Ben küçükken maalesef ki annemi kaybettim. Babamla başıboş kaldık. İlkokul hayatım en zor zamanlarımdan biriydi. Durumumuz iyi değildi. Herkes güzel çantalar,yepyeni kalemler,pembe silgiler,mis kokulu çörekler,kekler,simitler alıp gelirdi okula. Ben ise ölen ablamdan kalan çantayı takıp babamın hazırladığı domatesli tostumu alıp giderdim. Altı delik olan ayakkabılarımdan sular dolardı ayağımın içine. Fakat babama söyleyemezdim, kışın ortasında daha kirayı ödememişken yeni ayakkabılar alıp babamı zorlayamazdım. Mecbur öyle gidiyordum fakat yine de güzel di. Teneffüs zili çalar çalmaz herkes dışarıya çıkıp oynardı. Ben de isterdim oynamak,koşmak,eğlenmek. Fakat bizim için seçilen hayat buydu. Birgün yine zil çaldı. Tüm güvenimi toplayıp gittim. Bahçe de gördüğüm iki kız dikkatimi çekti. Seksek oynayarak vakit geçiriyorlardı. Gitmek isterdim,fakat içimdeki utanç duygusu asla buna izin vermiyordu. Kızlar onlara baktığımı görünce bana seslendiler.
"Hey niye orada duruyorsun? Gelsene buraya. Beraber oynayalım."
Kalbim küt küt atmaya başladı. İlk defa bir arkadaşım,ilk defa beni isteyen biri oldu.
"Hemen geliyorum."diyebildim sadece. Koşarak yanlarına gittim. Uzun süre beraber konuştuk. Adları Janle ve Manle idi. Onları asla unutmayacaktım çünkü onlar ilk arkadaşlarımdı.
Evimizin karşısına yeni taşınmışlardı. Ne yazık ki zil çaldı ve derse girdik. Bu son dersimizdi bayan MALY çok sinirli bir insandı neyse ki bu dersi de atlattık. Eve giderken Janle ve Manle beni çağırdı. Onlarla beraber evlerimize gidecektik.
Anneleri gelmişti. Onu görünce koşa koşa sarıldı Manle ve Janle. O an boğazım düğümlendi,nefes alamadım. Koşarak lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp nefes almaya çalıştım. Kendi kendime,
"Anne seni çok özledim,lütfen yanıma gel,lütfen dön ve gel,seni çok seviyorum, sen gidince hayatım çok kötü oldu,lütfen lütfen gel annecim..."diyordum.
Biraz kendime geldiğimde okuldan çıkıp eve doğru gittim. Manle ve Janle kapıdaydı.
"Seni çok merak ettik,nereye gitmiştin?"
"Bı an kötü oldum ondan dolayı gittim."
"Tamam Jeffi kendine dikkat et,oyun oynayacak mısın?"
"Oluuurr."
"Hadi oynayalım."
"Ben ortaya geçmem Janle."
''Hile yapmayı kes Manle!"
"Offf tamam ablaa."
Hayatımın en güzel günleri geçiyordu. Tüm akrabalarım Paris'te,New York'ta idi. Onlara gidemezdim. Yarın hafta sonuydu. Göle gitmek istedimm. Hemen koşturdum.
"Baba yarın gölete gidelim mi?"
"Kızım nerden çıktı o?"
"Baba lütfennn."
"Tamam kızım gideriz."
"Yesss sen dünyaninn en iyi babasısın babammm."
Gece sevinçten uyuyamamıştım. Kalktığımda babam hazırlanmıştı. Eski arabamıza binip gittik... Kötü ve iyiydi. Çocukluk günlerim. O günleri çok özler,hep o günlere dönmek isterdim. Gölete geldiğimizde babam oltayı çıkardı. Bana balık tutmayı yavaş yavaş öğretiyordu.
"Önce oltanın ucuna yemeği takman gerekli tatlım..."
Göle oltayı attığımda büyük bir şey takıldı. Ne kadar çekmeye çalışsamda çekilmiyordu. Sonunda babamın yardımıyla zar zor kurtardık. Bu bir ayakkabıydı. İnsanlar niye denizleri kirletiyordu? Hayat çok câniceydi. Alıp çöpe attık. Babamla birlikte uzun süre vakit geçirdikten sonra gitme vakti gelmişti. Eve gidip sessizce eşyaları yerleştirdik. Yemek için babam harika bir omlet yapmıştı. İnsanlar denizi kirletmeseydi belki balıkta olacaktı ama neyse. Babam çok iyi omlet yapar. Küçükken annesinden öğrenmiş. Şuan annesi maalesef ki öldü. Güzel bir yemek pardon omlet ve ekmek yedik. O günüm çok güzel geçmişti. İlk defa bu kadar eğlenmiştim. Bir de keşke annem olsaydı ama işte biliyorsunuz siz. Çocukluk zamanlarım benim için çok güzeldi.