dört : kolları arasında nefessiz kalmıştı.

358 52 70
                                    



uyarı!!
ceset unsuru ve smut sahnesi içeriyor.





🃏





hoping you'll save me right nowyour kiss got me hoping you'll save me right nowlooking so crazy in lovegot me looking, got me looking so crazy in love

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



hoping you'll save me right now
your kiss got me hoping you'll save me right now
looking so crazy in love
got me looking, got me looking so crazy in love


beyoncé — crazy in love (fifty shades of grey ver.)










"nefes alamıyorum."

kapana kısıldıkları yerde yükselen alevlerden dolayı aldığı düzensiz nefesleri gittikçe mide bulandırı bir hâl alıyordu jungkook için, alevlerden çıkan dumanlar burnunu sızlatıyordu artık. ikisi de biliyordu, çıkış yoktu.

vücuduna sanki isteyerek bir zehir aktarıyormuş gibi hissediyordu taehyung. ormandan bir tavşan avlamış gibi sıkı sıkıya tutuyordu jungkook'u, ona yeterince sorun çıkarmışken daha fazlasına izin veremezdi. kendisi de nefes almakta bir hayli zorlanıyordu ancak bunu belli etmeyecek kadar da bir profesyonelliği vardı. duman ikisinin de gözlerini yakıyordu buna rağmen ikisi de gözlerini kırpmamaya yemin etmiş gibi birbirlerine bakıyorlardı, güvenmedikleri apaçık ortadaydı. taehyung elinin büyüklüğü sayesinde iki bileği de ustaca kavrayabildiğinden dolayı biraz daha sıkarak kaçmasını tamamen engellemişti.

"çıkar beni buradan."

"şşhh, jungkook."

bakışlarını sağ taraftaki alevlere çekip kafasında hızla oluşturduğu planı nasıl gerçekleştireceğini düşünmüştü taehyung. kapıyı açabilirse ve dışarı tarafa düşürmezse kaçması inanılmaz hızlı olacaktı fakat bunu yapabilmesi için de önce jungkook'u öldürmeliydi. belindeki kancasını belli etmeden çıkarmak adına boşta duran elini arkasına atmıştı, fark ettirmemeye çalışmak gibi bir amacı olmadığından dolayı da bunu rahatlıkla yapabiliyordu. ancak hesaba katmadığı bir şey vardı ki, o da jungkook'un inadıydı. bakışlarından anladığı an tırnaklarını taehyung'un eline hiç acımadan saplamıştı, kanatana kadar da çekmeye meyilli değildi, tabii taehyung buna izin vermeden hızla uzaklaşmıştı ondan.

jungkook bacaklarının arasındaki dizin de geri çekilmesiyle ayağıyla tekme attığında kaygan zeminin bilinci hâlinde giremediği kapıya doğru yürümeye başlamıştı. arkasını dönüp acıyla inleyen taehyung'a bile bakacak hâlde hissetmiyordu, bir an önce kurtulmak istiyordu. bir yerden sonra kayganlığı duran zeminin kolaylığıyla zorla seçebildiği kapının kulpunu kavradığı gibi hızlıca açmıştı. içeriye girdiğinde burnuna gelen leş gibi küf kokusunun, aslında gerçekten de leş olduğunu anlaması uzun sürmemişti.

hey, mickey!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin