Okulda beşinci teneffüsteyyiz ve ben arkadaşlarımı tuvalete gidelim diye darlamaya hazırlanıyorum.
Hafsa'ya bulaşmadım sakince kitap okuyordu ve yanına gidersem direk spoiler verirdim,Havva resim yapıyordu göz ucuyla merakla küçük not defterine çizdiği resime baktım. Sadece yüzü olan koca burunlu bir cadı. Nereden aklına geldiğini sorgulamayacaktım. Boşta kalan Sümeyye'ye yapıştım.
"Sümeyye, benimle tuvalete gelir misin canım arkadaşım?" dedim harfleri uzata uzata bir yandan da kolunu çekiştirdim."Tamam, geliyorum" dedi başka seçeneği yoktu zaten.
Sınıftan çıkıp koridorda ilerlemeye başladık bizim katımızda yedilerden ve beşlerden birer sınıf vardı. 7/İHO ile 7/A yine aralarında abuk subuk kavga ediyorlardı ellerinde on milyon katrilyon cibilyon tane kağıt ve bantla yapılmış sopalarla...
Aralarında bir de benim kurtulmaya çalıştığım platoniğim.
Ne kadar vazgeçmeye çalışsam da beceremediğim için salak olduğumu biliyorum bunu bana illa birinin hatırlatmasına gerek yok. Her bokunu bildiğim bu çocuk ondan hoşlandığımı da biliyor gibi gibiydi. Okulda birbirimizi döver, evde saatlerce Roblox oynardık. Bu bulunduğum duruma ne arkadaşlık ne de sevgililik diyebilirim vallahi adını bende bilmiyorum. Sümeyye başka tarafa baktığımı görünce bakışlarını benim baktığım tarafa çevirdi ve yüzüne saçma bir sırıtış kondurdu.
"Heee" dedi bu tepkiyi vereceğini bildiğimden ve konuşmanın daha saçma yerlere gitmesini istemediğimden tuvalete doğru sürükledim onu. Tuvalette hızlıca işimi hallettim ve lavaboya ilerledim yapacağım şeyi yine unutan masum Sümeyye beni bekliyordu. Elimi yıkadıktan sonra ellerimden akan suyu şap diye Sümeyye'nin yüzüne fışlattım. Sesini çıkarmadı elleriyle yüzünü ovuşturup yavaşça başını kaldırdı tehditkâr Sümeyye bakışının tek bir anlamı vardı.Kaç.
Öyle de yaptım pişmiş kelle gibi sırıtarak hızla tuvaletten çıktım tabi ki kapıyı arkamdan çarpmayı da ihmal etmedim.
Bir kaç adım atmama kalmadan kapı çarpma sesi geldi, adımlarımı hızlandırıp köşeyi dönünce merdivenlere doğru yardırdım.Merdivenlerden son hız indikten sonra Efsa karşıladı beni sanırım o da tuvalete gidiyordu. Yanına gittim zaten ben merdivenden indikten sonra tehlike geçmiş demekti beni kovalarken asla merdivenden inme zahmetine katlanmazdı zaten.
"Ne yapıyorsun" dedi Efsa'nın sesi.
Efsa yedinci sınıflardan malum kişiyle aynı sınıfta olan arkadaşımdı iyi de anlaşırdık.
"Hiç, ufak bir saldırıdan kaçıyordum."
Kıkırdadı ama niye diye sormadı. O sırada saldırıya geçmiş birini daha gördüm.
Klasik bir bacağı aksayarak bize doğru yürüyordu. Yüzü de tam gıcıklık yapacağım der gibi. Der gibi de değil direk öyle diyor. Kim mi?Yahya Can TETİKÇİ
Evet meşhur platoniğimin adı buydu. Yalnız bir soyad anca bu kadar havalı olabilirdi.
"Abi geliyor" dedi Efsa. Başımı iki yanıma yatırdım ve ellerimi ileri uzatıp parmaklarımı kıtlattım.
"Geleceği varsa göreceği de var."
Dediğim gibi sırtıma bir yumruk yedim."Kim görüyormuş?" diye küçümseyen bir ses duydum ve havaya kalktığını hissettiğim bir el.
Hızlıca arkamı döndüm ve elini havada yakaladım. Kafasına da yapıştırdım bir tane. Tam olarak şöyle bir ses çıktı.
Lapsss
Efsa'dan bir gülme sesi yükseldiğini duydum. Yahya'nın tuttuğum elini bırakıp göğsünden ittirdim. Parmağını görürsün sen der gibi sallayıp döndü gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELEKTROŞOK
Teen FictionYaşadığı şehri terk etmek zorunda kalan bir genç kızın hikayesi!