüştü. Namjoon karşısında gülümsemekten gözleri kısalmış tavşan dişleri gözükecek kadar geniş bir şekilde gülen omegayı büyük bir zevkle izliyordu. İlk defa bu kadar huzurlu bir şekilde sevdiği adamın her hareketini izleyip keyfini çıkarabiliyordu. Jungkookun her yüz ifadesi ve hareketi alfayı daha hayran bırakıyordu. Omega Namjoonun gözlerini ona dikmiş bir şekilde izlediğini hissedince utanmış ve gülümsemeyi kesmişti.
" Neden gülmeyi bıraktın?"
" Ş-Şey sen beni öyle izleyince tuhaf hissettim."
" Neden?"
" Bakışların normalinden biraz farklıydı."
Namjoon Jungkooka yaklaşıp kaslı kolları ile ince beli sarmıştı.
" Öyle mi? Nasıl bakıyormuşum?"
Esmer kendi ve eşinin yüzünün arasında çok az bir mesafe bırakarak sorusunu sormuştu. Jungkook sevdiği adamın nefesini yüzünde hissedince utanmış ve yüzünde bir sıcaklık hissetmişti.
" Ş-Şey. Sanki daha bir sevgi dolu bakıyordun sanki."
" Ben herkese öldürecekmiş gibi bakarken bir tek sana sevgi dolu bakıyorum sevgilim. Neyse bu kadar sohbet yeter. Sana hazırladığım kahvaltıyı yemelisin yoksa soğuyacak ve tadı kaçacak."
Namjoon pancake dolu tabağı masaya koyup ,eline kahve fincanını alıp kendi yerine geçmişti. Jungkook yerini alıp pancakelerden bir parça ağzına atmıştı. Ağzındaki lezzet patlaması yüzünden gözlerini genişçe açmıştı.
" Voah bu çok lezzetli. "
Namjoon ona hayranlıkla iltifat eden eşine gülümseyerek kendi şeklinde teşekkür etmişti. Jungkook tabağın yanındaki soğuk kahveyi görünce büyük bir mutlulukla bir yudum içmişti. Bazıları için küçük ve belki de önemsiz bir şeydi ama eşinin böyle küçük detayları hatırlayıp , önemsemesi onu çok mutlu etmişti. Aklına birden Taehyung ile beraber iken olan anıları gelmişti. O hep ona zamanı olmadığını söyleyerek özür diledikten sonra eline para veya kredi kartları tıkıp istediğini al çekinme aşkım derdi. Ama kendi seçip almış en pahalı hediye şuanki anın yanında bir hiçti. Bir insana verilebilecek en büyük hediye umursanmaktı. Jungkookun birden gözleri dolmuş, ayağa kalkıp Namjoonun yanına gitmişti. Kucağına oturup boynuna sıkıca sarılmıştı.
" Teşekkür ederim. "
Namjoon sevgilisinin neden kendisine teşekkür ettiğini anlamamıştı.
" Bu teşekkürü neye borçluyum?"
Jungkook ona daha sıkı sarılmıştı.
" Beni umursadığın, bana katlandığın ve beni sevdiğin için sana minnettarım. "
Namjoon omegasının saçını okşamaya başlamıştı.
" Orada dur bakalım ufaklık. Burada biri teşekkür etmesi gerekiyorsa o da benim. Senin gibi temiz,sevgi dolu ve masum birinin bana kalbini emanet etmesi benim için büyük bir onur. Ben ne yapsam da senin sevgine layık olamam."
Jungkook başını itiraz edermişcesine
sallamıştı." Bu dünyada bir tek sen benim aşkıma layıksın. Kim ne derse desin ,ne yaparsan yap ,kimse senin kadar beni sevemez bundan eminim. Bende senin sevgine kör bir şekilde güvenmeye karar
verdim. "Bu sözler sonrası Namjoon dayanamayıp Jungkookun dudaklarına yapışmıştı.
Sizlerden bir ricam ve size bir sorum var.
Ricam: Lütfen oy verip yorum yapın.
Sorum ise bu fici uzatsam mı yoksa final mi yapsam?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karma (Namkook)
FanfictionJungkook ihanete uğramış bir omegaydı. Ona ihanet edenler bir şeyi bilmiyordu. Jungkook karmaya inan biriydi.